Şuanda 113 konuk çevrimiçi
BugünBugün1013
DünDün1137
Bu haftaBu hafta4733
Bu ayBu ay25735
ToplamToplam10187789
50 yıl öncesi geldi aklıma... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 10 Mayıs 2017 20:21


Neden dolayı geldi aklıma, bilmiyorum, öyle geldi işte…

Yıl 1967 aylardan Mayıs…

Ankara Yenimahalle’deki Mustafa Kemal Lisesi’nde lise son sınıftayım. Haziran ayında herkesin korkulu rüyası bitirme sınavları var. Toplam kaç sınav vardı hatırlamıyorum ama en az sekiz tane vardı. Hemen arkasından üniversiteye giriş sınavları geliyor. Anlayacağınız tam bir maraton yani…

Liseyi zorlanmadan bitirdim. Kimyacı olmaya o yıl karar vermiştim. Matematik ve kimyadan ancak 10 alınırdı, ben de öyle yaptım.

Kompozisyon yazılısı vardı. Bir konu veriyorlar ve onunla ilgili kompozisyon yazıyorsunuz. O yıl ünlü Arap-İsrail savaşı olmuş ve İsrail Mısır-Suriye-Ürdün’ü bozguna uğratarak geniş bir alanı işgal etmişti. Kompozisyon bunun üzerineydi. Giriş-gelişme ve sonuç bölümlü bir metin yazmanın ötesinde kişisel görüşünüzü de ister istemez belirtecektiniz. Hatırlıyorum, kompozisyonda hiç de fena olmayan arkadaşlar “Bu Araplardan bir şey olmaz” mealinde yazdıkları için ikmale kalmışlardı. Hatırladığım kadarıyla orta yolcu bir şeyler yazmıştım ve herhalde bu nedenle geçmiştim. Hükümet politikası İsrail’e karşıydı, öğretmenler de bunu dikkate alacaktı doğal olarak!!!

Sonra geldi üniversite sınavları…

Dört gün üst üste sınav vardı.

İlki o yıllarda adı Robert Kolej olan üniversiteye giriş sınavıydı. Sınav tarzını neden bilmem aptalca bulmuştum. Kazanamadım. Sonra iki gün üst üste ODTÜ’ye giriş sınavı vardı. O yıl öyleydi, iki gün yapılıyordu. Bunu kazandım. Son gün ODTÜ dışındaki üniversitelere giriş sınavı vardı. Yüksek puan tutturup epeyce bir yer kazanmıştım ama tam olarak nereleriydi, ilgilenmedim.

Bu sınavlara o sırada yeni çıkan litrelik coca colalardan günde en az iki şişe içerek hazırlandığımı hatırlıyorum. Zihnimi açıyordu, içinde kafein var ya…

Ekim 1967’de ODTÜ Kimya Bölümü’ne başladım. Birinci tercihim mühendislikti ama çok az puanla kaybetmiştim. Birinci sınıfta notlarımın iyi olduğu için bölüm değiştirebilirdim ama vazgeçtim. Hem bilim yönü ağırlıklı kimyayı seviyordum hem de mühendislikte çizim dersi vardı ve hiçbir şey anlamıyordum. Benim şekillerle eskiden beri sorunum vardır. Rakam ve şekil soruları olan zeka testleri olur. Rakamlı testlerde üstün zekalı şekilli olanlarda geri zekalı çıkarım. “Şu şekil sağa dönünce cevaplardan hangisi olur?” diye bir soru gelir, dakikalarca şekle bakar ve çıkaramazdım.

Tahmin edilebileceği gibi ortaokuldayken resim dersinden zor bela geçmiştim.

Benim alanım yazı… O kadar ki yazıdan yazanın cinsiyetini bile çıkarabilirim, ama resim için hiçbir iddiam bulunmuyor.

Eski yazılarımdan bir tanesinde söz etmiştim. Almanya’da yazı analizi apayrı bir alan… Birisi bir tehdit mektubu aldı diyelim… Yarım sayfalık mektuptan yazanın cinsiyetini, yaklaşık yaşını, mesleğini ve hatta oturduğu bölgeyi bile çıkarmak mümkün…

14 yaşında orta üçüncü sınıftayken yeni yayınlanmaya başlayan Sherlock Holmes’un bütün kitaplarını alıp okurdum. Onun öyküsüne konu olan bir vasiyetnamenin uzak bir kentten Londra’ya giderken bir kere duran bir ekspreste yazıldığını çıkarmasında kullandığı yöntemi hala hatırlarım. Yazı titrek demek ki hareket eden bir araç içinde yazılmış ama arada bir bölüm düzgün; sonuç, uzun bir yolda bir kere duran bir trende kaleme alınmış. (O yıllarda otomobil henüz bulunmamıştı.)

Benim için hayat Ekim 1967’de ODTÜ’ye girişle başlar…

Öncesini hatırlamamayı tercih ederim diyeyim…