Şuanda 65 konuk çevrimiçi
BugünBugün978
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6950
Bu ayBu ay40687
ToplamToplam10157242
Abdullah Ocalan mektuplari, Mihrac Ural adli haini kurtarir mi? PDF Yazdır e-Posta
ibrahim yalcin tarafından yazıldı   
Pazar, 29 Mart 2009 09:18


Mihrac Ural’i artik taniyoruz. Suclari  biliniyor. Yuzundeki maske dustu. Desifre edildi.

THKP-C(ACILCILER) genel sekreteri olmadigi, orgutumuzun,1983 ortalarindan itibaren tamamen tasfiye edilerek, yerine ;  Turkiyedeki Hataylilarin kurtulus partisi-cephesi(acilciler) adiyla, Suriye  istihbarat orgutu MUHABERAT’in bir yan kurulusu olarak faaliyet gosterdigini ispatladik.

Mihrac Ural’in,Eski yoldaslarina karsi ihaanetlerini teker teker gozler onune serdik.

 Nebil Rahuma yoldasimizi nasil tuzaga dusurerek ust uste iki kez yakalattigini yazdik. 

Ali Cakmakli yoldasimizi,hic yok yere »polis ajani » olarak  suclayan ,’’ karanlik adam’’ adli yaziyi yazarak  orgute hedef gosterdigini ve sonunda da  siradan bir  sempatizana nasil oldurttugunu artik biliyoruz.12 eylul fasist askeri darbesinden bir hafta sonra  meydana gelen bu provakatif olayin ,orgutsel tasfiyemizin  sac ayagini olusturmasi acisindan ne kadar onemli oldugunu bilmeyen yok.Ali Cakmakli’nin katledilmesi, orgutumuzun Adana bolgesi orgutlulugunun de tasfiyesidir.

Orgutumuzun Antakya bolgesi militanlarindan,  Muntecep Kesici(Sıh) yoldasimizi Suriye’nin lazkiye kasabasinda oldurttugunu yazdik. Muntecep yoldasla birlikte hareket eden,orgut militanlarini tutuklayarak  olum tehditleriyle iskence tabi tutulduklarini  desifre ettik.

Orgutumuzun Kayseri bolge sorumlularindan  Gunay karaca yoldasin,Suriye’den Turkiye’ye donusu  sirasinda ,o donem yaninda bulunan akrabasi Ertan( Semir) adli militana ‘’…Bu adami siniri gecer gecmez kafasina bir kursun sikin oldurun’’ diye talimat verdigini yazdik.

Filistinliler arasi catismalarda taraf olunarak, Suriye yanlisi filistin orgutleri yaninda,Filistin kurtulus Orgutu(FKO)nun ,Arafat liderligindeki EL FETIH orgutune karsi orgut militanlarimizin savastirilmasina karsi cikan MK uyemiz HANNA MAPTUNOGLU’na karsi kurulan komplo sonucu nasil olduruldugunu ve ardindanda ‘sehit ‘’ ilan edildigini acikladik.

Orgutumuzun Adana bolgesi militanlarindan AHMET COLAK’in Suriye’den Turkiye’ye donusu sirasinda sinirda oldurulmesinin ‘’saibeli’’ oldugunu,bu konudaki sorumlulugunu sorguladik. 

Orgutumuz MK yedek uyesi ve LIBYA sorumlusu SAMI’nin Lazkiye’de sokak ortasinda   silah tehdidi ile kacirilarak, iskence edilerek oldurulup, deniz kenarina atilmasinin nedenlerini sorduk. 

Ayni sekilde, orgutumuz MK yedek uyelerinden YUSUF, 15 seneden fazla bir suredir kendisiyle en yakin bir calisma icersinde olmasina ragmen Lazkiye’de , ‘’hain’’ilan edilerek oldurulmesinin gerekcelerini sorduk…  

Butun bunlar yillardan beri tum orgut militanlarimiz tarafindan bilindigi gibi, orgutumuzle uzak yakin iliskisi olan devrimci orgutler tarafindanda biliniyor. Kamuoyu tarafindan bilinen bu ihanetlerin disinda, bilinmeyen bir o kadarinin oldugunu da biliyoruz.

Mihrac Ural butun bu bilinen cirkinliklerini ortmek icin her yere camur atiyor.Inkar ediyor,sucluyor.Hicbir soruya cevap veremiyor.verdigi an batacagini biliyor.( Ali cakmakli ve Nebil Rahuma olaylarina  verdigi cevap gibi)

Mihrac Ural; Bu nedenle,turkiye devrimci hareketleri tarafindan muhatap alinmiyor,sozleri ciddiye alinmadigi gibi alay konusu oluyor,Suriye istihbarati ‘’Muhaberat’’in  ‘’adami’’ olarak goruluyor. 

Mihrac Ural ; Bu nedenle,eski orgut arkadaslari tarafindan tek tek yada toplu olarak terkedildi. İhanetlerine cevap, bugun,serefil ortada kalmasi degilde nedir ? Bundan daha anlamli bir delil ne olabilir ki ?

1. kongre’de secilen MK uyelerinden hicbiri bugun kendisiyle degil. Kongre delegelerinden hic  kimse(iki kisi haric) kendisiyle birlikte degil. 

Mihrac Ural; kendi tabiriyle ‘’tecrit cemberini’’ kirmak icin yirtindi durdu. Hicbir  orgut, cevre ve gurup tarafindan ciddiye alinmadi ve bu nedenle kimseyle bir ittifak kuramadi,bir ara Yalcin Kucuk’e yamanmak istedi.Yalcin Kucuk tarafindan ‘’paranoya’ olarak degerlendirildi.Ahmet Kaya’nin golgesinde bir yer edinmeye calisti tutmadi, A.Kaya tarafinindan terkedildi. Kolu kanadi kirildi.

Simdi, internet basinda gunun 24 saati,sozumona ‘’orgut sekreteri’’ iddiasiyla,kendi adina kurdugu uc bes tane sahte mail adresi ile saga sola mesaj atarak ‘’tatmin’ olmaya calisiyor. Bunlar biliniyor.Mihrac Ural’I savunmak icin yazilan uc bes tane mail adresinin hepsinin ‘’ip numarasi’’ ayni, hepsi kendisidir.(!)     

Suclari ortada,yaptigi ihanetler,provakasyonlar ortada,katlettigi/katlettirdigi yoldaslarin tertemiz kanlari, alninda, bir kara leke olarak duruyor.   

Kimlerin,hangi gizli odaklarin ‘’masa’’si oldugunu acik acik itiraf etmesi ve tum ihanetlerini aciklayarak, seytana sattigi ruhunu dindirmesini elbette beklemiyoruz. Bu saatten sonra istese bile geri donusu olmayan bir yolda oldugunu kendiside biliyor. Devrim ve sosyalizm sozcuklerini agzina alarak o sozcukleri daha da kirletmesini istemedigimiz icin bu ihanetcinin desifre edilmesinin sart oldugunu soyluyoruz o kadar. 

Mihrac Ural, bu kadar ihaneti tek basina elbette yapmadi.Bu kadar ihaneti birarada yapabilmek bile bir ‘’yetenek’’ ister.Kimlerle yaptigi sorusu cok acik,bir ayagi MIT digeri ise Muhaberat’dir. (Örgutumuzun Turkiye orgutlenmesini cokertirken MIT’na, Suriyedeki kadrolarin tasfiye edilmesi operasyonlarinda ise Muhaberat’a yaslandi)

Mihrac Ural’in, devrim ve sosyalizm diye bir sorununun olmadigini hep yazdik.Oyle oldugu bugun daha da acik.Kurt sorunu diye bir sorununun olmadigini da biliyorduk.Kurt sorunu’nun arkasina siginarak ‘hatay sorunu’nu gundeme tasimak icin cirpindigini, sadece bu nedenle  kurt sorunu’na ilgi duyuyormus gibi gorunmek istedigini cok iyi biliyoruz.

Mihrac’in,bugun artik bir sir olmaktan cikmis bulunan ihanetleri karsisinda cevap vermesi gerekirken ,bunlari yapmayarak,her seferinde bir ABDULLAH OCALAN mektubu yayinlamasi elbette tesadufu degildi.Onun butun amaci; Kucucuk beyni ile,siginacak ‘’son liman’’ olarak gordugu kurt hareketinin,  devrimci kamuoyundaki sempatisinden  faydalanarak ‘adam’’ yerine konulmasiydi.’ Bunar tutmadi,tutmayacak da…

Mihrac Ural’in, Kürt hareketi ve lideri ABDULLAH OCALAN tarafindan nasil bir konumda degerlendirildigini gormek icin bizim uzun uzun yazmamiza gerek kalmadan, Mihrac’in kendisi tarafindan aciklandi(!)

Mihrac Ural’in kendi blog’unda yayinladigi bir mektup,kürtler tarafindan nasil degerlendirildigini de cok acik ve hicbir yoruma gerek gormeden gozler onune seriyor.

ABDULLH OCALAN imzali ve  22.3.1983 tarihini tasiyan,MiHRAC URAL ‘a hitaben yazilmis bu mektubun dikkatle okunmasini ozellikle istiyorum. Dikkatli bir okuyucu bu mektubun Mihrac Ural’a yazilmis gibi gozuksede aslinda Mihrac’a degil bir baskasina(!) yazilmis oldugunu hemen anlayacaktir.

Mihrac Ural, bu mektubu kendi blogunda yayinladi ve bir kac gun sonra da yaptigi hata(!)nin farkina varmis olmali ki kaldirdi. Mektubu aynen asagiya aktariyorum. 

1.     MEKTUP:


“Ali Kasım (Mihrac Ural bn.) arkadaş,

Bazı gelişme ve beklentileri kısaca belirtme ihtiyacı duydum. İlk husus sizlerle ortaklaşa imzaladığım ve çeşitli yetkili organlara iletmeye çalıştığımız yazıya ilişkindir. Biliyorsunuz yazı özünde Türkiye, Kürdistan devrimci hareketlerinin doğru bir siyasi perspektif altında Suriye devrimci önderliğiyle kurulması zorunlu olan bir ittifak arayışının ifadesidir. Çok cılızda olsa atılan bazı adımlar bölgedeki emperyalist statükoyu önemli oranda sarsacak önemde olduğunu göstermiştir. Yalnız geliştirmek için üzerinde durmak ve işletmek gerekmektedir. Sanırım bizzat uğraş vermeniz gereken bir dönemdeyiz. Benim uğraşlarım var. Ama bazı nedenlerden ötürü bir beklenti ve tereddüt dönemini aşmaya kafi gelmiyor.

Buna bağlı ikinci önemli husus birlikte yaptığımız görüşmenin sonuçlarına ilişkindir. Aslında sürdürmek gerekiyordu. Ama müdahalenin oradan gelmesi kural gereğiydi. Bize daha çok beklemek düşerdi. Özce bu konuda da belirlenen perspektif altında yürünmüş ve bu temel de biraz daha ciddi bir konuma ulaşılmıştır. Gelinen mesafeyi aktarmak isterdim. Ama yine bu sefer size bir dileğim olarak ta belirteyim ki, siz benimle de ilişkili olarak görüşün. Durumları –yazıda zaten tahliller var- ana hatlarıyla çizin. Benim zorluklarımı da ben kısaca belirteyim. Orda da anlattığım mihver yanı Avrupa sosyal-demokrasisine bağlı olarak Kürt hareketleri içinde kol örgütlenmesi geliştirilmektedir. Son Paris’te Kürt Kültür Merkezi yeni bir aşamayı ifade etmektedir. Kasımlo hattı tüm alanlarda değişik biçimde de olsa geliştirilmeye çalışılıyor. Sözde bazı Suriye yanlısı Kürt çevreleri de sinsi ama gelişkin çabalar harcıyorlar. Faaliyetleri önünde en ciddi engel olarak bizi gösteriyor ve bazı etki alanlarında tasfiye etmeye çabalıyorlar. Ama açıkça değil. Bu konuda devlet düzeyinde bile bazı etkilenmeleri var gibime geliyor. Devrimciliğin değil işbirlikçiliğin geliştirilmesi yarar getirmeyecektir. Bu temelde üzerimizdeki siyasal baskının yarar getireceği düşünülemez. Ben yönetimin resmi eğilimini bilmiyorum. Ama yanlış bilgilendirilme daha çok sağ anlayışı güçlendirecek, gerçekten bölge halkalarının kaderinde adeta ortak bir liderlik rolünü oynayan sayın Başkan H. Esat’ın bu konumuna zarar verebilecek Paris-Bağdat-İran muhalefeti güçlenecek ki bu çok kötü bir sonuçtur. Kürt hareketi aslında bu konuda kritik bir roldedir. Bazı şöven anlayışlar tarihsel ilerici oluşumu engellememelidir. Hepimiz bu konuda üzerimize düşeni gerçekten yapmak durumundayız.

…bildirmek istediğim diğer bir husus emniyet sorunudur. Durumu pek güvenlikli görmüyoruz. Siyasi anlamı da biraz ihtiva eder. Belirttiğim gibi “beklenti ve tereddüt” konumu çok ciddi gelişebilecek olaylardan bizleri yoksun kılabilir. Emniyet sorunu açık ki sadece bizim imkanlarla sağlanamaz. Filistin ilişkileri de yetmez. Yalnız kendi emniyetim değil sözkonusu. Ama benim konumum da giderek çok ciddileşiyor. Bazı yetkililer bunu açıkça belirtiyor. En üst düzeyde bir müdahale aciliyet kazanıyor gibime geliyor. Güncel bazı belirtiler –örneğin kaynağını pek kavrayamadığımız bazı takipler- kuşkuları geliştiriyor. Halbuki daha ciddi önlemlerin alınması zor değil. Ama tekrar belirteyim direkt sayın Başkan Hafız Esat’ın hem siyasi, hem de emniyet açısından yetkili makamları uyarması tarihsel misyonlarımızı oynamamız açısından çok önemlidir, hem bunu yapması gereken bir makam… Türk faşist cuntasının hem de en yakınınızda –Antakya’da- attığı blöflerden çekinecek birisi değildir.

Artık konunun önemini daha belirtmeye görmüyorum. Biraz da sizler vasıtasıyla bu kanaldan doğabilecek sonuçları bekleyeceğim. Olumlu olur kanısındayım. Aksi halde yine de birbirimizi destekleyeceğiz, ama herhalde daha değişik bir konum gerekli olacak.

Bir de Antakya cezaevindeki arkadaşlarla ilişki sorununu içeren notunuzu aldım. Çok pratik olarak kullandığınız kanalı sınırlı bir süre içinde olsa bizle bağlantılı olarak kullansanız nasıl olur acaba. Biz bir sakınca görmüyoruz. Herhalde posta kutusu bu tarafta değildir. Yoksa olanak tanımazlar kanısındayım.

Çeşitli durumlara ilişkin gelişmeleri anlatmak epey uzatır. Yalnız Cephe çalışmalarında Dev-Yol’un tutumu sorundur. Devam ediyor. Rahmi yeni geldi. Bu defa konuşup sonuç almaya çalışacağız. Bir de Rüstem’in Atina Pasok kanalıyla Libya’ya gitme durumu var. İlişki için tabi. Siz de gitmiştiniz, tanıyorsunuz. Bizlerin de gelmesini istiyor. Görüşüme göre gerçekleşirse sizi de haberdar edip birlikte gitmeyi önermeyi düşünüyorum. İlerde belli olur. Henüz kesin değil.

Derginizden edindiğim izlenim partileşme yolunda geldiğiniz nokta en azından ciddi demokratik bir merhaledir. Şövenizme de özgün bir darbe olacaktır. Olumlu buluyor, önerdiğiniz biçimi geliştirip desteklemekten geri durmayacağız. Ayrıca dergide sorunlara yaklaşım ve kapsam giderek gelişiyor. Dile biraz dikkat ve gelişme içinde olunduğunu unutmadan yürümekte kararlı olmanız sevindiricidir.

Yakında görüşmek dileğiyle. Yoldaşça selamlar.

22.3.1983

Ali (A.Öcalan bn.)


Not: 6.C. Kol.Böl. Parti davamız muhtemelen 16 Nisanda açılacak. Avukat ve duruşmaları izlemek olanağınız var mı. Varsa kullanmak bizim için ciddi bir eksikliği gidermeye yardımcı olacaktır. 

Dikkatli bir okuyucu bu mektubun ,aslinda Mihrac Ural’a yazilmadigini anlayacaktir.Mektup icersindeki kod’lar cozuldugu zaman Mihrac Ural’in  konumunun, ‘’yetkili’’lere  ulasabilmenin bir ‘’araci’’ oldugunu gorecektir.

ABDULLAH OCALAN, hakli olarak bir ‘guvenlik’ sorunu oldugunu ve bununla ilgilenmesi gerektigini MIHRAC’a bildiriyor. MIHRAC URAL kimdir? Sozde ‘orgut sekreteri’. Suriye gibi bir ulkede, A.OCALAN’in guvenlik sorunuyla MIHRAC nasil ilgilenebilir peki?

A.OCALAN, MIHRAC’in  Suriye’deki konumunu bildigi icin,’’...Sayin baskan Hafiz Esat’in hem siyasi hemde emniyet acisindan yetkili makamlari uyarmasi, tarihsel misyonlarimizi oynamamiz acisindan cok onemlidir’’ diyor. Ve ekliyor ’’...biraz da sizler vasitasiyla bu kanaldan dogabilecek sonuclari bekleyecegim ‘’ diyerek temennilerini belirtiyor.

Mihrac Ural ‘’belge’’ istiyordu. Iste belge. Hemde kendi blogun’dan kendisi tarafindan yayinlanan belge.

Kürt hareketi tarafindan, hangi gozle ve  nasil degerlendirildiginin acik kaniti... Devrimci bir orgut lideri degil, Suriye istihbarat orgutu elemani olarak degerlendirildiginin bundan daha acik kaniti olabilir mi?

Suriye’de bulundugum bir yil icersinde ABDULLAH OCALAN’la defalarca gorustum.uzun sohbetlerimiz oldu.Izlenimlerimden edindigim bilgi bu mektup’tan yazilanlardan farkli olmadigina bizzat taniklik ettim ve uzuntulerimi Mihrac’lada o donem paylastim. Orgutumuzun bu gozle gorulmesinin sakincalarini anlattim.Her seferinde ‘’yoldas yanlis anlasiliyoruz’’ diyen itirazlarla karsilastim.

Hersey acik ve net,fazla soze ne gerek... A.OCALAN mektuplari Mihrac Ural’i kurtarmiyor,tam tersine,MIHRAC URAL’in Suriye istihbarat teskilati MUHABERAT’in elemani oldugunu kanitliyor...

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

Son Güncelleme: Pazar, 05 Nisan 2009 09:15