Şuanda 58 konuk çevrimiçi
BugünBugün1065
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7037
Bu ayBu ay40774
ToplamToplam10157329
Gelecek için geçmişi feda etmek... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 07 Ekim 2016 18:53


 

 

Geçmişin değişik bileşenleri vardır ve bunların tamamının feda edilmesi söz konusu değildir. Gelecek için geçmişin feda edilmesi ya da geçmişin geri plana itilmesi, birinci derecede önemini kaybetmesi barışın sağlanması için önemlidir.

Genellikle uzun süre devam eden savaşlarda bir nokta gelir ve iki tarafın da birbirini yenemeyeceği ortaya çıkar. Daha çok sayıda insan ölecek, acılar sürecek ama kazanan olmayacaktır. Taraflar arasında –genellikle ilk kez yapılmayan- barış görüşmeleri gerçekleşir ve uzlaşma sağlanır. Bu uzlaşmanın uygulanabilmesi ya da barışın gerçekten sağlanabilmesi için iki tarafın da geçmişi geri plana itmesi gerekir. O geçmişi ikide bir deşerseniz, barış kısa süreli olur.

Böyle bir uygulama antik Yunan’da ilk kez hayata geçmiştir. Hangi uzun süren savaş sonucu ve hangi tarihte olduğunu hatırlamıyorum ama bir tarafın kralının barış anlaşmasının ardından geçmişten söz edilmesini yasakladığını hatırlıyorum.

“Sen bana bunu yapmıştın” ve “sen de bana böyle yapmıştın” söylemi son bulmazsa, barış olmaz, olsa bile uzun sürmez.

Geçmişin gelecek için feda edilmesinin, kapatılmasının anlamı budur.

Uzun savaşların, faşist diktatörlüklerin, ırk ayrımına dayanan rejimlerin ardından yapılan uzlaşma anlaşmaları kimsenin istediği gibi olmaz. Olması da mümkün değildir çünkü herkesin taviz verdiği bir uzlaşmadır.

İspanya’da Franco öldükten sonra faşist diktatörlüğün kadroları 1975 yılında takibata uğramamak şartıyla parlamenter rejime geçmeye hazır olduklarını açıklamışlardı.

İspanya parlamenter rejime geçti, daha sonra bir albayın parlamentoyu basarak yapmaya çalıştığı komik darbe de engellendi.

Güney Afrika’da Mandela 1996’da “Gerçekler Komisyonu”nu kurdu ve yargılanacak olan ırk ayrımcı rejimin kadrolarına gerçeği ifade etmeleri halinde ceza almayacakları güvencesi verildi.

Myanmar’da 2011’de askeri rejimin demokratik reformların uygulanabilmesi için geri çekildi ama bunun için kendisine ve askerlere ceza almayacakları güvencesi verilmişti.

Geçmişte yapılanlara yönelik olarak bazen tek bazen iki tarafa da yönelik olarak uygulanan af, bu geçmiş üzerinde hemen çalışma yapılmasına engeldir. Bu çalışma –İspanya’da olduğu gibi- ancak yıllar sonra başlayabilir.

Şu veya bu ülkede değişik içeriklerde yapılan anlaşmalar adil olmaktan uzaktır; burası açık ama barış için başka çare de yoktur.

Kolombiya’daki durum da budur.

Referandumda FARC ile yönetim arasında yapılan barış anlaşmasına “hayır” diyenlerin sözcüleri yaptıkları açıklamada, “barıştan yana olduklarını ama bu barışı istemediklerini” belirttiler.

Suç işlemiş FARC üyelerinin az ceza alacak olması başlıca itiraz noktasıydı.

Adaletsizlik değişik yönlerden var olmasına var da, tarafların da belirttiği gibi; bu barış şimdi sağlanamazsa, savaş yirmi yıl kadar daha sürer.

Kolombiya Devlet Başkanı Santos’un Nobel Barış Ödülü’nü kazandığı bugün açıklandı. Bu ödül iki tarafa da verilmeliydi çünkü tek tarafın barış istemesiyle olmuyor. Bir taraf daha fazla çaba harcamış olabilir ama diğer taraf da savaşta ısrar etmemektedir.

Kolombiya’da referanduma sunulan barış anlaşması çoğunluğu sağlayamadı ama “barışa hayır demek, savaşa evet değildir” anlayışıyla ateşkes uzatıldı. Görüşmeler sürecek…

“Referandum yapılmamalıydı” gibi bir anlayışla Kolombiya’dakilere akıl vermesek iyi olur. 52 yıldır süren iç savaşın ardından neyin nasıl yapılması gerektiğini herhalde onlar bizden daha iyi bilirler. Referandum kararı da taraflar arasında yapılan anlaşmanın bir bölümü olsa gerektir.

Türkiye toplumu barışın geçmişe yönelik haksızlık içerdiğini anlamaktan uzaktır.

Anlayanlar bulunuyor ama azınlıktadırlar.

Geçmişe yönelik adaleti –kendinize göre adaleti tabii- ancak savaşı kazanarak sağlayabilirsiniz.

Böyle bir ihtimalin bulunmadığı durumda –hangi taraftan gelirse gelsin- tam adalet isteği yeni ölümler ve acılar demektir.

Savaş sürecektir, ta ki herkes durumu anlayıncaya kadar…

Geleceğin kazanılması, barışın sağlanması için geçmişe yönelik olarak şu veya bu oranda haksızlık kaçınılmazdır.

 

Son Güncelleme: Cuma, 07 Ekim 2016 18:57