Şuanda 48 konuk çevrimiçi
BugünBugün789
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6761
Bu ayBu ay40498
ToplamToplam10157053
50 yıl önce bugünler PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 27 Ocak 2021 18:39


12 Mart 1971 sonrasında Ankara’da THKP-C örgütlenmesi ve işleyişi üzerinde değişik belirlemeler yapıldığını duydum. Bu tür belirlemeleri merak edip, arayıp okumak gibi bir huyum bulunmuyor. Neden derseniz, 50 yıl oldu da ondan… 50 yıl öncesiyle övünecek değilim, hakkımdır böyle yapmak ama övünecek değilim. Övünebileceğim yeterince şey yaptım, 50 yıl öncesi mutlaka gerekmez.

Yanlış bilgileri düzeltmek için 50 yıl öncesini anlatayım…

Mayıs 1970’te ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübüne üye oldum. Benimle üyelik söyleşisi yapan Ertuğrul Kürkçü idi. Aynı yaz Kırmızı Aydınlık dergisinde çalıştım. Bu arada Kimya Öğrenci Derneği Yönetim Kuruluna girdim. 1970 sonunda Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu’nun yayın organı İleri Dergisi’nin 6. ve son sayısının yazı işleri sorumlusu oldum. Mihri Belli ekibiyle ayrılık yaşandığı için dergi yeniden örgütlenecekti.

1971 yılı başında THKP-C’nin gayrı resmi yayın organı sayılan Kurtuluş Dergisi’ni Ali Orhan Yücelalp, İlhan Kalaylıoğlu (daha sonra vefat etti) ile birlikte yayınlanmasında çalıştım. Bu arada broşür yayını da yapıldı ve ilk broşür Yusuf Küpeli’nin yazdığı 1965-1971 Devrimci Mücadele ve Dev Genç adını taşır.

Muhtıra gelince yayına son verildi ve büro boşaltıldı.

Daha önce Ertuğrul Kürkçü bana, “güvenilir ve deşifre olmamış insan az, ortalıkta fazla dolaşma” demişti. Zaten ne kantinlere ne de yurtlara işim olmadıkça gitmezdim.

Çok sayıda aranan kişi Ankara’da gizleniyordu. Bunlar arasında irtibat kurulması işinde görevlendirildim. Kendisine bağlı çalıştığım kişi Selahattin Güleç idi, irtibat yerimiz de Kızılay’daki Yuvam Emlak Bürosu idi.

İrtibat kurduğum evlerin birisinde Yusuf Küpeli kalıyordu, diğerinde Ertuğrul Kürkçü ile Sinan Kazım Özüdoğru vardı. Daha sonra Ankara boşaldı, sanırım İstanbul’a gittiler. Yakalanma oldu. Münir Aktolga yakalandı. Kendisini ODTÜ’den tanırım ama aralarında irtibat kurduğum evler arasında onun bulunduğu ev yoktu. Ardından Yuvam Emlak boşaltıldı ve bana “bir süre ortadan kaybol” denildi.

ODTÜ’de Kimya Bölümü’nde üçüncü sınıftaydım. O yaz staj yapmamız gerekiyordu. Ben de staja başvurdum, Ankara’da Etlik yolunda orduya bağlı Ana Tamir Fabrikası çıktı, orada 1,5 ay kadar staj yaptım.

Sonra Selahattin Güleç beni buldu. Yeni görevim bir büroda belirli zamanlar oturmak ve Anadolu’nun değişik yerlerinden Ankara’ya gelenlerin bıraktıkları haberleri Selahattin’e iletmekti.

Oğuzhan Müftüoğlu o dönemi anlatırken benim Koray Doğan’a bağlı olarak çalıştığımı söylemiş ama yanlıştır. Koray’ı tanırım. O da öldürülmeden önce merkez irtibatta çalışıyordu. İlişkileri nasıldı, bilmiyorum. Ankara’da bu konuda belirleyici değildi, en azından Selahattin vardı, Selami vardı ve belki başkaları da vardı. Bu iki isim de halen hayattadır.

O dönemin genel kuralı, üstüne vazife olmayan ilişkiyi merak etmemekti. Yoğun işkence vardı, ne kadar az şey bilirsen en kötü durumda bile polisin alabileceği bilgi sınırlı kalırdı.

Oğuzhan Müftüoğlu’nun da 12 Mart 1971 sonrasında Ankara’daki örgütlenmeyi tümüyle bildiğini sanmıyorum. “O dönem her şey benden sorulurdu” anlayışıyla öyle gibi görünebilir ama böyle değildi.

Koray konusunu ya yanlış hatırlıyor ya da uydurmuş diyeceğim.

Oğuzhan Müftüoğlu Selahattin’i tanır mıydı ya da ne kadar tanırdı, bilmiyorum. Selami için de aynısını söyleyeceğim.

Tek konu kesindir: o dönem Ankara’sında kimin kime bağlı olarak çalıştığı konusunda hiç kimsenin bütünü içeren bilgisi yoktu, olamazdı. Aksini iddia eden, uyduruyor olur.

Kızıldere oldu, 1972 sonbaharında ODTÜ açılınca üç kişi bir araya gelerek geçici bir komite kurduk. Amacımız ne zaman çıkacağı bilinmeyen ama uzun da sürmeyecek afla serbest kalacakların dışarıyı boş bulmaması için THKP-C anlayışı doğrultusunda çalışma yapmaktı.

Daha sonra Devrimci Savaş, Halkın devrimci Öncüleri, Acilciler gibi adlarla anılacak örgütlenme buradan çıkacaktır.

Bu süreci geçtiğimiz yıl yayınlanan TDAS’ın Tarihi kitabında anlatmıştım.