Şuanda 45 konuk çevrimiçi
BugünBugün843
DünDün1361
Bu haftaBu hafta2204
Bu ayBu ay43319
ToplamToplam10253661
gözünü toprak doyursun PDF Yazdır e-Posta
Hasan Balci tarafından yazıldı   
Cumartesi, 17 Ekim 2009 07:40


Benimle ilgili hakaretler ediyorlar.

 
Önce ajan, Sonra görevli daha sonra maaşlı yazar, şimdi de TKP/B nin artığı oldum. Oturdukları yerden tedavi maharetleri bulunduğundan beni hasta da ilan ettiler. Oysaki bunların alayı benim ne olduğumu bilirler.

 

Ömrümde gammazlık ilişkilerinin hiçbir yakasında olmadım. Ama neyin görevlisi olduğumu “itiraf ediyorum görevliyim başlıklı yazı” bir makale ile sizlerle paylaşmıştım. Bu konular ile ilgili olarak Onlarca mail alıyorum. İnsanlar meseleyi gerçekten iyi kavramışlardır. Bu konu ile ilgili gelen bir mektubu sizinle paylaşmak istiyorum[1]

 

 

 
            Gelenek olarak TKP/B geleneğindenim 12 eylül de bu davadan yargılandım SGB ‘dan yargılandım üye olmaktan ceza aldım falan filan 12 eylül mahkemelerinde ben hakimim masum bey gibi  iki gözü iki çeşme salya sümük ağlamadan müteşşekkil savunmalar yerine ayağa kalkıp açıktan siyasi savunma yapan sıradan komünistlerden biriyim. Bunları beni daha iyi tanımanız için sizlerle paylaşmak istiyorum.
[2]

 

 

 

O dönem böylesi bir kararı nasıl verdim bilmiyorum ama iyi ki böyle yapmışım. Yani tarihten silik geçmek yerine oraya im koymak lazım. bizim görevli olarak işaretlerimizi arayanların o tarihe eğilip bakmalarını öneririm. Orada o işaret kalın çizgiler ve hatlarla belirlidir.

 


          Suriye de devletin ve devlet başkanının imkanlarının kucağına oturanlar, her puşt zulasına sinip,yatıp kendi yoldaşlarına hançer sallayanlar sonra bu hançerleri gidip devlete teslim edenler  yoldaşlarının ölüm yıldönümlerine masalar kurarak adeta iyi ki öldün merasimleri düzenleyen çete artığı komiler bunu anlayamazlar. Bunları anlayamadıklarından ve suçlarını örtmek üstünü kapatmak için kendileri gibi herkesi ajan, ve artığa sayarlar. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali,

 

Bugün internet gerillalığı yapan sanal solcuların da bunu anlaması mümkün değildir. Hergün berbat ettikleri tarihe ışık tutuyoruz Teşhir ediyoruz domuzlar gibi susmuş olsalarda bu tarihsel kesitteki suçlarından kurtulamazlar.

 

 Elbette birgün devran dönecektir. Sabahın sahibi bu coğrafya ya bu iklime sahip cıkacak su yolunu bulacaktır. Bu yüzden hala ark işçisiyiz.

  


            Son günlerde bizimle baş edemeyeceğini anlayan mihrac ural beg yani namı diğer mir.

“Antakya emiri” Etkiyi dağıtmak için ortalığa sanal yazarlar çıkartarak kafa karıştırmaya çaba göstermektedir. Mihrac uralın etrafında onunla birlikte hareket edecek üç tane adam bulamazsınız. Bunlardan biri Mehmet yavuz yeni bu kervana katılmıştır. Şimdi sesi soluğu çıkmamaktadır. Belki de olan bitenden sonra titreyip kendine gelmiştir Bunun nedeni: Mihrac ural ile ilgili söyledikleri var çünkü onlar bizde. Nebil rahuma çalışması ile söyledikleri de var. Nebil rahuma çalışması içinde olmasının bir tek nedeni var; Kirli isimlerini parıldayacaklar. Kenarda köşede oturmuş manilerini”para” sayar gün geçirirken nebil rahuma bu tipler için yeni bir Pazar aracı haline gelmiştir. Bakın bu kervana katılanlara. Bu kervana katılıp amigolup yapanlara ve ellerindeki janjanlı paketlere iyi bakın. O paketlerin içinde devimcilerin kanından emeğinden vardır. 

 

 


          Diğer arkadaşımız ali çakmaklının yeğeni: Bu arkadaş üç beş satır bir şey yazıyor mihrac ural bunu kendi imalathanesinde dokuyor kesiyor ortaya düşmanca bir yazı çıkarıveriyor. Diyelim ki “kendimi kastederek” biz beş para etmez hıyarın biriyiz döneğiz yalancıyız üç kağıtçıyız dolandırıcıyız. Hatta ajanız, görevliyiz. Bizimle bu arkadaş bu ve benzeri özelliklerimizden ötürü yakınlaşmasın. Zaten bu arkadaş ile bizim aynı kulvarda olmamız mümkün bile değildir.

 


          12 eylül travmasını atlatamadığımız doğrudur çünkü ağır şeyler yaşadık. Bunları hala hazmetmiş değilim bende hasar çok.Zaman zaman destek aldım. Ancak kendisi acilen Amatem denilen bir yerde müşahade altına alınması gereken birinin buradan devrimcilere doktor önermesi gülünçtür.

 


          Şöyle yapın : Bir tek kağıtlı da sarıp mihraca verin.

 

İnsanlar mır mır ettiklerinden bu insanlar ile ilgili bildiklerini ortaya yazmadığından teşhir, tecrit etmediklerinden bu tür vakalar mihrac ural tarafından insanların önün vitrine konulu veriliyorlar.

 

İnsan dayısının katilinin yanın da nasıl saf durur. Bunu anlamak bu tür ilişkileri anlamak mümkün değildir. Zeki bayterin arkadaşa bir önerim daha var. Kendini al şöyle iki üç kilometre ağır ağır yürü bir düşün bakalım.

 


           Diğer arkadaş Ö.Haz…

 


           Aklı başında bir arkadaştır. Bu olaylara müdahil olmasıda muhtemelen sende bir el at şu işe ya ricasındandır. Bu arkadaşı kim nasıl tanır bilmem  ne iş yapar ne eder bunu da bilmem ayrıca beni de ilgilendirmez. Samandağ belediyesini dolandırıyorsa da iyi ediyor. Hep dev-yol cular yiyecek değil ya.

 

Şimdi faiz cebiroğlu oğlu denilen zatı muhterem  bu işlere kafasını sokmaya başladı. Ya kendi yazıyor yada kendini kullandırıyor sesini çıkartamıyor.Yakında bunu anlarız. Faiz cebiroğlu “internet zamparası “ile bilgilerim fazla. Oldukça fazla.

 

Mesela faiz cebiroğlu denilen vatandaş :muntecep kesicinin nasıl öldürüldüğünü hem bu vatandaş ayrıntısı ile bilir. Hemde bütün Antakya devrimcileri bilirler.

 

 


          Bu büyük yazar sinkafli bir mektuptan bahis ediyor. Bu mektup kendisine, mihraca yönelik bir mektup değildir . Mehmet yavuz denilen alçağın alçaklıklarına yönelik olarak yazılmış güzel ve özel bir mektuptur. Namık kemal mektupları gibi

 

 

Mehmet yavuzun da özeline yazılmıştır  Mehmet yavuz kullanacak başka bir şey bulamadığından bu mektubu yayımlamıştır. Çünkü nebil rahuma çalışmasında hepsini afişe ettik, teşhir ettik,

 

Mehmet yavuzu bütün insanların önünde açıkça teşhir ettik. Nebil rahuma ile ilgili niyetini ortaya koyduk. Mehmet yavuz ve mihracı İbrahim Tatlıses gibi meşhur ettik Nebil rahuma kitabını yazacak bu arkadaşa da  katkımız olsun.

 

kantarın topuzunu sonra konuşuruz. Azmı oldu çokmu oldu, Ama iyi olduğu kesin. Çok olduğunu yazmıştım. Kayış kopmuştu. Demek ki kayışı zorlamayacaksın.

 

Mehmet yavuza neden sormuyorsunuz. Nebil rahuma sitesine koyduğun resimleri bilgileri belgeleri kimden aldın ve bunları kim buldu. İddia ediyorum ellerinde hiçbir şey yoktur. Hiçbir emek yoktur.

 

 

 

Nebil rahuma çalışmasındaki emeğimizi herkes bilir. Boş verin bunları önemsemeyin. Nebil rahuma ile ilgili yaptığım bir film var youtube de yayımlandı. Bu filmler biraz emek ister Ali çakmaklı ile de ilgili bir film yaptım .

 

Sevgili dostlar bu yüzsüz soytarılar benim bu filmlere harcadağım emek kadar bile nebil  rahumaya çalışmasına emek harcamamışlardır.

 


Nebil rahuma ailesinden Mihrac uralın yanına giden yeğenine hakaret ettiğim yazılıyor.

 

Buradaki çalışmamızı gören mezarın yerini bulduğumuzu kendisine bildirdiğimiz bu arkadaş gidip kendi dayısını pazarlarsa bu arkadaş babam olsa hatır etmem. Burada İstanbul da nebil rahumanın ailesinin devrimci katilleri için söylediği ortak bir soru vardı. Soru şu idi

 


BU ZAMANA KADAR NERELERDE İDİNİZ.

 


CEVAP VERİYORUM : iki sokak ötede idiler.

 

Başka şeylerde var bunları şimdi yazmayacağım.

  


İnternet ortamı işimize yarıyor.

 

Kendi internet sayfam da aşağı yukarı 500 üye var düzenli olarak yazı yazan insan sayısı 20 nin üzerinde kendim her hafta mutlaka güncel olay ve sosyalist solun tarihine yönelik olarak bir makale yazıyorum. Benden ve sayfamdan 500 insana ulaşıyor. Önemli bir sayı.

 

Nebil rahuma ve ali çakmaklı ile ilgili yaptığım çalışmayı bütün Anadolu coğrafyası sosyalist hareketi ve devrimcileri biliyorlar

 

Nebil rahuma filmini 500 kişiden fazla kişi izlemiş ali çakmaklı filmini 150 insan izlemiş ve youtube de bu filmlerimiz duruyorlar. Demek oluyor ki bu arkadaşları tarihe adeta kazıdık. Engin erkiner arkadaşın sayfası hergün 500 ziyaretçi alıyor ve yazıların okunma sayıları oldukça yüksek. Demek ki güzel iş çıkarıyoruz.

 

 

Mihrac ural denilen karunun hazineleri arkadaşlarınca açıldı. Mal mülk maşallah sağlam

 

12 eylül öncesi sokaklarda mücadele ederken inşaat işçisi dayım bizi çok sevdiğinden bize yakın durur bize yardım ederdi. Hertürlü yardım.

 

Bize bir yoldaş gibi canla başla bağlı idi.[3]

 

Dayım birgün arkadaşlarca kalabalık olduğumuz yere geldi belinden bir 14 lü çıkardı ortaya koydu.

 

Uşaklar ha buni alun penden size hediyedur. Bir arkadaş aldı evirdi çevirde koydu beline

Dayım beni kenara çekti

 

Saaa bişey diyeceğum.

Buyur dayı dedim

 

Pak tevrim yaptunuz zaman hau “ şu “ nişantaşından baa “bana “ bi ev vereceksunuz ha

 

Çaresiz dayımın yüzüne baktım

 

Ya dayı ne nişantaşısı

Sana boğazdan bir ev vereceğiz yeterki devrimi yapalım söz dedim

 

Dayımın o günlerde bunlar devrim yapacak diye inandığı günlere biz yeteri kadar inanmışmıydık  bilmiyorum,

 

Mihrac ural devrimcilerin kanları üzerinde edindiği bir servet var.

Bana gelen sağam bilgilerde bu serveti çarçur ettiğidir.

 

 

Ben bunun nasıl nerede kullanılacağı konusunu bilmem ayrıca beni aşar. Bu serveti Türkiye sosyalistin malı olduğunu söyleyen engin erkinere katılmıyorum. Böyle bir servetimiz asla olamaz. Bu servetin ediniminde devrimci emek mi var yoksa başka şeylermi var .

Ortaya iradi bir süreç , çıkartamadığımız surece

Buralarda yazıp duracağız

 

Mihrac ural ve aşireti de o servetin üzerinde saltanat kayıklarını yüzdüreceklerdir. Bu servetten küçük jan janlı paketler ile de insanları satın almaya çalışacaklardır.

 

 

 

Bildiğim bir şey var

 

 

Gözünü toprak doyursun.

 

 

 

Lanet olsun bu yazıda benden olsun.

 

Not: Erkan ulaşan arkadaşın gönderdiği açık ileti başlıklı yazıda  isimi geçen M…..ural bacı son derece değerli bir bacımızdır. Kendisi ile tanıştım evinde kaldım. Bizim konuştuğumuz insanlar üç beş kişidir. Antakya ile yazı yazan arkadaşlara önerim oradaki devrimcileri ayrı tutmaktır. Mih…..bacımız da bunlardan biridir. Antakya seyahatimde orada gördüğüm en değerli insanlardan biridir.



[1] Hasan hoca merhaba,

 

Bir arkadaşım: "12 Eylül öncesi devrimcileri ortadan kaldırmadıkca devrim ve sol gelişmez, hepsini keseceksin" benzeri serzenişine, şakasına acı acı gülümsemiştim...

 

Engin Erkiner ve o sitede o cenahta yazanların, söylediklerinin, yazdıklarının ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Doğru "gibi" görünse de artık ciddi kuşkuyla bakıyorum, tıpkı diğer cenahın bloglarında sitelerinde yazılanlara daha çok kuşkuyla baktığım gibi… Her iki tarafın da “doğruları” olduğu gibi daha çok da “yalan ve yanlışları” olduğuna kanaat getirdim…

 

M.Ural'ın, Engin Erkiner’e ilişkin söylediği isnat ettiği : “itirafçı, MİT’ci” merkezli değerlendirmesine çocuklar bile gülebilecekken, insanlar inanıyorlar, ya da “Engin Erkiner’i Konferansa davet eden, o güne kadar aktif görevler sorumluluklar veren varsa MK ya da kişi olarak sen değil misin …… alçak…! ”  diye sormayanlar da var.

 

M.Ural’ın, yine İ.Yalçın’a isnat ettiği “Mit işbirlikçisi-ajanı” suçlamasına rağmen: “Türkiye sorumluluğu, [sanırım Avrupa sorumluluğu da],  MK üyeliği de veren Acil örgütü ya da söylendiği gibi “tek adam”san sen değil miydin …. aşağılık.!” Diye düşünmeyenler de var…

 

Örneğin Demir Aydın mı şuan ismini tam hatırlayamıyorum,  T.Kurtuluş dergisi’ni çıkartanlardan ve T.Kurtuluş’da da “hainlik ve itirafçılık” üzerine yazılarını okuduğum zatı muhterem de yazmış E.Erkiner’in “itirafçılığı” üzerine “ayrı blog” sitesinde. Hayranlıkla okurdum zatı şahanelerini T.Kurtuluş dergisinde…

 

Büyük üzüntü ve çözümsüzlük içinde kıvrandığımda çalakalem yazdığım size de gönderdiğim yazıyı. Sonra M.Ural bloğuna ve Tarihsel hainler bloğuna da baktım birkaç saat…

 

İlginç şeylerle karşılaştım. Tabi ki bana “ilginç” gelmişti, benim gibi “günlük maişet derdiyle uğraşan” halktan birisi için ilginçti.

 

Adam şöyle soruyor “Tarihsel Hainler” bloğunda:  “Ali Çakmaklı’yı örgütü olan HDÖ sahiplenmiyor, başkasının, başka bir örgüt yada kişinin katletmesi durumunda Ali Çakmaklı’yı anarlardı ölüm yıl dönümlerinde….” Benzeri tesbiti var, çok yerinde bir tesbit. Ben sözümona nacizane insan, devrimci kimliğimle böyle bir soruyu ve sorgulamayı aklıma getirmemiştim. Girdim baktım dergi sitelerine gerçekten de rastlamadım Ali Çakmaklı anmalarını HDÖ’nin…

 

Hasan hoca, en doğrusu sanırım dediğin gibi; Güzel, değerli şeyleri somut olarak yapmak ve bunu anlaşılır, net ve açık olarak ortaya koymak günümüzde en doğrusu sanırım…

 

 Bu anlamda Nebil Rahuma çalışmaların için seni kutluyorum. Umarım benzer yitik devrimci değerlerimize de böyle bir katkın olur.

 

Selamlar

 

[2] İnternet web sayfamın okuyucu arkadaşlarımca ziyaret edilmesini rica ediyorum   http://groups.yahoo.com/group/Turkiyekomunistpartisibirlik/   demek ki internet sayfamın isimi parti artığı değilmiş yada ayrı rezalet “varlık” gibi ne olduğu belirsiz şeylerde değilmiş. Önerim Eğer kendinize acilciyim diyorsanız bir blog yapın ve başına acil yazın. Bu tamami ile maça ve paça sorunudur. Bunun için kaç yerden izin alacaksınız bir düşünün bakalım.
3] Sn. erkiner yazıda anı var. Biliyorsun anı anlattığımda ona göre ücret olacak  su yapmak yok

Son Güncelleme: Cumartesi, 17 Ekim 2009 07:56