Şuanda 127 konuk çevrimiçi
BugünBugün3543
DünDün5617
Bu haftaBu hafta14265
Bu ayBu ay36085
ToplamToplam10246427
makyavelizm PDF Yazdır e-Posta
Hasan Balcı tarafından yazıldı   
Perşembe, 12 Kasım 2009 23:44


Devrimcilik sosyalistlik Hiçbir kimsenin tekelinde olmadığı gibi Her yoldan geçen insanlarında erişebileceği içine girebileceği bir kaftan değildir. Devrimci olmak aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Kişisel olarak ben devrimciliği kapitalist toplumda sınıf mücadelesinin bir parçası bir öznesi olarak komünist bir kimlik olarak algılayanlardanım. Sizlerin aranızda bulunmamın nedeni de budur. 

 

Tarihe salladığım kazmanın ardılındaki kimliğim budur. Tarihsel hesaplaşma yada yüzleşme anlamına gelir mi? bilmiyorum ancak çabalarımız bu yöndedir.

 

Mehmet yavuz gibi a politik biri bizim bu çabalarımızı emeğimizi mezarcı Mahmut emeği zannetmiştir. Öyle ya istanbuldan bir keriz bulduk elimizi suya sabuna dokundurmadan Nebil rahuma yı bu adam bulup önümüze getirdi.

 

Şimdi ne yapalım rezil olduk. Nebil rahuma ailesini bu adamın üzerine salalım.

 

Sevgili dostlar. Nebil rahuma ailesinin önemli bir kısmı bu rezilliğin bir parçası olmamıştır. Ve gerçeği acı gerçeği bilmektedirler. Her şeyi ama her şeyi bilmektedirler.

 

 

Nebil rahuma'ya sahiden ne oldu.

Nebil rahuma ismini ortalığa sarınça neden herkes çil yavrusu gibi dağıldı. Bunun sebebi belli çünkü nebilin kanı katledilirken herkesin üzerine sıçramıştı. 

 

1-Mehmet yavuzun da bir dönemler içinde olduğu bir örgüt tarafından açık ve net yazıyorum alçakca katledilmiştir.

2-Nebil rahuma bir dönemler kendi arkadaşlarınca defalarca polise ihbar edilmiştir.

3-Nebil rahumanın akıbeti otuz yıldır bilinmesine karşın Ailesine tek bir kelime bilgi verilmemiştir.

 

Oturun kalkın allahınıza dua edin ki yakanıza yapışıp yüzünüze tükürecek insan çok ancak insanlar sağduyulu davranıyorlar.

 

Nebil rahuma çalışmamız da İstanbul aileyi getirdiğimizde Ailenin yanında gelen yeğene bu gerçeklikleri anlattık.

 

Onun bize söylediği dayımı bulamazsınız ve vazgeçin.

Eğer onu dinlese idik bugün nebil rahuma yoldaşımızın mezarı mezar alanı ve akibetinden de vaz geçmiş olacaktık. Dayısı nebil rahuma ile ilgili tek satır bir anasını hatırlamayan ve nebil rahuma duygusunu gözlerinin içinde görmediğimiz bir vatandaşı kullanan Mehmet yavuzdur.

 

Evet dostlar.

 

İlginç insan topluluğu ile karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Yöntemleri ahlaksızca. Devletin yöntemleri gibi ilkesizce fütursuzca pervazsızca saldırıyorlar. Adeta sürü güdüsü ile.

 

İlginç insan topluluğu: Demek ki sosyalizm erimli bir hareketten Çeteye dönüşünce işler kültürel anlamda da yozlaşma, çete kültürüne adapte olunuyormuş.

 

Bu çetenin başında Allah Muhammed Ali diyen bir şeyh artığı ve ardılları ise adeta birer mürit edasına bürünmüşler. Kendilerine karşı yazı yazan herkesi, eleştiren herkesi aslında kendilerinin ait oldukları kapılarında beslendikleri kurumların adamı olara ilan ediyorlar. Yani yavuz hırsız misali.

 

Sormak lazım bu çetenin şeyhine, Suriye de ne ile geçiniyorsun. Yaşamını ne ile idame ettiriyorsun? İnsanları satın almaya yeltendiğin içi kendisi gibi boş janjanlı paketlerin kaynağında ne var?

 

Mehmet yavuz. için açık ve net yazıyorum. Bu adam ile selamlaştığından pişmandır. Nebil rahuma olayına girdiğine de pişmandır. Ben Mehmet yavuzun üzerine gidilmemesi taraftarıyım. Mehmet yavuz bu işin başında da samimi değildi sonun da samimi değildi. Bu işin kendisine bu kadara patlayacağını hesap edememişti.  Bu yüzden Mehmet yavuzu ben nebil rahuma çalışmasının taaa başından izole ettim. “bu süreci uzun uzun yazdım”

 

İbrahim yalçın Mehmet yavuzun iflah olmaz bir Kemalist olduğunu yazıyor. Sanki yeni bulmuş gibi

 

Günaydın ağabey. Benim yazılarımı bir oku bakalım. Bunu ne zaman yazmış hangi yazımda duyurmuşum.

 

Evet, ilginç bir yapı ile karşı karşıyayız. Göz göre göre yalan söyleyen hepimizin bildiği gerçekleri çarpıtan bir ekip ile karşı karşıyayız.

 

Acilciler isimini rahatlıkla kullanan, Devlet ile işbirliğine hazırım diyen, bir ekip var karşımızda.

 

Doğrusunu isterseniz teorik olarak zerre kadar ciddiye almadığım bu insanları aşağı yukarı bir yıldır yazı yazıyorum “bu konu hakkında” bir kez yanıt vermedim.

 

Bunlara makyavelist dersem Nicola Makyavelliye ayıp olurmuş endişesi içindeyim.

 

 

Makyavellinin temelinde var olan şey: Bir amaca ulaşmak için her yol mubahtır.

 

 

 

Her fırsatta aileme, cocuğuma, geçmişime partime küfürler eden bu soytarılara benim gül atmamı bekleyenleriniz varsa. Siz şöyle dolaşın bir hava alın.

 

Haydar yılmaz bir çağırı yapmıştı.

 

Bu çağırıya ben de icabet edeceğim….

 

Yüreğini kuşanan atlasın gelsin.


[1] 1.- En önemli ve temel amaç devleti yaşatmak ve gücünü devamlı olarak artırmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için kullanılacak her araç yasaldır.

.- Din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanmalıdır.

.- Devletten bağımsız ahlak ve hukuk düşünülemez. Devletin bitiği yerde, hukuk da ahlak da biter. Hukuk ve ahlak devlet için vardır.

.- Devlet bir ulusa dayanıyorsa, yeterli gücü bu kökten alabilir. Kilise devletin karsısında ya da üstünde olmamalıdır.

.- Bir yer isgal edildiginde, insanlar ya elde edilmeli ya da onlarin kökü kazinmalidir.
- Insanlar hafif baskilara karsi intikam almaya kalkarlar, fakat agir baskilara karsi direnemezler. Bir insana baski yaparken öyle davranmalidir ki, intikam almaya olanak bulamasin.
- ... savas kaçinilmaz bir seydir ve onu ertelemek baskalarinin isine yarar. Zamanin getirecegi iyilikleri bekleyip savastan kaçinmak yanlistir; çünkü zaman iyilikler getirebilecegi gibi kötülükler de getirebilir.
- Fetih istegi normal ve dogaldir. Insanlara bunu becerebiliyorlarsa kinanmamali övülmelidirler. Fakat basaramayacaklari halde istiyorlarsa kinanacak bir seydir.

2.- Yenilik getirmek isteyenler ya kendi güçlerine dayanirlar ya da baskalarina dayanarak bu ise girisirler. Bu girisimler için ya rica ve yalvarma yoluna ya da zora basvuracaklardir. Rica ve yalvarma ile bu is yürütülemez .Yalniz kendi güçlerine dayanip zor kullanilirsa basarisizlik ihtimali azdir.

3.- Bir çok hükümdar baris zamaninda bile zulümle devletlerini koruyamamislardir.
- Bu zulmün iyi ya da kötü kullanilmasindan kaynaklanmaktadir. Zulmün iyi kullanilmasi (kötülüge iyi denebilirse) bir kez ve güvenligin gerektirdigi anda kullanilmasindadir. Zulüm sürekli olarak uygulanamaz; hemen ardindan halka iyi davranmak gerekir. Zulmün kötü kullanilmasi ise, baslangiçta az olan, giderek azalacagi yerde artan zulümdür.
- Bir ülkeyi ele geçiren kisi, uygulamak zorunda oldugu sert yöntemleri her gün tekrarlamamak için, bunlari tasarlamali ve bir anda hepsini uygulamalidir. Kötülükler tekrarlanmayinca halk güvenlik kazanir ve hükümdara baglanir.
- Yapilacak bütün kötülüklerin bir anda yapilmasi gerekir. Böylece daha kisa zamanda duyulacagi için daha az aci verir. Buna karsilik iyilikler azar azar yapilmalidir. Böylece tadina daha iyi varilir.

4.- Yurttaslarin yardimiyla hükümdarliga gelen hükümdarlara sivil hükümdar denir. Bunun için degerli ya da sansli olmak gerekmez,kurnaz olmak yeter.
- Hükümdar ya halkin ya da seçkinlerin yardimiyla hükümdar olur. Çünkü bütün sitelerde birbirine zit iki egilim vardir. Halk, seçkinlerden zulüm ve baski görmek istemez. Diger yandan seçkinler de halki zulüm ve baski altinda tutmak isterler. Halkin yardimiyla seçilenlere herkes boyun eger.
- Baskalarina haksizlik etmeden ve namuslu olarak seçkinleri memnun etmek mümkün degildir. Oysa halki memnun etmek çok daha kolaydir. Zenginler zulmetmek isterler. Halkin istedigi ise sadece ezilmemektir.
- Akilli hükümdar,yurttaslarini her zaman ve her durumda kendisine muhtaç birakmalidir. Onlarin sürekli olarak bagliligini saglayacak tek yol budur.

5.- Çogu zaman halk,ugruna evini barkini yaktirdigi hükümdarin etrafinda daha siki bir sekilde toplanir, ona minnet duyar. Insanlarin yaradilisi böyledir. Kendilerine yapilan iyilikler için oldugu kadar, kendi yaptiklari iyilikler için de baglilik duyarlar.

6.- Bazi özellikler meziyet gibi gözükür yikim getirir;bazi özellikler de kusur gibi gözükür fakat güvenlik ve esenlik saglar.

7.- Hükümdar kendini,hükümdar seçilinceye kadar cömert,seçildikten sonra cimri taninmaktan çekinmemelidir. Çünkü cömertligin sonu yoksulluk ve itibarsizliktir.

8.- Hükümdar hem sevilen hem korkulan bir insan olmalidir. Bu iki özellik bir arada bulunamiyorsa birinden vazgeçilecekse korkulan insan olmak iyidir. Çünkü insanlar genellikle nankör, degisken,iki yüzlü,tehlikeden kaçan ,çikarlarinda hasis yaratilistadirlar. Kendilerine iyilik yaptikça sizinle olurlar. Fakat tehlike bas gösterince herkes ortadan yok olur. Insanlar yaratilistan kötü olduklari için bir çikar karsisinda sevgi baglari yok olur. Oysa korku ile baglanmis olanlar ceza tehdidi altinda olduklari için bu baglar kopmaz. - Hükümdar halki öyle korkutmalidir ki,sevilmese bile nefret de uyandirmasin. Halkin malina ve irzina dokunulmazsa bu da saglanabilir. Gerektiginde sebepleri açikça belirtilerek birinin kanina girilebilir. Ancak özellikle kimsenin malina dokunmamak gerekir. Çünkü insanlar babalarinin kaybini unuturlar da mallarinin kaybini unutamazlar.

9.- Hükümdarlar sözlerini nasil tutmalidir?
- Deneyler bize göstermistir ki,büyük isler yapmis olan hükümdarlar verdikleri sözleri fazla dikkate almamislar,ustalikla insanlari aldatmislardir.
- Mücadelenin iki yolu vardir:biri kanun yolu,digeri kuvvet yoludur. Birinci insanlara,ikinci hayvanlara özgüdür. Fakat çogu zaman birinci yol kafi gelmez ikinci yola basvurmak gerekir. Bu nedenle hükümdar insanca davranmayi da hayvanca davranmayi da bilmelidir.
- Hükümdar tuzaklari tanimak için tilki,kurtlari korkutmak için aslan olmalidir. Sonuç olarak, ihtiyatli bir hükümdar, kendine zarari dokunuyorsa verdigi sözü tutmaz. Söz vermesini gerektiren sartlar degismisse, yine sözünde durmasina gerek yoktur. Insanlar iyi olsalardi bu davranis biçimi kötü olurdu.
- Hükümdar rolünü iyi oynamali gerçek amaçlari konusunda açik vermemelidir. Insanlar o kadar aliskindirlar ki, aldatmak isteyen biri mutlaka aldanacak birini bulur.
- Hükümdar, merhametli, vefali, insancil ve dogru bir insan olarak gözükmeli, fakat gerektiginde tümüyle aksine davranabilecek kadar ruhsal hazirlik içinde olmalidir.
- Hükümdar sözlerine özen göstermeli, öyle ki görüp isitenler merhametin, bagliligin, insanligin, dogrulugun ve dindarligin ta kendisi oldugunu sansinlar. Bu son nitelige sahipmis gibi gözükmek kadar gerekli bir sey yoktur. Çünkü insanlar genellikle ellerinden çok gözleriyle yargilar. Herkes sizi nasil görünüyorsaniz öyle görür. Fakat çok az kisi oldugunuz gibi kavrar. Bu azinlik da her zaman devlet tarafindan desteklenen kamuoyuna karsi gelemez.

10.- Hükümdar kendisini küçük düsürecek ya da nefret uyandiracak davranislardan kaçinmalidir. Diger kusurlardan kendisine zarar gelmezden önemlisi uyrugunun malina, irzina dokunmamak ve onlarin onurunu kirmamaktir.
- Hükümdarlar kin yaratacak davranislari baskasina yaptirmali, kendileri halkta iyi duygular uyandiracak islerle ugrasmalidir.
- Diger devletlerde seçkinlerin ihtiraslari ve halkin bas kaldirmalariyla savasmak yeterliyken, Roma Imparatorlugu'nda üçüncü bir güçlükle ugrasmak da gereklidir. Bu üçüncü güçlük askerlerin zalimligi ve aç gözlülügüdür. Birçok imparatorlugun batis nedeni ayni zamanda hem askerin hem de halkin memnun etmenin güçlügüdür. Halk, baris ve sükunet sever ilimli hükümdar ister. Asker ise,savaskan, zalim ve açgözlü hükümdarlari severler, kendilerine çift maas baglatmak açgözlülüklerini doyurmak ve zalimliklerini tatmin için onun bu niteliklerinin halka karsi kullanilmasini isterler.
- Nefret kötü davranislarla kazanildigi kadar iyi davranislarla da kazanilir. Bu nedenle hükümdar, çogu kez iyi olmamak zorunda kalir. Çünkü tutunmak için ihtiyaç duyulan topluluk, halk, asker ya da seçkinler yozlasmislarsa onun suyuna gitmek gerekir. Iyilik yapma özgürlügü kalmamistir.
- Osmanli Imparatorlugu ve Sudan disinda bütün devletlerin askerlerden çok halki memnun etmeleri gerekir, çünkü halk askerden daha güçlüdür.

11.- Büyük girisimlerde bulunmak ve kisiligi ile ilgili saygin örnekler vermek kadar hiçbir sey hükümdari degerli kilamaz.
- Yine bir hükümdar için ülkenin yönetimi ile ilgili az bulunur örnekler vermek çok yararli olur. Sivil hayatta iyi ya da kötü olaganüstü bir is yapan birinin bulunup cezalandirilmasi ya da ödüllendirilmesi hükümdarin adini dilden dile dolastiracagi için yapilmasi gereken bir davranistir. Hükümdar tüm davranislariyla büyük ve olaganüstü insan görüntüsü vermeye çalismalidir.

12.- Hükümdarin bakanlarinda üç çesit anlayis derecesi vardir. Birinciler kendiliklerinden anlarlar. Ikinciler kendilerine gösterilen seyleri anlarlar. Üçüncüler ise ne kendiliklerinden bir sey anlarlar ne de kendilerine gösterilen seylerden. Birinciler çok iyi, ikinciler iyidirler, üçüncüler hiçbir seye yaramazlar.

13.- Hükümdar her zaman danismalidir. Fakat baskalarinin istegine uyarak degil,kendi istedigi zaman danismalidir. Istemedigi zaman baskalarinin bu ise heveslenmeleri önlenmelidir. Diger yandan, hükümdar büyük bir sorgulayici olmali,dogrulari sabirla dinlemeli,kendisine gösterilen saygi nedeniyle dogrulari söyleyemeyenlere de kizmalidir.

14.- Zorunlu olan her savas haklidir. Baska bir seyden umut kalmayan yerde silahlar kutsaldir.

Sonuç olarak, Makyavel'in ögretisi kötü ve tehlikeli olan insanlari tanimayi kolaylastirabilecegi gibi, kötü ama basarili bir politikaci ya da is adami olmayi da saglayabilir. Itiraf etmek gerekir ki, pek çok is adami ve politikaci bu yolla basariya ulasmistir.