Şuanda 53 konuk çevrimiçi
BugünBugün1218
DünDün1865
Bu haftaBu hafta9533
Bu ayBu ay42232
ToplamToplam10204286
Kirlenen isimler PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Salı, 29 Ocak 2019 19:59


Uygun isim bulmak büyük dert…

İçeriğin açıklanması önemlidir ama bu durum ismin önemini azaltmaz…

İsim senin simgen olur…

Durumu daha iyi anlatabilmek için 19. yüzyılın sonundan başlayalım…

O dönemde komünist partileri sosyal demokrat adını taşırdı.

Bolşevikler ve Menşeviklerin içinde bulunduğu parti Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi adını taşırdı. Dünyada bu konuda en kalabalık olan da Almanya’daki partiydi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında sosyal demokrat partilerin büyük bölümü kendi burjuvazilerini desteklediler. Lenin ve Bolşevikler az sayıda başka partilerden katılımcıyla Zimmerwald Solu adlı küçük bir grup olarak kaldılar.

Ekim devrimi olmasaydı Marksizm ya da komünizm büyük prestij kaybına uğramış olurdu. Ekim devriminden sonra sosyal demokrat adının kirlendiği gerekçesiyle partiler adlarını komünist olarak değiştirdiler. Eski ismin değişmesi gerekiyordu ve doğrusunu yaptılar.

Ardından 1989-1991 geldi… Bu tarihteki sorun komünist partilerinin –ya da farklı isim taşıyan ama gerçekte komünist partisi olan partilerin- iktidarı kaybetmesi değildi. Asıl sorun bu partilerin yöneticilerinin büyük bölümünün de içinde bulunduğu çok sayıda parti üyesi komünistin burjuvazinin saflarına geçmesiydi.

Eski sosyalist ülkelerde bugün ön planda olanların geçmişini araştırın; komünist partide yönetici, parti gençlik örgütünün aktif çalışanı ya da yöneticisini bulursunuz.

Rusya Federasyonu Başkanı Putin böyledir, Almanya Başbakanı Merkel böyledir, Macaristan Başbakanı Orban böyledir ve daha sayılabilir…

Komünizmin prestiji dünya çapında büyük darbe yedi. Bu darbe 1914’tekinden küçük de değildir. Bugünkü komünist ismi, 1914’teki sosyal demokrat gibidir. O zaman da iyi sosyal demokratlar vardı ama azınlıktaydılar, geneli belirlemiyorlardı. Aynısı 1989’un komünistleri için geçerlidir.

Komünistlerin ve örgütlerinin dünya çapında büyük gerilemeye girmeleri, samimi çabalara rağmen bunu tersine çevirememeleri her yerde görülebiliyor.

Dahası komünistlerle ırkçılar, yabancı düşmanları arasındaki yakın bağlantı da ortaya çıkıyor. Eski sosyalist ülkelerde milliyetçilik ve yabancı düşmanlığının gelişmesi birdenbire olmadı, bu işin geçmişi vardır, olmak zorundadır.

Komünist yerine sosyalist adını kullansanız; bunun da prestiji bulunmuyor. Sosyalist Enternasyonal burjuva partilerinden farkı kalmamış sosyal demokrat ya da Fransa’daki gibi sosyalist partilerin uluslararası örgütüdür.

Devrimci deseniz, türlü çeşitli devrimcilikler var ve bir bölümü de sol sayılmaz. Mesela Kemalist devrimcilik gibi…

Geriye sadece anti-kapitalist adı kalıyor. Bu adın handikapı da neye karşı olduğunu belirtmesi ama neyin yandaşı olduğunu yeterince ifade etmemesidir.

Kapitalizm karşıtları da oldukça çeşitlidir.

İsimler kirlenince isimlendirme zor oluyor…

Dünyanın değişik yerlerindeki muhalefet hareketlerini izlemeye çalışıyorum ve kullandıkları isimlere dikkat ediyorum. Bazıları ulusal bağımsızlıkla aynı anlama gelen isimleri kullanıyorlar (Zapatistalar gibi). Venezüella’da Bolivar adı kullanılır. Bolivar emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş savaşı veren kişidir aynı zamanda…

Biz buna benzer isimlendirme yapamayız…

Kemalizm –ne kadar ulusal kurtuluşçu olduğu da ayrı konu olmakla birlikte- zaten paylaşılamayan ve çeşitli yorumlara konu olan bir isimdir.

Daha iyisi bulununcaya kadar anti-kapitalist…