Şuanda 33 konuk çevrimiçi
BugünBugün661
DünDün2801
Bu haftaBu hafta7182
Bu ayBu ay28184
ToplamToplam10190238
20. yüzyıl ve yeni devletlerin kuruluşu PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 12 Ağustos 2021 19:40


20. yüzyıl için değişik belirlemeler yapılabilir. Bunlardan bir tanesi de çok sayıda yeni devletin kurulmasıdır. Üç dönem vardır:

İlki, Birinci Dünya Savaşı’nın sonudur. Üç imparatorluk –Çarlık, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı- dağılır. Çarlık Rusya’sı Bolşevik devrimiyle büyük oranda sınırlarını korur, SSCB olur. Avusturya-Macaristan’ın dağılması sonucu yeni devletler ortaya çıkarken, Osmanlı’nın dağılmasından sadece Türkiye Cumhuriyeti doğacaktır. Eskiden imparatorluk sınırları içinde olan ülkeler bu kez İngiltere ve Fransa’nın sömürgesi olacaktır.

İkincisi, İkinci Dünya Savaşı sonrasıdır. Sömürgecilik sisteminin çözülmesiyle çok sayıda bağımsız devlet kurulacaktır. Birleşmiş Milletler’in üye sayısı 1945’te 51’den 1975’te 144’e yükselecektir.

Üçüncüsü, SSCB ve Yugoslavya’nın dağılmasıdır.

SSCB’den şu devletler ortaya çıkar: Rusya Federasyonu, Ukrayna, Beyaz Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Moğolistan, Tacikistan (arada unuttuğum olabilir).

Yugoslavya’dan ise Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Kosova, Makedonya, Bosna-Hersek doğacaktır.

Ukrayna ve Slovenya’daki halkların ilk kez devleti olacaktır.

Yeni devlet kuruluşları sürer.

Çekoslovakya ikiye ayrılır: Çekya ve Slovakya.

Sudan kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılır.

Angola’daki ulusal kurtuluş savaşı sona erince devlet kurulacaktır.

Keza yeni bir devlet olarak İsrail’in de belirtilmesi gerekir.

İki devlet ise ortadan kalkacaktır: Demokratik Almanya Cumhuriyeti. Bu devlet sosyalizm öncesinde ve sonrasında yoktur. Diğer örnek Yugoslavya’dır.

Yeniden belirteyim, arada unuttuklarım olabilir.

1990’lı yıllarda ulusal devletler döneminin sona erdiği, bunların birleşerek ve zaman içinde ortadan kalkacakları tartışılır, örnek olarak da Avrupa Birliği verilirdi.

Avrupa Birliği ulusal devletlerin sonu anlamına gelmiyor, sadece üye devletlerin makro politikalarını belirleyen genel kurallar koyarak işleyişini sürdürüyor.

AB beklendiği gibi gelişmedi. Ortak para birimi Avro’yu gerçekleştirdi (bütün ülkelerde geçerli değildir) ama ortak Avrupa kimliği yaratamadı. Ulusal kimliğinin yanı sıra kendini Avrupalı olarak tanımlayan bildiğim kadarıyla sadece Almanlar vardır.

Bundan sonra da yeni ulusal devletler kurulabilir. Bunların kurulabilmesi ancak belirli ülkelerin bölünmesiyle mümkündür. Klasik sömürgecilik bitmiştir ve dünyada ulusal bir devlet tarafından kullanılmayan alan da kalmamıştır. Bu bölünme Çekoslovakya örneğindeki gibi karşılıklı anlaşma temelinde de olabilir, savaşla da olabilir.

Yeni ulusal devletlerin birbirleriyle geçinmesi hiç kolay değildir.

Bunu Balkanlarda görebilmek mümkündür. Hiç birisinin nüfus yapısı homojen değildir, azınlıklar ve bunlara baskı vardır. Ek olarak birçok ülke yıllar öncesi tarihine özenerek “büyük” olmayı istemektedir. En bilinen örnekler Sırbistan, Macaristan ve Polonya’dır.

Son ülkenin tarihini öğrenmek gerekir. Bu ülke hem Avrupa tarihinde ve hem de Dayanışma Sendikası ile sosyalizmin çözülmesinde önemli rol oynadı. Militan bir işçi örgütlenmesinin sosyalizmin Avrupa çapında çözülmesinde önderlik yapacağı kimin aklına gelirdi? Başka önemli nedenler de bulunmakla birlikte bu durum Dayanışma Sendikası’nın oynadığı rolü küçültmüyor.

Polonya tarihine başlamıştım, sonra bıraktım, yeniden başlamak gerek.

Polonyalı bir yazar, “Polonya neresi bilmiyorum” diyordu.

Böyle söylemesinin nedeni, ülke sınırlarının sürekli değişmesiydi.

Ortaçağ’da büyük bir ülkeydi. Sonra Çarlık, Avusturya-Macaristan ve Prusya arasında paylaşılarak haritadan silindi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeni sınırlarla yeniden ortaya çıktı.

Polonya Katoliktir ve Katoliklik, Ortodoks Rusya ve Protestan Almanya arasında kalmış ülkede ulusal kimliğin önemli bileşenidir. Polonya AB içinde ABD’nin önemli müttefikidir.

İşçi hareketi de Katolikliğini sürekli olarak belirtecektir.

 

Sırasıyla, buna da sıra gelecektir umarım…