Şuanda 53 konuk çevrimiçi
BugünBugün825
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6797
Bu ayBu ay40534
ToplamToplam10157089
mihrac ural ile yazisma PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 23 Ekim 2009 06:20


    Diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı?

 

 

Doğrusunu isterseniz, önce ben de şaşırdım.

 

Değişik adreslere THKP-C (Acilciler) imzalı bir bildiri gönderilmişti. Adreslerin aynısına aşağıdaki kısa iletiyi yazdım:

 

Değerli arkadaşlar,

 

THKP-C (Acilciler) adlı örgütlenme 22 yıldan beri bulunmamaktadır.

Mihrac Ural adlı Suriye gizli servisi Muhabarat ile yıllardan beri birlikte çalıştığı bilinen kişi, bu örgütü değişik amaçlarla varmış gibi çevreye mesajlar yolluyor.

 

Bu örgüt çoktan tarih olmuştur.

 

Ek bilgi için enginerkiner.org sitesine bakabilirsiniz

***

Aradan biraz zaman geçti, bir baktım Mihrac efendiden mesaj gelmiş! Önce yanlış mı görüyorum diye dikkatle baktım, ama doğru görüyordum.

 

Mihrac ne yazar, malum… Aşağıda kendisine yazdığım kısa cevaplar var. Bu cevaplardan kendisinin bana hem de hayli uzun uzun neler yazdığını tahmin edebilirsiniz. Yazdıkları şimdiye kadar bilinen şeyler. Bu nedenle başına baktım, ötesini okumadım. Zaten gereken cevabı yazmak için okumak da gerekmezdi.

 

 

 

Aşağıda benim kısa iletilerimi bulacaksınız.

Adam bıkmadı… Son olarak çiçekkızlar adıyla bir mesaj göndermiş, artık ona da bakmadım. Gitsin başka yerde oynasın…

***

Mesajin zaten bana gelmisti Muhabarat ajani biraderim...

 

Defterini yeterince dürdük...

 

Dahasi da geliyor...

***

 

Sinirlenmen hosuma gidiyor Mihrac...

 

Küfür et, ilan et, elinden geleni ardina koyma...

 

Unutma, mezarini yolun kenarina yaptir...

 

Uzerine de yaz ki, gelen gecen bu mezara tükürsün...

 

Haydi, ancak gidersin...

***

 

Sinirlenmen ve hatta kudurman hosuma gidiyor Mihrac...

 

Gonderdiklerini okumuyorum...

 

Sen yaz yine de, hic olmazsa kendini belki ikna edersin...

 

Zavalli adam...

***

 

Hasan Balci hakliymis...

 

Mihrac Urali Ibrahim Tatlisesten meshur edecegiz demisti.

 

Ne bu yahu, aybasindan beri site patladi, gunde ortalama 500 kisi...

 

Tabii bu kadar cok kisinin beklentileri de var...

 

 

Beni bu kadar ugrastirmaya utanmiyor musun birader?

***

 

Onsozu kac kere yazdim evladim, okumadin mi...

 

Dahasi itirafciligi da derin devlet elemanligini da yazili olarak kabul ettim, okumadin mi?

 

E, sonra...

 

Elinden geleni ardina koyma diye kac kere yazdim, okumadin mi?

 

Senin pilin bu kadarmis Mihrac...

 

Hadi, anca gidersin...

 

***

Okur sayisi hakkinda sen inanasin diye bir sey soylemedim zaten...

 

Inan ya da inanma, senin inanmanla ne olacak ki...

 

Demek benim itirafciligi kabul ettigimi daha yeni ogrendin... Kac ay oldu yahu, sen de amma cahil kalmissin...

 

Hasan, kendisinin de yazdigi gibi maasli elemanimizdir. Yazilarinin altinda yaziyor hep, okumuyor musun yoksa?

 

Hadi evladim, benim isim var. Seninle daha fazla ilgilenemeyecegim...

***

 

Benim durumum son derece iyi, hic sikayetim yok...

 

Iyi ne kelime, daha da yukariya cikiyorum.

 

Cok guvendigin silahin elinde kaldi maalesef...

 

Artik onu uygun bir cebine sokarsin...

 

Okumamaya gelince, arkadaslar iletiyorlar, hepsini yakindan izliyormussun...

 

Bak sana bir iyilik yapayim, soz konusu yaziyi asagiya aktarayim...

 

Nasil diken uzerinde oturdugun, nasil kudurup köpürdügün bana yazmandan belli zaten...

 

Turkiyeye mi doneceksin, aman dön... Seni orada dort gozle bekleyenler var...

 

Hadi evladim, gec oldu, uyu artik. Tansiyonun gene cikar, kriz mriz gecirirsin sonra...

 

 

 

 

 

mihrac ural - bitis nasil oldu?
Engin Erkiner tarafindan yazildi
Pazar, 02 Agustos 2009 08:59

 

 

 


Onceki yazinin sonunda, gectigimiz yilin ilk aylarinda Ozgur Medya’da bir turlu yazi yazamamasi uzerine Mihrac Ural’in bana karsi baslattigi saldirida kalmistik. Isin gercegi, bu saldiri daha once baslamisti. Sadece acik olarak yapilmiyor ama hemen herkesin bildigi bir sozum ona gizlilikte el altindan yurutuluyordu.

 

 

 

DegisIk arkadaslar bana Faiz isimli bir kisiden ileti aldiklarini ve bu iletide hakkimda degisIk iddialara yer verildigini, bu kisinin kim oldugunu soruyorlardi. Bu kisiyi tanimiyordum. Sonradan anlasildi ki, Faiz, buyuk bir saflikla gostererek sitesinin sifresini Mihrac’a vermis, o da Faiz’in adini kullanarak etrafa benim hakkimda iletiler yollamaya baslamis…

 

 

 

Baska arkadaslardan da benzer haberler aliyordum. Bu kez degisIk isimler kullanilarak benzeri iletiler gonderiliyordu.

 

 

 

Goruldugu kadariyla acik bir savas kacinilmazdi. Savas madem ki kacinilmazdir, bu savasi guclu oldugun zamanda kabul edeceksin. Ozgur Medya’da yayinlanan 1982 baslikli yaziyi bu sirada yazdim. Site okurlari orgut tarihinde onemli yer tutan 1982 ayriligini merak ediyorlardi. Bunu anlattim ve tabii isim vermeden ama anlasilabilir sekilde Mihrac’tan da soz ettim. Bunun kendisini kiskirtacagini biliyordum ve acikcasi istiyordum da… El altindan surdurulen saldiri aciga cikarilmaliydi.

 

 

 

Nitekim de oyle oldu…

 

Burada acikliga kavusturmam gereken bir mesele vardi. Bu adami neredeyse 25 yildir gormemistim. Herhangi bir iliskim de olmamisti. Uzun bir zaman… Bu uzun zaman zarfinda acaba degismis miydi, yoksa benim bildigim eski kisi miydi? Onemli bir degisim gostermedigini tahmin ediyordum ama bu isler tahminle olmaz, somutta gorulmesi gerekir. Sonucta bir savasa giriyorsunuz ve dusmani iyi analiz etmeniz gerekir.

 

 

 

En iyi yontem beklemek ve karsidakinin hareket tarzindan sonuclar cikarmakti.

 

Bu birinci adim…

 

Bununla ilgili ikinci adim, kendi konumunu da dikkate alarak en azindan baslangic icin bir hareket tarzi belirlemekti. Devrimci harekette yillar boyunca olusmus saglam bir yerim vardi ve Mihrac’in degisIk isimlerle birlikte saldirisi bu yeri sarsamazdi.

 

 

 

Bu iki belirlemeden cikan sonuc, “soylenen her seyi kabul et ve oldugun yerde dur” olarak ifade edilebilir.

 

Ne diyordu karsimdaki?

 

Engin itirafcidir.

 

Evet dogru!

 

Engin, Ozel Harp dairesi ile calisiyor.

 

Evet bu da dogru!

 

Ve simdiye kadarki cizgimi surduruyorum, haydi bakalim ne yapacaksin?

 

 

 

Mihrac Ural’in bir bolumu uydurma olan degisIk isimleri de isin icine katarak ayni seyleri tekrarlamanin otesinde yapabilecegi bir sey yoktu. Gerekli bazi aciklamalarin disinda oyle duruyordum. Haydi bakalim ne yapacaksin?

 

 

 

Hayrettir, Ozgur Medya’da yazan bir arkadas, izlenilen politikayi ve muhtemel sonuclarini anlamis ve bir yazisinda anlatmisti. Yazinin tarihini tam olarak hatirlamiyorum, Haydar Kilic’in eski yazilarina bakilip bulunabilir.

 

 

 

YaklasIk soyle diyordu: Bir taraf cok etkili olacagini zannettigi silahinin etkisizligi karsisinda saskin, ne yapacagini bilemiyor; oteki taraf ise hareket tarzini belli etmiyor. Sonuc, sesi pek cikmayan tarafin lehine olacak gibi gorunuyor.

 

 

 

Asagi yukari soylenilen buydu ve de dogruydu.

 

 

 

Birkac ay karsimdakinin 1982’den beri pek degismemis oldugunu anlamam icin yetti. Hep ayni numara: Abartili degerlendirmeler, karsisindakini kiskirtmaya calisan suclamalar, insanlari bana karsi kiskirtmalar, kendisini ilah gibi gormeler ve sanki azcok kalabalik bir grupla birlikte hareket ediyormus imaji vermeye calismak… Grubu cok gostermek icin birkac gercek ismin yaninda uydurma isimler de bulabilirsiniz. Sonucta internet ortami, zor degil…

 

 

 

Bu arada neredeyse 25 yildir baglantim olmayan ve daha once ancak duyumlarla bilgi sahibi oldugum Mihrac Ural hakkinda da epeyce bilgiye ulastim. (Sonraki gelismeler bu bilgimin epeyce az oldugunu gosterecekti.) Dikkatimi ceken, cok kisi cok sey biliyordu. Orgut ici cinayetler, orgut mallarinin esinin ve baldizinin uzerine yapilmasi, Muhaberat iliskileri, Acilciler gorunumunde Hatay Alevi Orgutu kurulmasi…

 

 

 

Peki biliniyorsa neden konusulmuyordu?

 

 

 

Iki nedenle:

 

Birincisi, insanlarin birbiriyle bagi zayifti. Cok kisi birbiriyle konusmuyordu. Mihrac, kendisine karsi olan insanlari surekli olarak bolmek icin cabalamis ve bunun icin yalan ve dedikodunun her turlusune basvurmustu. Bu konuda basarisiz olmus da denilemezdi.

 

Ikincisi, kendisine karsi cikan hakkinda hemen kampanya aciyordu. Tipik yontemi, kisiyi polislikle, MIT ajanligiyla suclamak, bu da olmazsa korkaktir vb. gibi kisisel karalamalara girmekti.

 

 

 

Karsimizdakinin sermayesi bu kadar… Barutu az bu nedenle kisa surede sonuc almak zorunda, yoksa isi kotu…

 

 

 

Ve yaklasIk bir yil once siddeti gittikce artacak saldiriya basladim…

 

 

 

Once karsidakinin ne yaptigini anlamadi… Onun saldirilari karsisinda savunmaya gecmek yerine, dogrudan saldiriyordum. Mihrac Ural’in amaci savasi belirli bir cercevede tutmakti. O saldiracak ve ben de saldiriya karsi savunma yapacaktim.

 

 

 

Savasi hicbir zaman karsi tarafin istedigi cercevede tutmayacak, bu cerceve disina cikaracaksin. Ne soyluyorsan kabul… Benim icin soyledigin her seyin dogru oldugunu kabul etsek bile, bunlar senin bir Muhaberat elemani, Suriye ajani ve devrimci katili oldugun gercegini degistirmez…

 

 

 

Isin bu tarafini hic dusunmemistin, oyle degil mi

 

 

 

Mihrac Ural, sen kendi hayal dunyasinda yasayan ve ciddi psIkolojik sorunlari olan birisin. Kiminle dans ettiginin farkinda degilsin… Bu islerde senin bildigin kadar benim unutmuslugum var…

 

 

 

Bundan sonraki gelismeleri somut olarak anlatmayayim. Sitedeki yazilari izleyen herkes farkli gelisme asamalarini biliyor. Yazilar da sitede duruyorlar, gerekli goruluyorsa yeniden de okunabilirler.

 

 

 

Bu surec icinde beni sasirtan iki noktaya deginmeliyim:

 

Mihrac Ural gectigimiz yilin sonbaharina dogru durumun kendisi icin hic de iyi gelismedigini gordu. Onda barut bitmisti, karsisindaki taraf ise daha yeni basliyordu. Bu nedenle bu isi durdurmaya calisti.

 

 

 

Yontemi biliyorum, her zaman ayni: DegisIk kisileri isin icine cekerek yuksek sesle kampanya yurutmek ve bu vasitayla karsi tarafi etkilemeye calismak… Bu amacla insanlara degisIk unvanlar dagitmak… Boylece degisIk insanlar kendilerini bir sey sansinlar ve kendilerinden istenileni uzerinde fazla dusunmeden yapsinlar…

 

 

 

Buna karsi yontem basit: Yapilmaya calisilani dikkate almamak ve devam etmek… Mihrac Ural’in kendisi kim ki, bol keseden dagittigi unvanlarin herhangi bir anlami bulunsun?

 

 

 

Burada deginecegim iki nokta sunlardir:

 

Birincisi: Bu kisi ile 1978-1979 arasinda dort ayri cezaevinde toplam yaklasIk on ay kadar birlikte kaldik. Adam beni hic tanimamis. Oysa ki, hapishanede kisinin kendisini gizleyemeyecegi acik bir ortam vardir. Butun gun birliktesin, yani oldugundan baska turlu gorunemezsin. Mihrac Ural, buna ragmen, karar verince sonuna kadar gittigimi ve kimin ne soyledigine aldirmadigimi ogrenememis.

 

Simdi fena halde ogrenmistir…

 

 

 

Her zaman ayni yontem: Kafasinda bir seye karar veriyor, mesela diyor ki, “bu kisi boyledir, bu is soyledir”. Sonra da ust perdeden konusarak bunu karsisindakilere kabul ettirmeye calisiyor. Karsisindaki onun istedigi gibi davranmayip bu numaraya dusmezse de, ne yapacagini sasiriyor. Bu kez yine baskalarini devreye sokmaya calisip aleyhine gelisen sureci durdurmaya calisiyor…

 

 

 

Mihrac Ural ile ilgili olarak eger cikardigi gurultuyu dikkate almayip da o gurultunun arkasina bakarsaniz, bombos bir insan goreceksiniz. Dikkate alinabilecek hicbir yetenegi bulunmayan, capsiz, bu capsizligi pis yontemlerle saklamaya calisan ve bu amacla da bol gurultu yapan bir tip…

 

 

 

Ikincisi: Bazi insanlar Mihrac Ural’in kampanyasina dustuler ve bu surecin durdurulmasi gerektigini savunanlar cikti. Iddiaya gore, “bu durum devrimci harekete zarar veriyordu”.

 

 

 

Devrimci harekete zarar vermek, buyuk laf, ama temeli bulunmuyor.

 

Nasil zarar veriyormus devrimci harekete?

 

Birkac madde siralayayim:

 

 

 

-         Ali Cakmakli’nin nasil olduruldugunun aydinlanmasi, 12 Eylul sonrasinin bu ilk sol ici infazinin aydinlatilmasi, devrimci harekete nasil bir zarar vermistir?

 

-         Nebil Rahuma’nin nasil olduruldugunun ortaya cikmasi, mezarinin bulunmasi devrimci harekete nasil bir zarar vermistir?

 

-         Nebil Rahuma’nin Mihrac Ural tarafindan polisle anlasilarak yakalatilmasinin ortaya cikarilmasi nasil bir zarar vermistir?

 

-         Acilciler’in Filistinliler arasindaki savasta Suriye ile birlikte davranarak, El Fetih’e saldirmalari, en buyuk Filistin grubuna karsi savasta yer almalari, bunun ortaya cikmasi, devrimci harekete nasil bir zarar vermistir?

 

-         Sami yoldasin, Yusuf yoldasin, Hanna Maptunoglu’nun infazlarinin ortaya cikarilmasi nasil bir zarar vermistir?

 

-         Muhaberat ile birlikte askeri operasyon yapilmasinin ortaya cikmasi, Acilciler kiligindaki Hatay Kurtulus Orgutu’nun ortaya cikarilmasi nasil bir zarar vermistir?

 

 

 

 

 

Maddeleri cogaltabilirim, ama bu kadari yeterlidir.

 

Bunlarin ortaya cikarilmasinin, devrimci harekete zarar vermekle ilgisi bulunmuyor. Tersine, tarihin karanlikta kalmis sayfalarinin aydinlatilmasi, devrimci harekete yararli olmustur.

 

Her orgut icin benzeri aydinlatma cabalari simdi cok yerde yuruyor.

 

 

 

Gercegi ortaya cikarmak neden zarar versin?

 

 

 

Mihrac Ural’i nitelendirmek icin kisa bir belirleme yapmak gerekirse, su soylenebilir:

 

 

 

Karsimizdaki tipik bir kenar mahalle lumpenidir. Ne teorik ne de pratik kayda deger hicbir ozelligi yoktur. Ne girdigi dogru durust bir eylem vardir, ne de insanlarin aklinda kalmis bir yazisi (kitap zaten yok, ondan soz etmiyorum).

 

29 yildir kaldigi Suriye’de, Muhaberat ile birlikte calismak ve orgut parasini cebe indirerek zengin olmanin disinda yaptigi herhangi bir sey de yoktur.

 

 

 

Bazi arkadaslar karsilarindaki bu capsizligi gormeyip, onun sahte hedefler one surmesine bazen cabucak kaniyorlardi. Gecmis zaman kullaniyorum cunku artik herkes gordu. Birilerini soyle ya da boyle kiskirtir, onunuze surer. Sizden bekledigi, onunuze surulenle catismaya girmenizdir. Boylece hedef dagilacaktir…

 

 

 

Yahu bu ne kadar zavalli bir adamdir…

 

Senin yaptigina karsi cikana uygun bir cevap verirsin ve yoluna devam edersin. Daha once karsi cikan, eger biraz kafasi calisiyorsa, kisa surede durumu gorecektir.

 

 

 

Dedim ya, gurultu cikarmanin, uc kagitci bir esnaf gibi bagirarak curuk malini satmaya calismanin disinda Mihrac Ural’in herhangi bir ozelligi yoktur.

 

Bu nedenle beni dusurmek istedigi duruma kisa surede kendisi dustu.

 

Basta hedef sadece bendim. Sonra benim yanima Adil, Ibrahim, Hasan, Erkan da eklendi. Birkac isim daha sayabilirim.

 

 

 

Mihrac Ural’in cok sayida numarasi ortaya cikti. Son olarak Suriye bu kez daha degisIk olarak gunmede geldi.

 

 

 

Suriye, Ortadogu’da bir sureden beri Kurtlere en fazla baski yapan ulke durumundadir. Avrupa’nin degisIk kentlerinde Kurtler, Suriye elciliklerinin onunde bu baskiyi protesto ediyorlar.

 

 

 

Mihrac Ural 29 yildir Suriye’de yasiyor ama Turkiye’deki Kurtlerin haklarini –sozum ona- savunmanin otesinde hicbir sey yapmiyor. Ulkendeki Kurtlere yapilan baskilari hafif de olsa protesto etsene…

 

 

 

Edemez! Muhaberat’tan izin alamaz…

 

Demokrasiyi savunuyormus!

 

Hadi ordan! 29 yildir yasadigin Suriye’de daha fazla demokrasi icin mucadele etsene…

 

Turkiye, sahip oldugu butun eksIkliklere karsin, Suriye’den daha demokratik bir ulke…

 

 

 

Turkiye ile Suriye’nin arasi simdi son derece iyi. Ortak askeri tatbikat yapmanin yani sira, iki ulkenin hukumetlerinden bakanlar ortak kabine toplantisi bile yapiyorlar.

 

 

 

Sikiysa karsi ciksana… Bu gibi konularin, bagirarak bozuk mal satmaya calisan isportaci anlayisiyla uzerinin ortulmesi mumkun degildir.

 

 

 

Son zamanlarda Arap milliyetciligine soyunuyormus…

 

Soyunsun, eskiden oldugu gibi giyinemeden ortada kalir.

 

Milliyetci bir hareket orgutlemek bile zor bir istir ve belirli yetenekler ister.

 

Dahasi, hicbir akli basinda insan, ekonomik olarak Turkiye’den daha geri ve fasizan bir yonetime sahip Suriye’ye sempati duymaz.

 

Muhaberat’in ve Mihrac Ural’in paranin ucunu gostermesine kanan birkac salak cikabilir. Onlardan da bir sey olmaz…

 

 

 

Ne demisler: Arkadasini soyle, sana kim oldugunu soyleyeyim…

 

 

 

Mihrac Ural gibi devrimci katili bir pisligin yaninda duran, demek onun gibi bir seydir.

 

Bu nedenle azicik bile olsa kafasi calisan hic kimse artik orada durmuyor.

 

 

 

Birlikte iyi bir is yaptik arkadaslar…

 

 

 

Oldurulenleri geri getirmek mumkun degil… Ama onlarin anisina karsi olan gorevimizi yerine getirdik. Cinayetleri isleyen ve isleten Mihrac Ural’in yaptiklarini yanina birakmadik…

 

Ek: Benzeri bir yazı neredeyse 1.5 yıl önce Özgür Medya sitesinde de yazılmıştı. Artık onu da arayıp bulmadım. Yukarıdaki tekrar sayılır. Çünkü hepsini okuyor, hem de nasıl…

Bilinen numara: Bunların ardından bana acayip isimli kisilerden iletiler gelmeye başladı. İfadeden belli: Mihrac Ural kendisi yazmış, sanki başkasıymış gibi gönderiyor.

Boşver…

 

Son Güncelleme: Cuma, 23 Ekim 2009 18:00