Şuanda 35 konuk çevrimiçi
BugünBugün2111
DünDün2801
Bu haftaBu hafta8632
Bu ayBu ay29634
ToplamToplam10191688
Provokatörler işbaşında PDF Yazdır e-Posta
Bayındır-Dayıoğlu tarafından yazıldı   
Pazartesi, 18 Mayıs 2015 17:28


HDP’nin her türlü oyuna karşı barajı aşacağını gören malum karanlık güçler çeşitli oyunlar tezgahlıyorlar.  Parti binalarını bombalıyor, HDP bayraklarını yakıyor, HDP çalışanlarına saldırıyorlar. Kendilerince göz korkutmaya çalışıyorlar. En son bu sabah saatlerinde Adana ve Mersin'de HDP il başkanlıklarında 10 dakika arayla patlamalar meydana geldi. Binalarda ve parti merkezlerinde hasara yolaçan patlamalar sırasında Adana'da 3 kişi, Mersin'de ise bir kişi yaralandı.  Bu sefer ki saldırıyı diğerlerinden ayıran özellik, son saldırının direk öldürme amaçlı olmasıdır.

 

Bu karanlık güçlerin kimlikleri ortadadır. Dün Kobaniye saldıran güçle bugün Afrin kentini kuşatan ve HDP’ye saldıran güç  aynıdır. AKP iktidarını destekleyen güçlerdir bunlar. AKP’nin,  DAİŞ ve türevlerine binlerce TIR dolusu silah, mühimmat gönderdiği belgelendi. DAİŞ cellatları kendilerini destekleyenlere  vefa borçlarını Türkiye’de demokrasinin, kardeşliğin, eşitliğin, özgürlüğün teminatı olan HDP’ye saldırarak  ödemektedirler.

7 Haziran seçimleri yaklaştıkça HDP’ye yönelik saldırıların sayısının artması ve doğrudan öldürme amaçlı eylemlerin devreye konulması tesadüf değildir. Bölgemizi bir  kan gölüne çeviren uluslararası karanlık güçler ve onların yerli maşaları ;  Rojava halkının ve onu destekleyen tüm Kürdistan halkı ve dostlarının oyun bozan direngenliğine son vermek için provakasyonlarını arttırarak sürdürmektedirler. Bugüne kadar HDP Genel Merkezi de  dahil olmak üzere yaklaşık 60 noktada parti binaları, araçlar, üyeler ve gönüllü çalışanlar saldırıya uğradı. Bu sabah Adana ve Mersin HDP il binalarına yapılan bombalı saldırılar da işin hangi boyuta geldiğini gösteriyor. Artık doğrudan insan öldürme hedefli eylemler başlatılmıştır.

Bu saldırıların siyasal sorumluluğu başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Başbakan ve diğer AKP Hükümeti mensuplarına aittir. Her konuşmalarında HDP’yi hedef gösteren, Eş Genel Başkanlarımıza, parti yöneticilerine ve vekil adaylarına hakaret eden ve iftira atan bu zihniyet bugün en açık yüzünü Adana ve Mersin’de göstermiştir.

Biliyoruz ki, HDP'nin ufukta görünen barajı aşmış olması korkusu birilerini korkutuyor. Ama korkunun da ecele faydası yok. HDP sultanın sarayını başına yıkacak ve barajları yıkarak o meclise girecektir. Hiçbir güç HDP’nin Türkiye halklarıyla buluşmasını engelleyemeyecektir. HDP’nin ve onu destekleyen halklarımızın ‘Yeni Yaşam’ ve ‘Büyük İnsanlık’ çağrıları Türkiye’nin dört bir yanında hayat bulmaya devam ediyor ve edecektir.

Bulunduğumuz her alanda HDP’nin başarısı için tam bir seferberlik ruhuyla üzerimize düşen görevleri yerine getirmeli ve HDP’ye yönelik ön kesme amaçlı provakasyonlara karşı duyarlı olmalıyız.

Bugün bölgemizde kanlı bir boğazlaşma yaşanıyor. Bölgeyi yeniden dizayn etmeye çalışan yerli ve yabancı güçler insafsız bir strateji izleyerek Halklar arasına, inançlar arasına, farklı kültürler arasına  düşmanlık tohumları ekerek  toplu kırım savaşıyla bölgeyi insansızlaştırıyorlar.

AKP yönetimindeki Türkiye devleti de bu kıyım savaşında Suudi selefileri ile birlikte kendilerine biçilen rol gereği bölgenin en barbar, en zalim, en katliamcı güçlerini desteklemektedir. Elbette seçimleri kaybetme korkusu saran Sultan Erdoğan yürüttüğü seçim çalışmalarında HDP’yi saldırıların hedefi  haline getirmiştir. Hükümet sözcüleri HDP’nin barajı aşmaması gerektiğini pervasızca savunur olmuş, HDP’nin barajı aşmaması için ne gerekiyorsa yapacaklarını deklare etmişlerdir.

Son yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında AKP gerilemekte HDP ilerlemekte AKP’nin Baraj korkusu bacayı sarmış görünmektedir. Bırakalım barajı HDP bugün ülkenin ana muhalefeti olma özelliğinden dolayı tüm şimşekleri üzerine çekmektedir. Dediğimiz gibi korkunun ecele faydası yoktur. HDP vakur bir duruşla provakasyon amaçlı eylemlerin her birini boşa çıkarmaktadır. İnsanlık tarihi tanıktır ki ; bu saldırıları yürüten güçler ve perde arkası kışkırtıcılar hesap vermekten kurtulamazlar.

 Yine bu saldırıları kısık sesli bir iki kınama ile geçiştiren ve arkada HDP’nin AKP iktidarı tarafından boğazlanmak istemesini ellerini oğuşturarak seyreden düzen partilerinin tümü debu suçun vebalinden kurtulamayacaklardır.. AKP amansız bir biçimde HDP şahsında demokrasiye, barışa, kardeşliğe ve özgürlüğe saldırırken sessiz kalan CHP, MHP gibi düzen partileri AKP ile aynı kulvardadırlar çünkü.  Bölge politikaları aynıdır, bölgede destekledikleri güçler aynıdır. Nitekim Suriye’de AKP ve MHP DAİŞ’i ve El kaide’ci güçleri açıktan destekliyorlar.

Düne kadar AKP’yi bölücü, vatan haini gösteren CHP ve MHP bugün AKP’nin Cumhuriyetçi çizgiye geri dönüş yapması karşısında ellerindeki argümanları kaybetmiş görünüyorlar. Ne MHP, ne de CHP, AKP’den daha çok tek milletçi, tek devletçi ve tek bayrakçı, tek dilci değildirler. Bugün bu düzen partilerini birleştiren ana argüman Türk ve Sünni İslam egemenlikli devlet anlayışıdır.

HDP ise bunun karşısında çoğulculuğun, çok ulusun, çok dilin, çok kültürün, çok inancın kardeşçe bir arada yaşamasının adresidir. Bundan dolayı saldırıya uğramaktadır. HDP hem Alevi’nin, hem Sünni Müslümanın, hem Hristiyanın, hem Türkün, hem Kürdün, hem Arap’ın, Lazın, Çerkezin, Pomakın, Romanın bir arada kardeşçe yaşayabileceğini savunan insanlık projesidir. Yükselen faşizmin ve gericiliğin saldırı hedefi olmasının nedeni de budur.  HDP gelecektir. Onlar geleceğimize saldırıyorlar. Seçimler bunun için önemlidir. HDP bunun için önemlidir.

Insanlığın kurtuluş kavgasını yürütenler bu anlayışla HDP’ye sahip çıkacak ve düzen savunucularının oyununu bozacaktır.

 

Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Mayıs 2015 11:27