Şuanda 16 konuk çevrimiçi
BugünBugün473
DünDün2214
Bu haftaBu hafta9208
Bu ayBu ay30210
ToplamToplam10192264
Yunanistan halkının zor yılları PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 16 Temmuz 2015 18:09


Zor günler ya da aylardan değil yıllardan söz ediyorum. Sorun, Syriza ile Troyka (Avrupa Birliği Komisyonu-Avrupa Merkez Bankası ve IMF) arasında imzalanan ve yeni kredi karşılığında ülkede özelleştirmeler de dahil olmak üzere neo liberal reformların yapılması konusundaki anlaşmada değildir. Bunun tersi olsaydı yani Syriza Avro’dan çıkmaya karar verip Drahmi’ye dönseydi –Avrupa Birliği’nden de çıksa bile- yine çok zor yıllar geliyordu.

Yunanistan 11 milyon nüfuslu bir ülkedir. İşlenmiş tarım ürünleri ihracatı (peynir, uzo, şarap vb.), gemi taşımacılığı ve turizm dışında önemli denilebilecek geliri yoktur. Bu durumdaki bir ülkenin neyine güvenerek Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği’ne kafa tutacağı sorulabilir.

Drahmi’ye mi döneceksin, buyur dön!

Memurların maaşları ve emeklilerin aylıkları ödenemez durumda olduğu gibi ülkede ilaç ve akaryakıt sıkıntısı baş göstermek üzere… Bunları ithal etmek zorundasın ama kimse sana Drahmi ile akaryakıt, ilaç ve başka maddeler satmaz. Geçerli döviz (ABD doları ya da Avro) ister. Bunu da ancak ihracat yaparak kazanabilirsin. Yunanistan’ın ihracatı gerekli ithalatı karşılayabilecek durumda değil… Turizmle de aradaki büyük açığı kapatabilmesi mümkün değil. Kaldı ki, akaryakıt sıkıntısı başlarsa turizmde de sıkıntı başlayacak demektir.

Almanya’nın orta büyüklükteki eyaletlerinden bir tanesi Hessen’dir ve Yunanistan’ın ekonomik gücü bu eyalet kadar bile değildir.

Dolayısıyla Yunanistan Avro’dan çıkarsa AB çöker gibisinden tahliller ancak bilgisizlik ürünü olabilir. Yunanistan AB içinde ekonomik olarak kayda değer bir varlık değildir.

Yunanistan Drahmi’ye geçseydi halkın durumu daha da kötü olacaktı. Kaldı ki, bu görüş Almanya Maliye Bakanı Schäuble tarafından da savunuluyor. Kendisine göre Yunanistan’ın beş yıl süreyle Avro’dan çıkarılması gerekir.

Syriza’yı hainlikle suçlamanın hiçbir tutarlı gerekçesi yoktur.

Yunanistan burjuvazisi tarafından büyük borç yükü altına sokulmuş, küçük nüfuslu ve zayıf ekonomiye sahip bir ülkeden daha fazla ne yapmasını bekliyordunuz?

“Neden halk oylamasına gidildi?” diye sorulabilir.

Amaç, oylama sonucunu Troyka üzerinde baskı unsuru olarak kullanmaktı ama Troyka sonucu ciddiye almadı. Düşüncesi şuydu: neyine güvenip de kafa tutuyorsun? AB’den ayrıl istersen –ki Yunan halkının büyük çoğunluğunun böyle bir isteği bulunmuyor- bu ekonomiyle ne kadar yaşayabilirsin?

Yunanistan halkı ister Avro’da kalsın ister Drahmi’ye dönsün, ister AB içinde kalsın isterse ayrılsın, her durumda bugünkü yaşam düzeyini sürdürmesi mümkün olmayacaktır. Neden, çünkü buna karşılık gelen mal ve hizmet üretimi yoktur.

İster sosyalist olun isterseniz kapitalist, ABD Doları gibi dünya parası olan bir para birimine sahip değilseniz, tüketiminizle üretiminiz arasında denge bulunmak zorundadır. Uzun süre üretiminizin çok üzerinde tüketerek yaşayamazsınız, film bir yerden kopar.

Almanya Komünist Partisi’nin bu konuda yaptığı değerlendirme doğrudur: Syriza yapılabilecek olanı yaptı, biz (yani Avrupa solu özellikle de Almanya solu) yapamadık. AB çapında uygulanan ve özellikle Almanya hükümeti tarafından yürütülen politikayı engelleyemedik.

Durum budur!

Yunanistan halkının önünde zor yıllar bulunuyor. Üretimde çıkış yakalamaları gerekiyor. Bu çıkış Küba gibi tıp alanında mı olur, başka bir alanda mı olur, bilmiyorum, ama gerekiyor. Bu da en azından on yılı gerektirir.

Yapılan bazı değerlendirmeleri son derece yersiz buluyorum.

Syriza ihanet etti; sanki Syriza hükümetini dışardan bile desteklemeyerek onu sağ bir partiyle koalisyon yapmak zorunda bırakan Yunanistan Komünist Partisi iktidara gelse bir şey yapacaktı!

Bu ekonomiyle –borçları ödemeseniz bile- çok zor yıllara yönelmekten başka çareniz olmayacaktı.

“İktidar olmadan hükümet olmak sola yaramıyor” gibi “derin” tahlil üzerinde ise hiç durmayacağım. Devrim yapabilecek imkana sahiptin de engel olan mı oldu! Faşist Altın Şafak adlı partiden bile az desteği olan Yunanistan Komünist Partisi mi devrim yapacak, yoksa anarşistler mi!

Seçime kazanmak için girilir. Kazanınca hükümet olmak için girilir.

Seçim kazanmak istemiyorum diyen, seçime girmez. Kazansam bile hükümet olmayacağım diyen ise ancak komik olur.

Sol, burjuvaziyle her alanda kapışmasını öğrenmek zorundadır. Hata yapabilir, yeterince başarılı olmayabilir ama öğrenmek zorundadır.

Evet, akıl vermekle yetinen solculuk temiz bir solculuktur; hata yapmaz çünkü yaptığı kayda değer bir şey yoktur.

Geleceğe yönelik hayallerin ötesinde ciddi projeleri olanları ise yapabilmek ilgilendirmelidir. Başarılı olamayabilirsiniz, bu size engel olmamalıdır.

Aksi durumda başka nasıl öğreneceksiniz!