Şuanda 71 konuk çevrimiçi
BugünBugün1289
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7261
Bu ayBu ay40998
ToplamToplam10157553
AKP'yi küçümsememek gerek PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 13 Nisan 2011 05:41


            Partiler milletvekili listelerini açıkladılar.

            Bu yazıda BDP’nin değil, esas olarak AKP’nin listesi üzerinde durmaya çalışacağım.

            Asıl konuya girmeden önce kısaca CHP üzerinde duracak olursak…

            Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi mihraklaşmayı engellemek için Önder Sav ve ekibini silerken, Deniz Baykal’ı da önemli oranda yalnız bıraktı.

            Yapılanı doğru bulan olur, yanlış bulan olur…

            Ama bir nokta açıktır: her sorumlu kendi ekibini kurmak ve onunla çalışmak hakkına sahiptir.

            Kılıçdaroğlu’nun yaptığı da bundan başka bir şey değildir.

            Eleştiriler mutlaka olacaktır ve bunları ifade etmenin de yolu ve yordamı vardır.

            Milletvekili listesine giremeyenlerin televizyon kanallarını dolaşıp türlü açıklamalarda bulunmaları, söyledikleri her şeyin doğru olduğu kabul edilse bile, CHP de yaşanılan çürümenin boyutlarını göstermektedir.

            Parti üyelerinde hele de sorumluluk üstlenmiş parti üyelerinde, parti terbiyesinin bulunması gerekir. Parti terbiyesi, haklı bile olunsa, eleştirinin öncelikle parti organlarında ifade edilmesini gerekli kılar.

            Milletvekili listesi açıklandıktan sonra CHP’de yaşanılan rezalet, bu partinin gerçek bir parti olabilmesi için alması gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor.

            AKP’nin milletvekili listesi dikkat çekici değişikliklerle dolu…

            333 kişilik Meclis grubundan 187 kişi ya da yüzde 56’sı milletvekili listesine giremedi.

            Kuzey Kürdistan’daki değişik illerden geçen seçimde milletvekili seçilmiş olanlardan önemli bir bölümü bu kez listeye giremediler.

            Bu gelişmenin nasıl yorumlanması gerekir?

            12 Haziran seçimi AKP için kritik bir önem taşıyor.

            AKP, yüzde 50 oy oranına ulaşmayı, bunu yapamasa bile mevcut oy oranını artırmayı, yüzde 10 seçim barajının yarattığı büyük haksızlıktan olabildiğince yararlanmayı hedefliyor.

            AKP seçimden en büyük parti olarak çıkacak.

            Önemli olan burası değil, hangi oy oranıyla en büyük parti olarak çıkacağıdır.

            Yüzde 10 barajının küçük partiler aleyhine çalışması dikkate alındığında, hangi Meclis aritmetiğiyle en büyük parti olarak çıkacağıdır.

            AKP’nin gerilemesi, en büyük parti olsa bile, başkanlık sistemine geçişi ve yeni anayasanın istenildiği gibi yapılmasını engeller.

            Ek olarak, AKP’nin CHP’ye göre daha modern yöntemlerle çalışan bir parti olduğunu da belirtmek gerekir.

            Böylesine kritik bir seçim öncesinde AKP’nin milletvekili listesini önemli oranda yenilemesini nasıl yorumlamak gerekir?

            Bunu yenilginin peşin olarak kabul edilmesi olarak değil, çok yönlü sürdürülecek seçim kampanyasının gereği olarak görmek gerekir.

            Birincisi: AKP yönetimi tarafından yapılan liste yorumu, “Herkesi kucakladık” şeklindedir.

            Bunu “herkesin nabzına göre şerbet vereceğiz” olarak okumak da mümkündür.

            İkincisi: AKP çatışmalı yönler içeren bir seçim kampanyası yürütmeye çalışacaktır.

            Bir yandan CHP’nin doğal tabanı sayılan Kemalist-laik kesime ve özellikle de bunlar arasındaki CHP’li küskünlere oynayacaktır.

            Bu kesimden oy alamaz ama bu kesimin CHP’ye daha az oy vermesini sağlayabilir. Böylece AKP’nin göreli oyu yükselecek ve yüzde on barajının avantajlarını CHP’ye karşı da kullanabilecektir.

            AKP’nin önemli amaçlarından bir tanesi, MHP’yi yüzde on barajının altına iterek, bu partinin alacağı oyların büyük oranda kendisine yazılmasını sağlamaktır.

            MHP bunu biliyor ve milliyetçilik çıtasını yükselterek oylarını AKP’ye kaptırmamaya çalışıyor.

            MHP oylarının AKP’ye kayması referandumdaki kadar kolay olmayacaktır.

            AKP, zorunlu olarak MHP ile milliyetçilik yarışına girecektir.

            Üçüncüsü: AKP’nin “kaç oy gelse kardır” mantığıyla sol liberalleri ve bir kısım solcuları kendi çıkarları lehine daha yoğun kullanıma sokması beklenmelidir.

            Dördüncüsü: AKP, Kuzey Kürdistan’dan seçilmiş olan milletvekillerinin önemli bölümünü yeni listesine almadı. Bunların yerine yeni isimleri tercih etti.

            Bunun ilk anlamı, AKP’nin bölgede başarılı olamadığıdır.

            Başarılı olsaydı, bu başarıyı sağlayan kadroyu değiştirmemesi gerekirdi.

            Bu değişimin nedeni, Erdoğan’ın dediği gibi, “Kürt milletvekillerinin çalışmaması, bölgeye gitmemeleri” değildir.

            Adamlarda bölgeye gidecek yüz kalmadı, asıl sorun budur!

            KCK tutuklamaları, BDP’ye yönelik bitmez tükenmez baskılar, Kürtçenin eğitimde ve mahkemelerde kullanılmasına yanaşılmaması vd. gibi uygulamaları bölgeye giderek halka anlatmak hayli zordur.

            Tembelliklerinden değil, bu nedenle bölgeye gitmiyorlar.

            AKP, bu nedenle farklı isimlerle ortaya çıkıp yeni bir umut yaratabilmeyi planlıyor.

            Bu umudun sadece farklı isimlerle yaratılamayacağını onlar da mutlaka biliyordur.

            Bu nedenle AKP’den başka türlü uygulamalar görmeye hazırlıklı olmak gerektiği düşüncesindeyim.

            Örneğin bölgede 2000 civarında derneği bulunduğu söylenen Muntazaf bu seçimlerde ne yapacak?

            Aynı partinin birbiriyle çelişik içerikteki birkaç kampanyayı birden yürütmeye çalıştığı, provokasyonu ve atraksiyonu bol bir döneme gidiyoruz.

            Her şey kar ve zarar hesabına göre yapılacak…

            Sınır ötesi operasyon yapılırsa Kürt halkından alacağımız oy azalır; diğer kesimden alacağımız o ise artar mı?

            Eğer artışın azalmadan daha fazla olacağına inanılırsa, operasyon yapılacaktır…

            Böylesi bir dönemde erken zafer psikolojisine girmek tehlikelidir.

            Kazanacağımıza inanmak iyidir, ama belirli bir sınırın üzerine çıkarsa, tehlikeli olur.

            Karşı tarafın yeni yönelimlerini zamanında görememek tehlikesini ortaya çıkarır.

            Ne olursa olsun AKP’nin küçümsenmemesi gerekir…