Mihrac Ural’ın, ‘benim temel kadromdur, ser verdi sır vermedi’’dediği Ali Fuat Çiler hala susuyor.

Ben Ali Fuat Çiler’in yakalanır yakalanmaz bülbül gibi öttüğünü ve bildiği herşeyi polis’te anlattığını yazdım.

İrfan Dayıoğlu’nun evini polise veren Ali Fuat Çiler’dir. Adana’da  ne yaptığını teferruatına kadar poliste anlatan da Ali Fuat’ın kendisidir.

Ali Fuat, Şubat 1978’de İstanbul’da yakalandı. İrfan Dayıoğlu’nun evini verdi. İrfan evde olmadığı için hanımını yakalattı. O zaman ‘’ evinizi mecbur kaldım verdim’’ dedi. Şimdi inkar ediyor.’’ Ben vermedim sizin evi Nursel Göktaş verdi ‘’diyor. Yalan söylüyor elbette. Ali Fuat, Nursel Göktaş’ın o operasyonda yakalandığını sanıyor. Halbuki, Nursel o operasyonda yakalanmadığı gibi, evinizi ben değil o verdi diye suçladığı Nursel, İrfan Dayıoğlu kaçak duruma düştüğü zaman Nursel ile birlikte aynı evi aylarca paylaştı ve örgütsel faaliyetlerine Nursel ile devam etti.

Ali Fuat Çiler, son günlerde sinsi sinsi sağa sola not yazıyor. ‘’Seni böyle bilmezdim neden benim hakkımda yazıyorsun’’diyor ve Mihrac ile hiçbir ilgisinin olmadığını söylüyor. ‘’Ben iki tarafa da karşıyım ‘’diyor. İki taraf dediği kim? Burada iki taraf mı var? Ben bu boş sözleri geçiyorum. Esas soruna dönüyorum.

Ali Fuat için bir kaç kere yazdım. Sesini çıkartmıyor. Hep susuyor. Süt dökmüş kediler gibi susuyor ve sinsi sinsi el altından sağa sola ‘’canım benim, ben seni çok severim’’diye duygu sömürüsü yaparak gizlenmeye kendini unutturmaya çalışıyor.

Geçenlerde bir arkadaşla telefonda konuşurken önemli bir şey söyledi.

Ali Fuat’ın İstanbul’da yakalandıktan sonra Antakya’ya getirildiğini ve’’ berbat bir polis ifadesi olduğu için, içerde bayağı bir sıkıştırdık’’ dedi. Söylemek istediğim bu değil. Söylemek istediğim, adı geçen arkadaş bunları anlattıktan sonra bana, “yanlış yazıyor olmayasın, Ali Fuat’ın Amasya cezaevinde ziyaretine geldiğini söylüyorsun ama Ali Fuat o tarihte cezaevindeydi. Uzun süre cezaevinde yattı, bu sırada senin ziyaretine nasıl gelmiş olabilir’’ dedi.

Ben ısrar ettim. İstanbul sorumlusu ve Samandağ Ziraat Bankası soygunu faili diye yakalanan Ali Fuat’ın, yakalandıktan kısa süre sonra Amasya’ya  cezaevine benim  ziyaretime geldiğini’’ anlattım.

Bir kere daha yazıyorum ve Ali Fuat’tan cevap bekliyorum.

Ali Fuat, sen, Şubat 1978’de yakalandığın zaman ne kadar yattın? Ne zaman tahliye oldun?

Sen yakalandığında ben Ali ve Engin ile birlikte Isparta Cezaevinde idim.

Mayıs gibi Mihrac da bu cezaevine geldi.

Ağustos 1978’de isyan çıktı. Ben cezaevi temsilcisi olduğum için isyanın hemen başında alınarak Amasya Cezaevi’ne sürüldüm.

Kısa süre sonra da sen benim ziyaretime geldin.

Yakalanmanla benim ziyaretime gelmen arasında sadece 6-7 ay kadar zaman var.

Amasya cezaevine benim yanıma geldin mi gelmedin mi? Açık açık söyle. Senin o tarihte içerde olman gerekiyordu. Amasya’ya benim  ziyaretime nasıl geldin?

Evelemeden gevelemeden  açık açık cevap ver. Kimsin sen? Ne kadar yattın. Kaç kere hapse düştün ve ne kadar yattın.

Hapishaneye giriş çıkış tarihlerini yaz bakalım.

Bak evladım, korkmana gerek yok. Poliste öttün mü? Ser verdin sır vermedin mi? geç bunları. Biz seni çok iyi bilenlerdeniz.

Tek bir soruya cevap ver.

Amasya’da beni ziyarete geldin mi? Gelmedin mi?

Yazmaktan korkuyorsan, yazmak istemiyorsan eğer. Aç telefonu Mustafa Burgaz’a söyle. Evet gittim ya da gitmedim, İbrahim Yalçın yalan söylüyor de. De ki bak ondan sonra ne olacak. Var mısın?

Varım diyorsan eğer, bana küfür de yazsan, yazdığın hiçbir satırı değiştirmeden bu sitede yayınlayacağız. Doğrudur gittim diyorsan eğer, yeni bir soru soracağım. Bunu da cevaplayacaksın. Haydi bakalım söz sende Ali Fuat...

Hangisi doğru?

Kim yalan yazıyor?

Mihrac Ural mı?  Ben mi?

Cevabını Ali Fuat Çiler versin.

Tekrarlıyorum. Kısa ve öz. Amasya cezaevine benim ziyaretine GELDİN Mİ? GELMEDİN Mİ?