Şuanda 76 konuk çevrimiçi
BugünBugün3126
DünDün3412
Bu haftaBu hafta25724
Bu ayBu ay51362
ToplamToplam10762162
Yeni kitap planı: yaratıcı sürgünlük PDF Yazdır e-Posta
İrfan Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazar, 08 Eylül 2024 16:36


Eğer Türkçede daha önce kullanılmamış bir kavram ihtiyaca cevap veriyor ve sürgündeki bazı insanların konumlarının açıklanmasında işe yarıyorsa, ilgi topluyor ve kendine yer açıyor.

Bu kavramı ilk kez 4,5 yıl kadar önce Köln’de yapılan ve korona kısıtlamaları nedeniyle az kişinin katıldığı ve kısa süren Gökhan Harmandalıoğlu’nu –yeni vefat etmişti- anma toplantısında kullanmıştım. On dakika bile sürmeyen kısa konuşmanın yıllar sonra hatırlanması iyiye işaretti. Kavram benimsenmişti.

Geçen zaman içinde, başka bir sürü işin yanında, bu kavram hakkında daha fazla bilgi edindim. Bu kavram değişik ülke örneklerinden hareketle karşılaştırmalı olarak incelenmeliydi. Böyle bir incelemeyi “Sürgün ve Kadınlar” broşüründe İranlı ve Türkiyeli sürgün kadınların karşılaştırılması çerçevesinde yapmıştım.

Böyle bir yaklaşım şu nedenle gerekliydi: Türkiyelilerin sürgünlüğünün başka ülke örneklerine benzemeyen özgün yanları bulunuyordu ve bu da ancak karşılaştırmalı incelemelerde ortaya konulabilirdi.

Türkiye sürgün tarihi bu konuda çok zengin ama ben esas olarak 1970 sonrasını incelemeyi düşünüyorum. Yoksa İstiklal Marşı yazarı Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’a, Halide Edip Adıvar’ın Fransa’ya sürgün gitmek zorunda kalmasına, buradan Nazım Hikmet’e kadar geriye gidilebilir. Arada Bulgaristan’a sığınmak zorunda kalan ve orada üreten Fahri Erdinç, Tuğrul Deliorman gibi yazarlar da bulunuyor. Muhtemelen bunları isim olarak anmakla yetinirim.

Ardından kategorikleştirme geliyor.

Birinci kategori; Türkiye’de iken tanınan ve sürgünde benzer faaliyetini –mesela yayın- sürdüren: Doğan Özgüden.

İkinci kategori; Türkiye’de iken pek tanınmayan ama Almanya’da yazar olarak tanınan: Doğan Akhanlı.

Üçüncü kategori; Türkiye’de iken tanınan ve Almanya’da başka alanlarda üretici faaliyetini sürdüren, alan değiştiren: Gökhan Harmandalıoğlu.

Bunlar sadece giriş belirlemeleridir, muhtemelen daha genişletirim.

Kadınlardan bildiğim Şirin Cemgil var.

Başka isimler de eklenebilir. Düşünüp planlamam gerek, daha ilerisini şimdilik bilmiyorum.

Yılbaşına kadar ya da diyelim Ocak ortasına kadar üç kitabı bitirebilirsem harika olacak.

İlki; 1989 Berlin Duvarı’nın genişletilmiş ikinci baskısıdır. En geç bu ay sonu biter. Son bölüm kaldı.

İkincisi; Kore (güney ve özellikle kuzey). Epeyce bilgi edindim ama dahası gerekiyor.

Üçüncüsü de sözünü ettiğim kitaptır.

 

Bakalım artık…