Şuanda 63 konuk çevrimiçi
BugünBugün834
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6806
Bu ayBu ay40543
ToplamToplam10157098
ABD seçimi ve bürokrasi PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cumartesi, 07 Kasım 2020 18:29


 

 

Gittikçe şuna inanmaya başladım: Trump AKP’den ve Erdoğan’dan öğreniyor.

Öğrenmeye açık birisi ve herhalde “orada tutan burada neden tutmasın” diye düşünüyor.

Bazı seçim bölgelerinde yiyecek paketleri dağıtmış…

Tanıdık bir yöntem değil mi?

Kendisini sürekli olarak mağdur durumda, hakkı yenmiş olarak gösteriyor.

“Seçimi benden çaldılar, çirkin şeyler oldu” diye sızlanıyor.

Kanıt diye sorarsanız ya bulunmuyor ya da inandırıcı değildir. Yani kanıt diye gösterilenden bu sonuç çıkmaz.

“İktidarı bırakmam” diyor…

Bu sözü daha önce de söylemişti ve “Burası Türkiye değil” diye cevap verilmişti.

ABD gerçekten de Türkiye değil ve bürokrasinin tutumu Trump’ın kaybetmesi durumunda “bırakmam, gitmem” söylemini boşa çıkaracaktır.

Bürokrasiden kastettiğim ordu, polis, mahkemeler, seçim komisyonları ve diğer idari mekanizmalardır. Bunlar ABD’de kural neyse onu yaparlar. İster başkan olsun isterse bir başkası, bağırıp çağırmasına aldırmazlar.

İki eyalet yüksek mahkemesi Trump’ın oyların sayımıyla ilgili itirazını reddetti.

Bazı televizyon kanalları Trump’ın konuşmasını yarıda keserek vermediler ve söylediklerinin doğru olmadığını açıkladılar.

ABD Genelkurmay Başkanı seçimden önce “anayasaya bağlı olduğunu” açıklamıştı. Bunun anlamı “ben Trump’a bağlı değilim” ya da “keyfi emirleri yerine getirmem” demektir.

Trump bambaşka bir ülkenin sahasında farklı bir ülkedeki resmi olmayan ama geçerli olan kurallarla oynamaya kalkıyor ve başarı kazanması mümkün değildir.

Türkiye o durumda ki ABD’deki işleyişe çok kişi ağzı açık kalarak bakıyor.

ABD’de gerçekleşenin ilericilikle ilgisi bulunmuyor. Sistem yerleşmiştir, kuralları bellidir ve herkes bunlara uyar, uymayan da bedelini öder.

ABD’de devlet başkanı en fazla iki kere seçilebilir, üçüncü kere seçilmeyi teklif bile edemezler. Hatırlayacak olursanız Özal üçüncü kere seçilmenin yolunu açmayı denemiş ve “Anayasayı bir kere ihlal etsek ne olur” demişti.

ABD’de iki kere seçilmiş bir devlet başkanı –mesela Obama-  bunu söyleseydi tefe koyarlardı.

Üç kere üst üste seçilememek ilkesi Rusya Federasyonu’nda da vardı. Putin iki kere seçildikten sonra çekildi, başbakan oldu. Sonra devlet başkanlığı seçiminde yeniden aday oldu ve seçildi. Şimdi anayasa değişikliğiyle sürekli seçilmesinin yolu açıldı.

Her şey kuralına göre yapılmalı, öyle değil mi?

Kuralı değiştirebilirsiniz ama var olduğu sürece o kural geçerlidir.

Bir kere ihlal etsek ne olur, denmez.

Trump istediği kadar manevra yapsın, bağırıp çağırsın, hakkının yenildiğini iddia etsin, kaybederse gidecektir. ABD bürokrasisi seçimi kaybeden birisine arka çıkmaz.

Silahlı destekçilerini sokağa dökmek derseniz, bu tehdit tutmaz.

ABD’de herkes silah taşıyabilir ya da karşıdakiler de silahlıdır.

Ek olarak polisin ve olası yeni başkan Biden’in evini korumaya alan FBI’ın silahlı Trump taraftarlarına destek vereceğini sanmam.

Son Güncelleme: Cumartesi, 07 Kasım 2020 18:38