Şuanda 126 konuk çevrimiçi
BugünBugün583
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6555
Bu ayBu ay40292
ToplamToplam10156847
Balkanlarda yeni gerginlik PDF Yazdır e-Posta


Kosova yönetimi sınırı Sırbistan plakalı araçlara kapatmış, bu plakalı araçların sınırda Kosova plakası takması gerekiyormuş. Gerekçesi ise ilgili anlaşmanın sona ermiş olmasıymış…

Sırbistan ordusu Kosova sınırına yığılmış...

Kim haklıdır kim haksızdır, üzerinde durmayacağım. Sırplar için Kosova kelimesi bile kavgaya hazırlanmak için yeterlidir.

28 Haziran 1389’da Osmanlı ordusuyla değişik halkların bileşiminden oluşan Sırp ordusu Kosova’da karşılaştılar. Savaşı ağır kayıp vermesine rağmen Osmanlı kazandı. Padişah Murat Hüdavendigar savaş alanında yanına yaklaşan bir Sırp askeri tarafından öldürüldü.

Bu kişi Sırbistan’da ulusal kahraman olarak anıldığı gibi Kosova savaşının yıldönümünün anılması Sırplar için her yıl tekrarlanır ve özel bir anlam taşır.

Bizdeki Malazgirt savaşı anmasına benzetebilirsiniz ama benzerlik her yıl hatırlanmasıdır. Sırplar kaybettikleri bu savaşta kendilerini Avrupa için feda ettiklerine ama Avrupa ülkelerinin bunu anlamadıklarını savunurlar. Bu savaş Osmanlı’ya orta Avrupa yolunu açacaktır.

28 Haziranın başka bir ilginç yanı da Stalin ile anlaşamayan Tito Yugoslavya’sının 1948 yılının aynı günü Komünform’dan çıkarılmasıdır. Neden bu tarih seçilmiştir, anlamak mümkün değildir. Sorun Tito ise o Sırp değil Hırvattır.

Sırp milliyetçiliği inanılması zor derecede yoğun bir milliyetçiliktir. Ek olarak saldırgandır ama bunu “carlığı tehlikedeki Sırp halkını korumak için” yaptığına inanır.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olan suikast de bir Sırp tarafından yapılmıştı.

Sırp milliyetçiliği düşmanlarla çevrili olduğuna, herkesin bu halkı yok etmek ya da olabildiğince dar bir alana sıkıştırmak için çalıştığına inanırlar. Sırplar eski Yugoslavya’nın en kalabalık halkıydı ve ülkenin her yayına dağılmışlardı. “Nerede Sırplar yaşıyorsa, azınlıkta bile olsalar, orası Sırbistan’a dahil olmalıdır” anlayışı buradan gelir.

1981’de Kosova’da kanlı çatışmalar yaşanır. Buradaki Sırp azınlığın zulüm gördüğü iddiası Sırp milliyetçilerinin harekete geçmesinin faktörlerinden birisi olacaktır.

1989’da Kosova savaşının 600. yıldönümü büyük törenle anılır. Burada bir konuşma yapan Milosevic, “büyük Sırbistan’ın yakın olduğunu” açıklayacaktır.

Yugoslavya’da yaşanan büyük iç savaş ile ilgili olarak okuduğum her yapıtta şu belirtilir: bu savaşta herkesin sorumluluğu vardır. Halklar birbirini boğazlamıştır. En büyük sorumluluk ise Sırp milliyetçilerine düşmektedir.

Bunları okuduktan sonra, Sırplar bazı yönlerden bize ne kadar benziyormuş, diye düşünebilirsiniz.

Türk milliyetçileri nasıl Osmanlı İmparatorluğu topraklarının bir bölümünde “orası zaten bizimdi” diye hak iddia ediyorsa, Sırp milliyetçileri de yüzyıllar önceki büyük Sırbistan’ın şimdi başka devletlerin kurulu olduğu topraklarında hak iddia etmektedir.

Sırp milliyetçileri böyledir de başkalarının ülke sınırlarını genişletmek hevesi yok mudur?

Vardır!

Avrupa Birliği bu bölgedeki devletlerin bir bölümünü üye alınca eski sınır kavgaları kalmadı; ne kadar zaman için, bilmiyoruz.

Tepede halklar arasındaki kavgayı önleyecek otorite olmadığında bu bölgede yeniden kanlı bir savaş çıkacaktır.