Şuanda 33 konuk çevrimiçi
BugünBugün1473
DünDün1042
Bu haftaBu hafta2515
Bu ayBu ay23517
ToplamToplam10185571
Kimlikler merakı PDF Yazdır e-Posta


Reel sosyalizmin tarihe karışmasının ardından sosyalistlerde kendini kimlik temelinde tanımlamak gelişti. İnsanlar ait oldukları ulusu veya inancı daha öne çıkarır oldular. Meraktan olsa gerek, sürekli benzer sorularla karşılaşıyorum.

Eskiden bende Kürtlük olup olmadığını sorarlardı.

Hayır derdim, Kürtlükle hiçbir ilgim bulunmuyor.

Şimdilerde ise nereden gerektiyse, sende Alevilik var mı, diye soruyorlar.

Yok, diyorum, hiç ilgim yok.

Babam Kıbrıslı, annem İstanbullu ve Çerkez. Ben Adana’da doğup büyüdüm ama ailem Adanalı değildir. Kendimi de Ankaralı kabul ederim.

Yanlış hatırlamıyorsam Kavafis tanınmış bir şiirinde, o kent seni hep izleyecektir, der.

Bence eksik bir belirlemedir. Kent, özellikle de doğduğun kent, seni sürekli izleyebilir ama bu senin onu dikkate alacağın anlamına gelmez.

Adana beni izlemez mesela. Zihnimde herhangi bir yer tutmaz.

İnsanların kimliklerinde sosyalizasyonun gücüne inanırım. Kimliği belirleyen köken değil, yaşanılan sosyalizasyondur.

Bu sosyalizasyon iki taraflıdır.

Çocukken ve genç yaşlarda kaçınılmaz olarak ağırlıkla tek taraflı sosyalizasyon yaşarsınız.

Sonraki yıllarda bu sosyalizasyonun istemediğiniz taraflarını atabilirsiniz.

Bu bir irade ve çaba meselesidir.

İradem dışında şöyle bir sosyalizasyon yaşadım diye bunun sonuçlarına mahkum değilim, kendimi kurtarabilirim.

Kendimi Türk olarak görüyorum. Çerkezlik hiç aklıma gelmedi.

Dil ve kültürlerini geliştirsinler, tarihlerini öğrensinler; diyeceğim yok ama beni ilgilendirmiyor.

En sevdiğim iki kent Paris ve Ankara’dır.

Bunun nedeni o kentlerde kazanılmış büyük başarılardır, kentlerin güzelliği değildir…

Hiç özlemeyeceğim dönem çocukluktur ve bu da Adana’da geçtiği için bu kent kafamdan neredeyse silinmiştir.

Ateist bir insan olduğum için Sünnilik, Alevilik ve bunların çeşitleri de beni inanç olarak ilgilendirmiyor.

Zamanım oldukça Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’ni okuyorum. Bende 26 cildi var, tamamı galiba 32 cilt ve hepsini pdf olarak indirmiştim. Ne zaman biter ya da biter mi, bilmiyorum.

Sünnilik bana daha gelişmiş bir mezhep olarak görünüyor. Tarih boyunca yönetici mezhep, şehirli mezhep ve bu da daha çok yönlü olmasını getiriyor.

Zamanım olsa Aleviliği de Konfüçyüs’ü de, Brahman’ı da öğrenirim. Tabii fazlasıyla ilginç Museviliği de…

 

Herhalde hiçbir zaman bunlara da yetecek zamanım olmayacak.