Şuanda 25 konuk çevrimiçi
BugünBugün228
DünDün1049
Bu haftaBu hafta1277
Bu ayBu ay26397
ToplamToplam10142952
KARANLIK ADAM PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 05 Şubat 2009 20:06


Mihrac Ural, ellerindeki devrimci kanini nasil temizleleyeceksin?

Biliyorum, panik içindesin. Bu örgütte işlenmiş her cinayet sana bağlanıyor. Hepsinde senin rolün varsa, bazılarını bizzat sen yapmışsan, tabii sana bağlanacak...

Bir arkadaş biraz önce gelen iletisinde bana kızmış. diyor ki:

"Mihrac'ı ciddiye alma. Yeterince açıklama yaptın, aynı konuyu tekrarlama. Seninle beraber yakalanmamış, seninle poliste olanların hiç birisi senin hakkında bu adam gibi suçlama yapmıyor. Üstelik buçlamalar da 31 yıl sonra aklına gelmiş. Geç bunları, ciddiye alma. Cinayetler hakkında başka ne biliyorsun? Bunları anlat."

Haklıdır. Dediği gibi yapacağım.

Karanlık Adam, Mihrac'ın Ali Çakmaklı hakkında yazdığı bildirinin adıdır.

Şunu sorayım: Eğer İstanbul'da görüştüğümüzde Hüseyin bana Ali Çakmaklı'dan söz etseydi ne derdim?

Şunu derdim: "Bunlar ciddi işlerdir. Kesinlikle emin olmadan kimse polis olarak suçlanmamalıdır. Hele de polis olduğu için birisini öldürmek ancak kesin kanıtların varlığı durumunda mümkündür. Buna göre davranın."

Bunun ötesinde bir şey söylemem mümkün değildi. Ali Çakmaklı'yı kısaca bir kere gördüm, yani tanıyor sayılmazdım. Adana'da ne olup bittiği konusunda da benim yargıda bulunmam mümkün değildi.

Sadece, bir karar veriyorsanız, onu savunmasını, arkasında durmasını da bilin, derdim. Bu kadar.

İstanbul'da iken Ali Çakmaklı'nın öldürüldüğünü duydum, Aralık ayının ikinci yarısında Adana'da iken bildiriyi okudum.

Mihrac! Kendi yazdığın bildiriyi saklama, ortaya çıkar. Çıkar ki, Ali Çakmaklı'nın ne kadar sudan gerekçelerle polis olarak suçlandığını herkes okusun.

Bildiriyi ilk okudğumda da ciddi bulmadım. Bir insanın polis olduğunu göstermek için 7 ile 8 madde sayılmaz. Böyle yapan, yaptığından emin değil demektir.

Üstelik, hatırladığım kadarıyla, Adana'daAli Çakmaklı ile ilgili sayılan olaylar da iki yıl önce olmuştu. Adamın iki yol öncesinde polis olduğu belliyse, iki yıldır aklın neredeydi diye sorarlar adama!

Aslında Mihrac'ın aklının nerede olduğu belli! İki yıl önce Acilciler-HDÖ ayrılığı yoktu. Ali de HDÖ safında yerini belirleyip Adana'daki kitlenin çoğunu etkilemiyordu. Böyle yapmasaydı "polis" de olmazdı!

Hele İstanbul ile ilgili saptama tam bir rezaletti. Önceden sözünü ettiğim için yeniden üzerinde durmuyorum.

Şimdi Mihrac Ural konudan kaçmaya çalışıyor.

Şahitler sağlamdır arkadaşlar. Açıklamada bulunmak isteyenler bulunsunlar, bekliyorum.

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Şubat 2009 20:30