Şuanda 70 konuk çevrimiçi
BugünBugün1261
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7233
Bu ayBu ay40970
ToplamToplam10157525
İbrahim Yalçın'a rapor PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 13 Nisan 2019 07:20


 

 

Her ölüm yıldönümünde geride kalan yılın raporunu yazacağım. Arada başka yazı da yazabilirim ama şimdilik aklıma konu gelmiyor. İbrahim ölümünden önce çok şeyi zaten yazmıştı. Kitabı yayınlandı, internetten de bulunabilir. Ek olarak www.enginerkiner.org da çok sayıda yazısı da duruyor.

40 Yıl Sonra TDAS’ın yazılması için İbrahim’in çok ısrar ettiğini daha önce belirtmiştim. Her hafta en az iki kere telefon edip durumu sorardı.

Sonraki kitap Mülteciler Göçmenler çıktığında hastaydı, kitabın çıkacağını biliyordu ama eline ulaşabildi mi, bilmiyorum.

Ardından çıkanları görmedi: Geleceğe Dönüş, Che Guevara Kısa Uzun Bir Hayat, 68’den Ne Kaldı? ve Küresel İç Savaş ve Türkiye.

Silahlı mücadele hareketiydik ama bu yöndeki benzerlerimizden farklıydık, teorik yönümüz güçlüydü. TDAS’tan kırk yıl sonra bunu bir kere daha gösterdik.

Biliyorum, sabırsızlanıyorsun, “Bizim soytarı ne yapıyor?” diye soruyorsun.

Bilmiyorum çünkü ilgilenmiyorum.

Senden sonra iki kere öldü galiba… Belki daha fazladır, bu kadarını duydum. “Ben öldüm, haberiniz olsun” diye etrafa haberler yaydı. Maksat dikkat çekmek işte!

Arada bir oradan buradan bana mesaj göndermeye çalışıyor. Aldırmıyorum.

Senin de tanıdığın ve neredeyse sürekli ilişkin olan bir arkadaş hasta… Ben de tanırım. Telefon ettim. “Bizi ötekileştirmeyin” dedi. Bir şey söylemedim.

Biz kimseye bir şey yapmadık; ne yaptıysanız siz kendinize yaptınız. Sen ve İrfan bu arkadaşlara az mı çağrı yapmıştınız? Uymadılar, kendileri bilir.

Sonunda sen, ben, İrfan ve başka arkadaşların yazılarında açıklananların tümünü kabul ettiler.

Paris’teki görüşmemizi hatırla. Lüxemburg Bahçesi’nde sen, İrfan, ben ve o sırada Paris’te olan avukat arkadaşla oturuyorduk. Başkaları da var mıydı, hatırlamıyorum. Ne demişti:

“Başıma ne geldiğini, bunca yıl neden hapiste kaldığımı yazdıklarınızı okuyunca anladım. Onun hakkı bir kurşundur…”

Ayaklarına kadar gelen bu büyük fırsatı nasıl kaçırdılar, anlamak zor…

İnsanın her şeyi anlaması da gerekmez zaten…

“Örgüt ne zaman sona erdi?” konusundaki tartışmayı bilmiyordum, çok sonra öğrendim. Yani siz de alemsiniz, cevap gayet basit aslında:

Biz 1988 kışında Paris’te yaşanılan büyük ayrılıkla örgütün sona erdiğini birkaç kere yazdık. İtiraz varmış: örgüt 1992’de hapisten çıkanların bir bölümünün toplantı yapıp bu kararı almasıyla sona ermişmiş…

Bu iddiaya sahip olanların, kendini halen var olduğunu iddia ettiği örgütün genel sekreteri ilan edip sürekli basın açıklamaları yayınlayan kişiye itiraz etmesi gerekirdi. Demeleri gerekirdi ki: “Böyle bir örgüt yoktur, 1992’de sona ermiştir.”

Böyle bir açıklama duymadık.

İddian varsa, sahip çıkarsın; çıkmazsan da ciddiye alınmayı beklemezsin.

İddia sohbetlerde konuşulmak için var olmaz, gerektiğinde sahip çıkmak için vardır.

Sahip çıkmıyorsan, böyle bir iddian da yoktur.

Bu kadar basit şeylerle bile uğraşmak olmuyor ama ne yaparsın işte…

Bilinçli hain ve dar çevresini tarihimizden tasfiye ettik. Bunun dışında da kimseyle uğraşmadık, uğraşmamız için neden de yok ayrıca…

Köşesinde yaşamak isteyenlere söylenebilecek bir şey bulunmuyor. Kendileri bilir ama biz geçmişte olduğu gibi yapacağımızı yapacağız.

Yazıyı uzatmayacağım çünkü okunacak sayfalarca kitap bekliyor bir kenarda…

Doğrusunu yazayım diye kalkıp baktım: 40 Yıl Sonra TDAS’ın yayın tarihi Mart 2015. Dört yıl geçmiş ve beş kitap daha çıkarmışız bu sürede… Her biri farklı bir konuda ve asıl önemli olan, kafalardaki değişmeyi görebiliyorsun.

Yaşıyor olsaydın acayip sevinirdin, biliyorum…

İbrahim Yalçın ile ilgili olarak yazılmış ve bundan sonra yazılacak yazılarla kitabı Ey Hayat için www.ibrahimyalcin-paris.blogspot.com a bakınız.

Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Nisan 2019 20:04