Şuanda 24 konuk çevrimiçi
BugünBugün544
DünDün2979
Bu haftaBu hafta6994
Bu ayBu ay39693
ToplamToplam10201747
Beklenildiği kadar "Evet" olmuyor! PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 13 Mart 2017 20:06


Yapacağım değerlendirmenin Avrupa’nın genelini yansıttığı iddiasında değilim. Bu değerlendirme iki ayrı ülkedeki değişik kentlerden alınan haberler temelinde yapılmıştır. Geneli ne oranda yansıttığı bilinmez ama mevcut durum hakkında da en azından fikir verir.

İnternette çok sayıda insan “Evet” oylarının önemli oranda arttığı görüşünde ancak bunu neye dayanarak savunuyorlar belli değil… Almanya ve ardından da Hollanda’nın “AKP’nin seçim propagandası yapacağız” dayatmasını reddetmesinin ardından milliyetçi duyguların şaha kalktığı ve bunun da “Evet” oylarını hızlı bir tırmanışa geçirdiği düşünülüyor.

Bu değerlendirmeyi yapanlar AKP basınından ve Erdoğan’ın konuşmalarından fazla etkileniyorlar. Politika böyle yapılmaz. Politikayı karşı tarafa cevap yetiştirmek  veya onların tutumlarını yorumlamak çerçevesinde yaparsanız, onların istediği alanın dışına çıkmamış olursunuz. Sizin tutumunuz ters yönde olsa bile gündemde olan hep karşı taraf olur.

Sadece AKP’nin Almanya ve Hollanda’daki dayatmasının bilinçli olduğu, Evet’i artırmaya yönelik olduğu açıklaması yapmak yetmez. Karşı hamle nasıl yapılır, bunun düşünülmesi ve yapılması gerekir.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Hollanda’ya alınmayınca Fransa’nın Mulhouse kentine gitti ve orada Evet için yapılan bir toplantıya katıldı. 600 kişinin katıldığı bu toplantı sadece fiyasko olarak adlandırılabilir; çünkü:

Mulhouse ve yakınındaki Metz kenti AKP ile MHP tabanının güçlü olduğu bölgede bulunuyor.

Mulhouse iki ülkenin, Almanya ve İsviçre’nin sınırına yakın olduğu için özel seçilmiş bir yerdir. Bu iki ülkeden de yandaşlar bu toplantıya gelmiştir mutlaka…

Böyle bir toplantıya hem de Hollanda’da olup bitenin ardından 600 kişinin katılması ancak fiyasko olarak isimlendirilebilir.

Almanya ve özellikle Hollanda’da olanların ardından Türkiye insanında görebildiğim ve duyabildiğim kadarıyla utanma duygusu ön plana çıkıyor. “Şu ülkenin düşürüldüğü duruma bak… Dışişleri Bakanı kendisine gelme denilen Hollanda’ya gitmeye kalkar, havaalanına inemez. Bir başka bakan kaçak yoldan ülkeye girdikten sonra yakalanır ve sınırdışı edilir. Şu ülkenin düştüğü duruma bak!”

Almanya Federal Parlamentosu’nun Ermeni Soykırımını tanımasının ardından birkaç Alman bakan ve milletvekili İncirlik’teki Alman askerlerini ziyaret etmek istemiş ancak Türkiye izin vermemişti. Almanlar da gitmemişti.

“Askerler bizim askerlerimiz. Orada Türkiye’nin de güvenliği için bulunuyorlar, bu nedenle gideriz” dememişlerdi.

Bir ülkeye giderken o ülkenin yönetiminden izin alacaksın, şu veya bu nedenle gelmen istenmiyorsa, gelmeyeceksin! Bu kadar basit ve açık!

Tersini yapmaya kalkışmak ancak provokasyon olarak adlandırılabilir ve bunu da herkes yutmaz.

Dahası, Hollanda’da durum referandum izninin iptaline doğru gidiyor.

Bir ülke başka bir ülkede seçim çalışmasını ve konsolosluklarda olsa bile seçimi ancak o ülkenin izin vermesiyle yapabilir. Almanya da yıllarca konsolosluklarda oy kullanılmasını “iç güvenlik için sakıncalı olur” gerekçesiyle kabul etmemişti. Yani “ben yaparım” diyemezsin. Başkası nasıl senin ülkende izin alıyorsa, sen de aynısını yapmak zorundasın.

AKP beklemediği şeylerle karşılaşmaya hazır olsun; Avrupa ülkelerinin yönetimlerindeki hava oldukça sert. Bu yönetimler Ortadoğulu insanlardan oluşmadığı için bağırıp çağırmadan etkilenmezler.

Son bir bilgi: AKP ile Hollanda ve Almanya’nın tutumu sağı güçlendiriyor, deniliyor.

Hollanda’yı bilemem ama Almanya için bunu neye dayanarak savunuyorsunuz?

Erdoğan’a Almanya’ya giriş yasağı konulması için hükümete başvuranlar birkaç Sol Parti milletvekiliydi. Merkel hükümeti Türkiye’ye karşı yeterince sert davranmadığı için sürekli eleştiriliyor. Eğer Almanya’da şu veya bu AKP’li bakana hele de Erdoğan’a miting izni çıksaydı, provokasyonun daniskasını o zaman görürdünüz.

Almanya kamuoyu açıkça idamı savunan birisine karşı sessiz kalamazdı.

Bu ülkede Hayır’cılar hemen her kentte stand açıyorlar ve Almanların ilgisi inanılmaz derecede yoğun…

Sonuç isterse Evet çıksın, bu çalışmanın kalıcı sonuçları olacaktır…