Aslında Mihrac Ural’ın bilgisayarına girilmesini daha önce de yapabilirdik. İbrahim ile aramdaki anlaşmazlık gecikmemize neden oldu.

İbrahim, “sen ayrıntılı düşünüyorsun. Bu kadar ince eleyip sık dokuma. Bu herif (Mihrac Ural’ı kastediyor) bu kadar ayrıntılı düşünemez. Kafası yorulur.) diyordu. İki yıl kadar önce internette önce bana daha sonra bu sitede yazan 19 kişiye savaş açmış bir insanın bu kadar teknik özürlü olabileceğini düşünemezdim. Hala da inanmakta zorlanıyorum.

Neden derseniz, anlatayım:

Mihrac Ural’ın para sorunu yok, bol miktarda parası var. Bilgisayarındaki değişik yazılarından anlayabildiğim kadarıyla en az on milyon dolar civarında serveti var. Örgüt parasını cebine indirerek, Filistin’de öldürülen yoldaşların kan paralarını cebine atarak bu serveti yapmış…

Yapmış da ne yapmış…

Derdi gücü servetini fazlalaştırmak…

Para harcamak bir kültür işidir. Kimisi parasını kitaba yatırır, kimisi sanat eserlerine, kimisi tekniğe, kimisi de Mihrac Ural gibi sonradan görme zengin misali, gösterişe yatırır. Bildiğimiz kadarıyla en az beş tane evi, çok sayıda gayrı menkulü, üç tane jipi, bir Mercedes arabası var…

Ama bilgisayarında doğru dürüst bir koruma programı yok…

Para gider diye onu almamış…

Bilgisayarındaki koruma programı ya dandik bir şey ya da teknik özürlü olduğundan dolayı sürekli update (güncelleme) yapılması gerektiğini bilmediği için, yapmamış. Bu durumda en iyi program bile işe yaramaz.

Ne ki, operasyon sırasında karşımıza beklenmedik bir sorun çıktı: Suriye’nin altyapısı zayıf… Bu nedenle iletişim kanallarının taşıma kapasitesi de zayıf… İnanır mısınız dışarıdan Suriye hatlarına girmek bile sık sık sorun oluyor.

Bu nedenle Mihrac Ural’ın yazılarının bir bölümü biraz karıştı, bazı resimler son derece net, bazıları çamur gibi geldi. Bunları iyileştirmeye çalışıyoruz.

Suriye’nin altyapısının yetersizliği Mihrac Ural’ın bilgisayarı için en iyi korumaymış meğerse…

Nasreddin Hoca’nın türbesi gibi her tarafı açık bilgisayarıyla başka bir ülkede olsaydı, ayağındaki donuna kadar her şeyini alırdık.

Ne yapalım, bu kadarını becerebildik…

Tasnif etmemiz biraz zaman alabilir.

Hepsini yayınlayacağız…