Şuanda 156 konuk çevrimiçi
BugünBugün1439
DünDün1137
Bu haftaBu hafta5159
Bu ayBu ay26161
ToplamToplam10188215
"Kargaşa var, durum çok iyi" PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Pazar, 21 Aralık 2014 16:36


Büyük Çin devriminin önderi Mao Zedung, ‘’ Dünyada kargaşa var, durum çok iyi’’ der.

Kargaşayı  fırtınadan önceki sessizlik olarak da anlayabilirsiniz. Radikal değişim yanlıları için son derece anlamlı bir söz.

Sessizlik,durağanlıktır.  Durağanlık hali; İster ekonomide, ister sanat ve siyasette olsun farketmez, değişimin dalgakıranıdır.

Tarihte bütün büyük dönüşümler, İktisadi,siyasi ve sosyal  kargaşalardan sonra gelmiştir. Durağan bir toplumun  büyük sanatçılar, liderler ve önemli teorisyenler çıkarttığına kolay kolay tanık olamazsınız.

Öte yandan, büyük dönüşümlerin  her zaman  ilerici  olması diye bir kural  da yok.Tersi de olabilyor. 1933 yılı öncesi Almanya ve Hitler  örneğinde olduğu gibi. Kargaşa vardı ama, durum hiç de iyi olmadı.

Mao Zedung, ‘’ Kargaşa var, durum çok iyi’’derken, diyalektiğin ‘’evrensel’’ yasalarından hareket ediyordu. Kargaşanın doğuracağı sonuçlara da hazırlıklı olduğundan olmalı ki, ‘’durum çok iyi’’ demekten hiç bir sakınca görmemiştir.

Demek ki, kagaşa ortamlarında hazırlıklarını gereğince yapanlar açısından durum çok iyi olurken, kargaşaya hazırlıksız yakalananlar açısından durum ‘’felaket’’ olabililiyor.

Örneğin, son günlerde yaşadıgımız AKP-Cemaat çatışması, başta siyasal-sosyal,hukuksal  olmak üzere, değerler sistemimizi derinden etkiliyor. Sosyal hayat ve toplumsal yaşam tarzımıza yönelik müdahaleleri ile, düşün yapımız üzerinde derin travmalara neden olabiliyor.  

Bu bir kargaşadır.

O halde, kısa vadede olmasa bile, yakın bir gelecekte, içinde bulundugunuz kargaşanın büyük alt-üst oluşlara yol olacagını kestirmek zor olmasa gerek.Yaşadığımız kargaşadan yara almadan çıkabilmenin olmazsa olmazı, kargaşanın nedenlerini ve doğuracağı sonuçları önceden görmek, sürece müdahalenin araç ve yöntemlerini doğru tesbit etmek, eskilerin söylemi ile,  ‘’musibet’’ten ‘’hayırlara vesile’’ sonuçlar çıkartmak,‘’Kargaşa var ,durum çok iyi’’ diyebilecek  tedbirlleri almaktır.   

AKP-Cemaat çatışmasından kaynaklanan kargaşayı değil,  genelde yaşadığımız kargaşadan da öte, ben burada, özelde, CHP içerisinde yaşanan kargaşadan söz etmek istiyorum.

Mao Zedung’un sözünden hareketle CHP içerisinde yaşanan kargaşaya bakarak, durum’un ‘iyi’’ yada  ‘’kötü’’ mü ? olduğuna/olacagına bakmak istiyorum.

Biliniyor. CHP, şu anki konumu itibarıyla iktidar alternatifi partiler içerisinde buna en yakın olanıdır.TBMM ‘deki sandalye sayısı ve seçimlerde aldıgı oy oranıyla bu böyle. Bununla birlikte  CHP, mevcut siyasal partiler içerisinde kendi kendisiyle çatışan, tabanından başlamak üzere  en yüksek karar organına kadar, üyeleri arasında kıran kırana kavğalı bir parti’dir.

CHP,Homojen değil heterojendir. İçerisinde, Ulusalcısından milliyetcisine, demokratından gericisine, dincisinden dinsizine, alevisinden sünnisine,Türkünden Kürtüne, Sağcısından solcusuna, işcisinden büyük sanayicisine, entellektüelinden cahiline vb. aradıgınız tüm sınıf, katman ve sosyal gruplardan bir nebze bulabilirsiniz. İlk bakışta, yadırganacak bir durum olmadıgı, CHP’nin  sınıf partisi değil, kitle partisi oldugu söylenebilir.  Uzaktan bakıldıgında doğru gibi görülen bu söyleme, biraz yakından bakıldıgı zaman , farklı bir durumla karşılaşırsınız.

CHP çatısı altında bir araya gelen sınıf ve sosyal gruplar arasında, bırakınız genel müşterekleri, asgari müştereklerde bile, üzerinde fikir birliğine varılmış, herkes tarafından hararetle savunulabilecek ortak bir payda  bulamazsınız.

Kendi dışına değil,kendi tabanına bile güven vermekte ciddi zorluklar yaşayan CHP, büyük bir kargaşanın partisi görünümündedir.  

Örnek olsun, Bir zamanlar CHP genel başkan yardımcılığı da yapan Onur Öymen’in,10 Kasım 2009 tarihinde, Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla TBMM kürsüsünde, ‘’açılım süreci’’ile ilgili konuşması sırasında sözü Dersim’e getirerek,"Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp ’bu savaşı bitirelim’ demedi. Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ’analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok’’ diyerek Kürde karşı savaşa devam diyebilen bir kişi ile, aynı partide, Abdullah Öcalan’ın savunmanlığını yapan, bugünün genel başkan yardımcısı  Sezgin Tanrıkulu arasında ‘’ortak payda’’bulabilir misiniz ?    

‘’Atatürk’ün  Dersim  katliamında sorumluluğu ‘’ oldugunu haklı olarak iddia eden Dersim milletvekili Hüseyin Aygün  ile Onur Öymen aynı parti içerisinde yanyana oturabilir mi ?

Sadece Tanrıkulu ve Aygün değil, Onur Öymen’in  Dersim’e ilişkin sarfettiği sözler, bir zaman aynı partide Genel Başkanlık yapmış olan  kuzeni Altan Öymen tarafından bile tepki ile karşılanıyor. Kendi kuzeni’ni bile ikna edememiş Onur Öymen,  kimi, nasıl ikna edebilir ki?

Onur Öymen, bu kadarıyla kalsa iyi, kalmıyor, devam ediyor.Beyaz TV ekranlarında Partisinin Genel başkanı için, ‘’Kılıçdaroğlu bir amerikan projesidir’’ diyebiliyor.

Bitmedi, CHP uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz var. Üyesi olduğu partinin Genel başkan yardımcısını ‘’ O bir CİA ajanıdır’’ diye suçluyor. CHP TBMM Grup disiplin kurulu, bu milletvekilini partide tutmaya devam ediyor. ‘’Uyarı cezası’’ vermenin yeterli olduğuna hükmediyor. Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ile aynı partinin Genel başkan Yardımcısı arasında ne gibi bir ortak payda bulunabilir? Bilen var mı?

Sadece Onur Öymen yada Dilek Akagün Yılmaz değil, İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler’den de söz etmek gerek, "Kürt milliyetçiliğini bana "ilericilik' ve "bağımsızcılık' diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde göremezsiniz.’’ diyen ve MHP sıralarında büyük alkış alan ırkçı  milletvekili. Bir kaç gün öncede aynı milletvekilinin katıldığı bir partı toplantısında ‘’ CHP belediye seçimlerinde Fettullahçılarla işbirliği yaptı“ diyen kadın.

Partisinin Genel başkanı,’’ MİT partimizi karıştırmak için kumpas peşinde’’ dediği için genel başkanının sözlerini alaya alan partili milletvekili.

CHP’de sular durulur mu? Durulmuyor. Kargaşa devam ediyor.

İzmir milletvekili Rıza Tüzmen partide yaşanan kargaşalara ilişkin açıklama yapıyor. ‘’Hem solcu hem ulusalcı olunmaz’’ diyor. Herkes haddini bilsin demek istiyor. Herkesin haddini ve yerini bilmesi durumunda ortada parti diye birşeyin kalmayacagını göremiyor.

CHP’de kargaşa devam ediyor…

Son belediye başkanlığı seçimlerinde gösterieln adaylar yüzünden parti içinde kargaşa isyana dönüşüyor. İstifalar, parti değiştirenler , partiye meydan okuyanlar  kanal kanal dolaşarak bir gün önceki partisine ‘’ateş ‘’püskürtüyor.

Parti Genel Merkezi sadece  kendi milletvekilleri ile kavgalı değil, tabanı ile de kavgalı. İthal milliyetçi  Ankara belediye başkan adayı Mansur Yavaş, İstanbul adayı Fetullahçı olduğu iddia edilen Mustafa Sarıgül sorunu  tartışma konusu olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta, Şişli belediyesinde ortaya çıkan sorunlar, karşılıklı ‘’ölüm’’le tehdit ediliyoruz iddialarıyla kamuoyunun gündemine taşındı.

Bitmedi. CHP’nin Cumhurbaşkanı  adayı  Ekmelettin İhsanoğlu  ve ardından yapılan kavgalar hala hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Ekmelettin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesinin hemen ardında, Parti Genel Başkanı Kılıçtaroğlu’nun kim oldugunu sorgulayan ve onu istifaya çağıran  50 eski milletvekilinin ortak açıklamasına karşı aynı partinin Ardahan milletvekili Ensar Öğüt’ün verdigi dillere destan cevap var.

Ensari Öğüt, CHP Erzurum İl Başkanlığı’nda düzenlenen bir  basın toplantısında Kılıçdaroğlu’nun kim olduğunu,soy ağacını açıklıyor.,  ”Peygamber soyundan, Kureyşan Aşireti’nden  gelen, dini bütün, İslamiyet’i çok iyi benimsemiş, Seyit soyundan’’ oldugunu  anlatıyor. Seyit sülalesinden geldiği için de genel başkanımızın, dini bütündür, ibadetini evinde, Allah’a karşı yapar” buyuruyor.   

Hazreti peygamberin torunlarının soyundan geldiği iddia edilen ‘Kureyşan aşireti’nin ve bu aşirete mensup Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt kökenli bir alevi olmadığını ima ederek Arap kökenli olmayı Kürt kökenli olmaya yeğleyerek Genel Başkanını kolladığını sanıyor. Kimseyi ikna edemediği gibi,Kılıçtaroğlu’nun akrabalarından da tepki alıyor.

 

CHP’de büyük kargaşa devam ediyor.

Ankara Milletvekil Emine Ülker Tarhan parisinden istifa ederek yeni bir parti kuruyor. Eskişehir milletvekili Süheyl Batum ‘’parti tüzügüne aykırı hareket etmek’’ten kesin ihraç talebi ile disiplin kuruluna veriliyor.

 

CHP, içerisine düştüğü karğaşa ve neden iktidar olamayıp müzmin muhalif olarak kaldığının farkına varamıyor.

 

Bir tv programında, CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç’e,  program yapımcısı soruyor.’’  CHP’nin bu kadar yolsuzluk ve kanun dışılığın olduğu bir yerde neden oylarını arttıramıyor’ diyor. Aldıgı cevap, sadece Kamer Genç’in  değil, bütün olarak CHP’lilerin cevabı (buna cevapsızlıgı da dıyebilirsiniz) olarak tarihe geçiyor.

Kamer Genç . ‘’Vallahi anlamıyorum. Her şey ortada,adamlar açık açık hırsızlık yapıyor,hırsızlığın haram oldugunu söyleyen ve kendisini müslüman olarak gören halk yine de bunlara oy verıyor. Anlaşılacak gibi değil’’ buyuruyor.

CHP, neden iktidar olamadığının sorusuna ‘’vallahi bilmiyorum,anlaşılacak gibi değil’’ diye cevap(!) veriyor.

Kamer Genç ve benzerleri, milletvekili adayı gösterilmese CHP’de durur mu ?  Sinan Yerlikaya bir zamanlar aynı şehirde CHP milletvekili idi.  Sıkı bir Atatürkçü’’idi. Yeniden aday gösterilmedi. O şimdi Erdoğan’nın ‘’dini bütün ümmetçi’’ partisinde ‘’politika’’yapıyor.

Tıpkı, Kamer Genç’in geçmişte yaptıgı gibi. Aday gösterilmediği için  Tansu Çiller’in himayesine sığındıgı gibi.

Tıpkı, CHP’de Genel Başkan adayı olup’da kaybettiği için, Erdoğan’ın dünya liderliğini keşfederek onun bakanlıgını yapan Ertuğrul Günay gibi.

CHP’de büyük kargaşa var.

CHP, Taksim gezi parkı direnişinde, gençlerin,aydınların,kafa ve kol emekçilerinin, Kürtlerin,devrimcilerin bu ülkeye armağan ettiği büyük kargaşayı sahiplenmeye çalışıyormuş gibi görülse bile, kendi karmaşası içerisinde boğulmaktan kurtulamıyor.

CHP’de kargaşa var, durum kötü değil. CHP’deki kargaşanın nedenlerini dosdoğru tahlil edebilenler ve bu kargaşanın sonunda, çağdaş demokrasiden yana sistem karşıtı  büyük çogunluğu CHP prangasından kurtarabilecek çözüm öneriler üretecek olan, devrimci demokratik güçler ve özgürlük hareketinin birleşik güçleri açısından, CHP’de kargaşa varsa durumun çok iyi oldugunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Evet, CHP’de büyük kargaşa var, durum gerçekten de çok iyi.