Şuanda 70 konuk çevrimiçi
BugünBugün1308
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7280
Bu ayBu ay41017
ToplamToplam10157572
Ebola virüsü biyolojik boyutuyla mı yaratıldı? PDF Yazdır e-Posta


Ebola virüsü vücuda girdiğinde meydana gelen kanamalı ateş hastalığı sonucu, bağışıklık sisteminde çökme, pıhtılaşma fonksiyonunda bozukluk, kaçış sendromu (kanın serum kısmının damar dışına çıkması) ve şok tablosu gelişmektedir. Virüs vücuda girdikten sonra ortalama 5-10 gün içinde hastalık gelişmektedir. Hastalık tipik olarak ani başlangıçlı yüksek ateş, üşüme, titreme ve bitkinlik şeklinde başlamaktadır. Diğer belirtiler şiddetli baş ağrısı, kas ağrısı (özellikle gövde ve sırtta), bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı şeklinde oluyor.

Hastalığın başlangıç evrelerinde görülen ateş, kusma, ishal zaten başka birçok hastalığın da diğer tanımlayıcı sendromları olarak kabul ediliyor. Çoğu zaman hastalar kanama olduğu zaman Ebola virüsü taşıdıklarını anlayabiliyor ve Ebola virüsü taşıyan insanlar en sonunda çoklu organ yetmezliğinden hayatlarını kaybediyor. Bunun en büyük nedeni Ebola virüsünün vücuttaki beyaz kan hücrelerini hızla yok ederek bağışıklık sistemini çökertmesi ve insan vücudunun virüse karşı savaşamaz hale gelmesi sonucu organların iflas etmesi.

Ebola virüsüne bağlı ölüm oranı %50-90 arasında değişmektedir. Bu hastalığın tedavisi için kanıtlanmış, etkili bir yöntem bulunmamaktadır. Ancak belirli destek tedavileri uygulanmaktadır.

Benim okuduğum Ebola virüsü tanımları genellikle birbirine benzeyen yazılar ve açıklamalar, ama, bunun esas çıkış noktalarının tam tespit edilemediğini gördüm. Meyve yiyen yarasaların yarattığı üzerine iddialar var, ancak, bu virüs yıllardır vardı. Niçin iki hafta içinde hızla medyatik oldu ve olur olmaz korku senaryoları anlatılmaya başlandı?

Dünya halklarının geçmişte de, domuz gribi ile kandırılıp, milyarlarca serum ve teçhizat satan Amerikan şirketlerinin kasalarını doldurmuştu. Elbette bu virüsler uçaklardan topraklar üzerine serpilerek yapay yayılmayı hızlandırdıkları üzerine tartışmaları, geçen iki yıl içinde görmüştük.

Ebola da aynı tekniklerle yapılmış olamaz mı acaba? Tüm dünya devletleri, tedbire yönelik önceden hazırlanmış olan teçhizat ve ilaçların hastane komplekslerine monte edilmesi ve yedeklerinin alınarak depo edilmesi, milyon ve milyarlarca doları ifade ettiğini düşünürseniz. dünyamız, biolojik bir terörle karşı karşıya kalmış olmuyor mu?  Emperyal gizli terörist güçler, nüfusu, tanrısal boyutta yok etme yöntemi ile kontrol altına almayı planlamış olamazlar mı?  İnsanı bile öldürürken para kazanıp emek değerlerine el koyamazlar mı?

Anlattığım bu senaryoların komplo olabileceğini ister düşünün, ister düşünmeyin, kendinize soru sormayı hiç ihmal etmeyin. Hiçbir şey bize söylendiği, sunulduğu ve gösterildiği gibi değildir bunu bilelim. Çünkü; geçmişte hep böyle yapıldı. Aynı uygulamaları kabul etmemiz, aptallıkla anlamına gelir.

Diğer taraftan, bu hastalığa karşı da tedbirlerinizi almaya çalışınız. İlişkilerinizi daha temiz ve disiplinli tutarsanız en azından yayılmasının önüne geçersiniz.

Sağlıklı bir yaşam dileğiyle…