Şuanda 163 konuk çevrimiçi
BugünBugün679
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6651
Bu ayBu ay40388
ToplamToplam10156943
Sibel Kekilli PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 19 Ağustos 2017 22:18


Sibel Kekilli, Fatih Akın’ın Duvara Karşı filmiyle ödül kazandığı zaman –tam yılı hatırlamıyorum ama on yıldan fazla oldu- Almanya’da Bild gazetesinin kendisinin porno film sektöründeki geçmişi nedeniyle yaptığı yayın üzerine de gündeme gelmiş, konu değişik görüşlerin ortaya sürülmesine neden olmuştu.

O zaman Hürriyet gazetesinin okur mektupları köşesinde yayınlanan bir yazı yazmıştım. Yazıyı tam olarak hatırlamıyorum ama Türk ailesinin nasıl bir baskı ve terör makinesi olabildiğini ve bunun da erkeklerden çok kız çocuklarına yöneldiğini belirterek kadının cesaretini övmüştüm. Bulunduğunuz durumdan kurtulmak istiyorsanız ve başka çıkış yolu bulamıyorsanız ya kaderinize razı olup yerinizde oturursunuz ya da cesaretle o yolu denersiniz. Sibel Kekilli de ikincisini yapmıştı.

Sonraki yıllarda Almanya’da film sektöründe ve televizyon dizilerinde başarı göstererek yükseldi ama bizim insanlar ve hele de erkekler unutur mu?

Kendisi kısa süre önce Instagram’daki hesabından aşağıdaki mesajı yayınladı:

Her şeyden önce, hepinize güzel desteğiniz için çok teşekkür ederim. Beni cesaretlendiriyorsunuz. Sevginiz için teşekkürler!
Çoğunluğu Türk halkından olmak üzere, hesabımdaki nefret içerikli mesajlara ilk ve son defa vereceğim cevabım aşağıdadır.

Tehditlerinizi, istismarlarınızı ve iğrenç cinsel içerikli mesajlarınızı daha fazla tolere etmeyeceğim.
Kendinizi Müslüman olarak tanımlayıp başka insanlara, özellikle kadınlara, ya da dinlere saygı duymuyorsunuz. Bağnaz, ikiyüzlü, nefret ve haset dolusunuz. Size acıyorum!
Defolun gidin!
Lütfen hesabımı takip etmeyi bırakın!“

Kekilli’ye cinsel içerikli mesajlar atanların çoğunluğunun olmakla birlikte tamamının erkek olduğu düşüncesinde değilim. O cesur davrandı ve bulunduğu ortamdan çıkabildi, bu nedenle de Türk erkekleri ve az oranda da olsa kadınları tarafından yıllar sonra bile taciz edilmesi doğaldır diyeceğim.

Bir insanın –üstelik de değişik zorunluluklar sonucu- diyelim 15 yıl önce ne yaptığından hareketle bugünü değerlendirilemez. Bizde hakim olan anlayışa göre ise zamanı daha da uzatabilirsiniz. Facebook’ta fotoğraflar ve yazılar dolaşıyor ve deniliyor ki filanca bugün falancaya karşı ama o zaman birlikteydi. Aradan geçmiş diyelim 25-30 yıl, dünyanın altı üstüne gelmiş ama bazı insanlar hala hiçbir şeyin değişmemesini savunuyor ya da öyle olabileceğini sanıyor.

Sürekli olarak iyi veya kötü olan geçmişi hatırlayarak bugünü değerlendirmek psikolojik bir hastalık değilse eğer, taşkafalılığın bir başka çeşididir.

Size gerçek bir olayı anlatayım:

1980’li yılların ikinci yarısındaydı ve Fransa’da bir tablonun sansür edilmesi gündemdeydi. Tablo sergilenmiş ve müstehcen bulunarak kaldırılmıştı. Fransa’da böyle bir şey olabildiğine göre haklı olarak bunun nasıl bir tablo olduğunu merak edersiniz.

Çıplak bir kadın bacaklarını iki yana açmış olarak yatıyor. Gerçekten de erotik ve tahrik edici bir tabloydu. Fransız Komünist Partisi’nin günlük gazetesi L’Humanite (İnsanlık) da bu sansürü protesto ederek tabloyu birinci sayfasını boydan boya kaplayacak şekilde basmıştı. Bir süre sonra konu da sansür de gündemden kalkacaktı.

Tabloyu yapanın Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki şehzadelerden birisi olduğu anlaşılınca, “Normal, Türklerin kafası en çok bu konuda çalışır“ değerlendirmesi yapılacaktı.

Aziz Nesin “Yabancılar bizi iyi tanıyor ama onlara bizi istediğimiz gibi tanımadıkları için kızıyoruz“ derken haklıydı.

Kekilli’nin mesajında güzel olan kendisine gelen cesaretlendirici mesajlardan söz etmesidir. Bunların az da olsa bir bölümü mutlaka Türklerden gelmiştir.

Almanya Başbakanı Angela Merkel Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DAC) kökenlidir. Genel olarak Almanlar –ve DAC’liler de tabii- çıplak güneşlenmeyi severler. Merkel’in çıplak fotoğraflarına kimse ilgi göstermeyince konu gündeme gelmedi.

Türkiye’de böyle bir şeyi düşünemezsiniz. Bir kadın başbakan olacak ve de geçmişteki çıplak fotoğrafları yayınlanacak… Yıllarca süren cinsel tacizler, TBMM’deki laf atmalar karşısında istifa mı eder, ülkeyi mi terk ederdi; bilemem.

Kadınların bir bölümünün de böyle bir kampanyaya katılacağına eminim.

Bu tür tacizler sadece erkeklere bağlanıyor ama hiç doğru değildir!