Şuanda 81 konuk çevrimiçi
BugünBugün2762
DünDün1137
Bu haftaBu hafta6482
Bu ayBu ay27484
ToplamToplam10189538
Atçalı Kel Mehmet İsyanı - Aydın ihtilali (1829-1830) PDF Yazdır e-Posta
İhsan Sağmen tarafından yazıldı   
Pazar, 21 Haziran 2015 06:23


Tarih bilinci ve belleği olmayan toplumlar, bu gününü sorunlu, yarınını sıkıntılı ve çözümsüzlük içinde yaşarlar. Toplumsal olaylar, yaşanılan dünün pratiği ve bu güne yansımasıdır. Toplum ve onu oluşturan bireylerin, gelişen pratik içindeki tavrı, o günün tarihine not düşme olarak düşünülürse, dünün tavrı, bu günün nasıl olduğunu, yarının da nasıl olacağını yansıtır.

Geçmişini kavrayamayan toplumlar, yarınına da çözümsüzlük içinde girer, gelişen objektif koşullara göre kendini ayarlayamaz,  karmaşık ve bulanık süreçte erir gider.

 

Atçalı Kel Mehmet, Osmanlı yönetimine Aydın yöresinde isyan başlatmadan önce, takriben 1820 öncesi ilk isyanını sevdiğinin babasına yapmıştır. İlk karşı duruş, ilk isyan hayatın önüne koyduğu zorunluluğu çözmekle başlayan kişisel isyandır. Atçalı’ya isyanı öğreten yoksulluktan alamadığı sevgilisini almak istemesi ve bölgenin toprak zengini feodal beye karşı durup sevgilisini kısa zaman içinde almasıyla ve gelişecek olayların vermiş olduğu birikimle ona ve onun bağlı olduğu Osmanlıya karşı yapılarak büyümüştür.

 

Feodal bey Şerif Hüseyin ve Kahya’sının kendisine yaptıkları saldırıyı püskürterek yaralaması sonucu dağa çıkmış, Efe geleneklerine uygun dağ yaşamı ve halkla olan sosyal ilişkileri onu büyütmüştür. Süreçte etrafına mürekkep yalamış ağzı laf yapan insanlarda katılınca bulunduğu çevredeki, zaptiyeler, aşırcılar, bilumum Osmanlı memuriyetlerinin sorunlu olan despot davranışlarının şikayetleri de kabarınca, Nam- ı diğer Keleş oğlan Atçalı Kel Mehmet, olaylara el atarak o bölgenin sorunlarını çözmüş, her şey düzgün yürümüş, halktan her türlü verginin alımı önemli oranda durdurulmuştur.

Evlenme vergisi, bekarlık vergisi, bekaret vergisi, icar, toprak ve mal vergileri halkın ümüğünü o kadar sıkıyordu ki, halk çabucak ona katılıyordu. Etrafına diğer ünlü efelerde katılınca bayağı büyümeye başladı. İzmir, Aydın, Denizli, Manisa’nın alt kısımlarını etkisi altına alan geniş bir alanı kontrol altında tutacak ve sayıları on binleri bulan askeri milis toplayabilecek kapasiteye ulaşacak bir potansiyel yaratmıştır.

Kitaptan edindiğim en önemli şey, sosyal isyancı lider olarak Atçalı, çok büyük askeri toplayıp onları üretimden soyutlamamıştır. Bizzat üretimin düzgün yürümesi ve birkaç yıl içinde köylünün elde ettiği ürünlerin bollaşarak, besledikleri hayvanların kısa zamanda çoğalmasını sağlayarak, Osmanlı yönetimine, işte halk böyle yönetilir, bolluk böyle olur mesajı vermiştir. Bölge feodal ağalarının, kadı ve memurlarının rüşvetçi kesiminin işleri kesat gidip sömürüden pay alamayınca, bu sefer, sömürücü Osmanlının ayak takımı yoksullaşmaya, halk zenginleşmeye başladığında, Osmanlı küçük seferler düzenleyerek Atçalı ve ekibini ortadan kaldırmak istemişlerdir. Saldırılar her seferinde püskürtülmüş ve kendilerine güven duymaya başlamışlardır.

Osmanlı her savaş sefer döneminde koyduğu sefer vergisini savaş olmamasına rağmen kaldırmaması nedeniyle diğer tüm bölgelerde de rahatsızlıklar büyüyünce ve de oralardan Atçalı’ya davet gelmeye başlayınca, Osmanlı artık kesin sonuca giden saldırılara başlamıştır.

 

Atçalı Kel Mehmet Osmanlı merkezi bütçesine giden asgari vergileri kısmen bölgelerin ödemesine karşı çıkmamış, bir anlamda padişahın tepkisini azaltma planı gibi gözüken bu tutum idarenin bölge amir ve memurlarına çeki düzen verse de, bölge feodalleri biz bu iki başlılığı ” istemezük” demişlerdir. Bir anlamda sosyal devlet anlayışı pratik olarak hayata geçirilmiş olsa da, adliye ve güvenlik tamamen Atçalı’dadır.

Halkla ilişkilerinde eşitçi, hakça ve emeğe saygılı bir tutum izleyen Atçalı, hukuksal konularda da aynı çözümlerle halkın sevgisini kazanmış, 1825 yıllarını geçerken Avrupa beylerinin ve yönetimlerinin bile dikkatlerini çekmiştir. Anadolu köylüsünün ürettiğini katma değer olarak elinde bulundurması ve sosyal refahın üst aşamalara çıkarılması, hem tüm Osmanlı toprağındaki Reayı (sürü- halk) hem de Avrupa köylüsüne kötü örnek olur nedeniyle çok yönlü bir baskı dalgası gelmeye başladı.

Osmanlı bütçesi de daralıyor daha fazla vergi almak istiyordu. Alınan vergiler;

“1. Tekalif-i şeri’ye 2. Tekalif-i örfiye 3.Avarız-ı divaniye olarak adlandırılmaktadır.

Bu vergi çeşitleri içerisinde cizye(haraç), aşar (öşür), ağnam resmi, av’arız akçesi gibi bilinen vergi çeşitleri dışında, resm-i bennak (evlilik vergisi) resm-i mücerred (bekarlık vergisi) resm-i arus (gelin ya da gerdek vergisi), salariye (ağalık hakkı), resm-i badihava(hava vergisi) resm-i idiye (bayramlık vergisi) özengi baha, resm-i çiftbozan” ve benzerleri halkı bıktıran onlarca vergi, halkı yaşamaktan bıktırmıştır.”

Ege bölgesini kontrolü altında tutan Atçalı ve efelerine Osmanlı bölge mütegallibesi ve merkezi ordusu, Aydın yakın tepecik mevkiinde çarpışmaya zorladı. Atçalı tam gün çarpıştı, gece saatlerinde, Atçalı Kel Mehmet Efe ve başzeybekleri olan Turnalı Ali ve Palabıyıkoğlu vuruldu. Önderlerinin vurulmasıyla panik yaşandı, 11 Haziran 1830 gecesi Atçalı’nın ordusu dağıldı.

 Aydın isyanı ileriki yıllarda Tazminat fermanlarının ana konusu olmuş, 1839 senesinde Gülhane Hatt-ı  Hümayunu ve 1856 ıslahat Fermanının yenilik temellerini oluşturmuştur.

Buna göre genel olarak:

“1.Tüm emeği ve tarlaları, bahçeleri, hayvanları çeşitli yollarla ele geçirilen köylülerin üzerindeki baskının dizginlenmesi.

2. Ağa, bey ve tefeci kapılarında karın tokluğuna ırgat, yarıcı haline getirilen halkın durumunun düzeltilmesi ya da en azından iyileştirilmesi.

3. Serbest ticaretin ve tarımın korunması.

4. Toplumsal güvenlik ortamının yaratılması, gezi özgürlüğünün sağlanması, dirlik ve düzenliğin sağlam temellere oturtulması.

5.Adaletsizliğe yol açan kanunların değiştirilerek daha eşitlikçi kanunların yapılması.

6. …Osmanlı dönemi boyunca Anadolu halkının baş belası olmuş askerlik angaryasının yeni esaslara bağlanmasıdır.” (s.82-83)

Bir sevdanın ve aşkın başkaldırıya dönüşüşünün anlatımıdır Atçalı Kel Mehmet, Aydın İsyanı, ileriki yıllarda yeni düzene ve açılıma örnektir.

Ali Haydar Avcı, elbette ki belge ve bulguları konuşturarak hazırlamıştır kitabı, fakat ben burada, kendi çıkardığım dersle not ettim kısaca, yani bir anlamda kendi perspektifimle göstermek istedim. Esası okununca göreceksiniz ki, on yıllık savaş toplumu ve insanı nasıl değiştirebiliyor. İnsanca ve hakça davranıldığında mutluluk ve refah nasıl yakalanabiliniyor.

Baskı ve zülüm kalkıyor, serbestlik, özgür irade ve akıl işlemeye başlıyor. Yalan, dolan, hırsızlık, haksızlık ahlaksızlık olarak sayılıyor, adap, ahlak yeni bir forma giriyor, özgür bireyler oluşuyor. Tüm insanlığın da istediği bu değil mi?

 

Not: Barış Kitap Yayınları; 2013   Yazar: Ali Haydar Avcı, Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir    Editör: Leyla Akgül            ISBN:978-9944-137-91-1