Şuanda 53 konuk çevrimiçi
BugünBugün817
DünDün1181
Bu haftaBu hafta4495
Bu ayBu ay38232
ToplamToplam10154787
Başarı hakkında düşünmek... PDF Yazdır e-Posta


İnsan girdiği her işi başaramaz ve başarısız olduğunda bunun nedenleri üzerinde düşünür, düzeltmeye ve aşmaya çalışır.

Başarı hakkında düşünmek ise az rastlanılan bir olgudur. Başarı hakkında düşünmek yerine, başarıyı taklit etmek daha uygun gelir. Bu taklit dönemine göre başarılı olabileceği gibi fiyaskoyla da sonuçlanabilir.

Başarı hakkında düşünmek demek, bu başarının hangi ortamda ve hangi nedenlerle kazanıldığını anlamaya çalışmak demektir.

Bunu ilk kez 1980 yılının ilk aylarında, firardan kısa süre önce, Bayrampaşa hapishanesinde iken düşündüğümü hatırlıyorum.

Hangi nedenle olduğunu hatırlamıyorum ama hapishane yönetimi ve mahkemeyle –İstanbul’da sıkıyönetim vardı- sorun yaşıyorduk ve yeni yakalanan bir grup arkadaş da bunu protesto için mahkemeye gitmemek kararı aldı.

Mahkemeye gitmemek etkili oldu ve sorun tümüyle olmasa bile bir oranda çözüldü.

Ardından başka örgütlerdeki arkadaşlar da mahkemeye gitmemeye başladılar ama sonuç alamadılar.

Başarılı olduğuna göre neden biz de yapmayalım, diye düşünülmüştü ama şartlar biraz değişmişti, birincisi. İkincisi ise, karşı taraf öğrenmişti.

Bu konu genellikle dikkate alınmaz. Sadece sen değil karşındaki de öğrenir ve bu nedenle de başarılı olan örneği yeniden uygulamadan önce dikkatli olmak gerekir.

Bugüne kadar 40 video yayınlandı. Doğal olarak hepsinin izlenme sayısı aynı değildir, ortalama 2000 de fena rakam sayılmaz.

Bir videonun izlenmesini ise hayret vericidir. Mülteciler 2-Suriye başlıklı video Facebook, Youtube, Whatsapp ve site üzerinden izlenmeler toplandığında kötümser bir tahminle 200 binden aşağıda değildir. Çok sayıda paylaşılmıştır. Paylaşılan kişiler ne kadar izlediler, bilmemiz mümkün görünmüyor.

Bu kadar yüksek bir ilgiden memnun olmak yetmez, nedenini düşünmek gerekir.

Mülteciler ülkemizde güncel bir sorun olmakla birlikte bu kendi başına yeterince açıklayıcı değildir.

Bu sayı ancak Mülteci Dernekleri’nin de katkısıyla ortaya çıkmış olabilir.

Ülkenin farklı yörelerine dağılmış bu derneklerin az olmayan bir bölümünde AKP’nin etkin olduğu tahmin edilebilir.

Ocak 2016’da yayınlanan Mülteciler Göçmenler kitabım adresini bulabildiğimiz bütün Mülteci Der’lere gönderilmişti. Bu kitabı www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com adresinde bulabilirsiniz.

Altı yıl sonra aynı konuda başka bir kitap yazılabilecek kadar bilgi birikti. Bu kez kendimi sürgünler konusuyla sınırlandırmak istiyorum, özellikle de Türkiye’den sürgünler…

Sürgün kime denir kime denmez tartışmasına girmeyeceğim. Adına ne derseniz deyiniz çok sayıda insan 12 Eylül öncesinden başlayarak ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bunlardan bir bölümü geri dönerken yerlerine yenileri ve sayıca daha fazlaları geldi. Geliyorlar, bir bölümü dönüyor, daha fazlası geliyor, yine bir bölümü dönüyor ve daha fazlası yine geliyor…

Böyle bir akının başka bir ülke tarihinde bulunduğunu sanmıyorum.

Yazılması gereken o kadar çok konu var ki, bakalım artık…