Şaka yapmıyorum, dalga da geçmiyorum!

Mihrac Ural’ın Antakya’nın uygun bir yerine heykeli dikilmelidir.

Biz ahde vefalı insanlarız.

Bir insanın bir marifeti varsa, takdir ederiz.

Mihrac Ural da çok yönlü ve marifetli bir kişidir.

Muhabarat elemanıdır, MİT işbirlikçisidir, beş devrimcinin katilidir, örgüt parası hırsızıdır, inanılmaz bir yalancıdır…

Bu kadar marifetin bir insanda bir araya gelmesine kolay rastlanmaz…

Mümkünse doğum yeri olan Orhanlı mahallesinde doğmuş olduğu evin önüne heykeli dikilmelidir.

Altına, Antakya’nın yetiştirdiği en büyük alçak, yazılabilir.

Veya,

“Dur yolcu! Bu heykele tükürmeden geçme!

de yazılabilir.

Bazı arkadaşların heykelin yerine itiraz ettiklerini duyar gibiyim.

Derler ki,

Evine “Antakya’nın yetiştirdiği en büyük alçak Mihrac Ural burada doğdu” yazılı bir plaket yeter.

Onun heykeli, randevu evlerinin bulunduğu sokağın başına dikilmelidir.

Bursa genelevinin kapısında sıra beklerken polis tarafından fotoğraflanan Mihrac Ural’ın heykeli için en uygun yerin neresi olduğu böylece yıllar öncesinden belli olmuştur.

Antakya’nın bir kahramanı vardır: Nebil Rahuma…

Bir de alçağı vardır: Mihrac Ural…

İkisi de kentteki yerini almalıdır.

Bu görüşün patenti bana ait değil…

Mihrac Ural Efendi Hazretleri de aynısını düşünüyordu.

Nebil Rahuma için boş mezar yapılırken bu arzusunu dolaylı yoldan dile getirmişti.

İstemişti ki, kaidenin üzerine kendi adıyla bir şiiri yazılsın…

Arzusu, ilerde kendisi için heykel düşünüldüğünden olsa gerek, dikkate alınmadı.

Aaa, bilmiyor musunuz…

Mihrac Ural şiir konusunda keşfedilmemiş bir yetenektir.

Keşfedilmemiş derken, bizler tarafından demek istiyorum.

Bütün yeteneklerini sadece kendisi keşfedebilen Mihrac Ural, şiir yeteneğini de sadece kendisi keşfetmiş ve Nebil Rahuma için aşağıdaki dörtlüğü yazmıştır…

Öyle rivayet edilir…

Dizi dizi inciyim

Güzellikte birinciyim

Ben kimim derseniz

Babamın biricik oğluyum

Bu şiiri ezberleyin ve sakın unutmayın!