Şuanda 27 konuk çevrimiçi
BugünBugün607
DünDün2214
Bu haftaBu hafta9342
Bu ayBu ay30344
ToplamToplam10192398
Program değişimi PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 06 Temmuz 2022 18:46


Önceki yazıda belirttiğim gibi Arnavutluk’u yazmaya başladım. Böyle devam edersem gelecek ayın sonlarına biter.

Sonraki kitap için Yugoslavya’yı düşündüğümü değişik kereler belirtmiştim ama Çin Halk Cumhuriyeti’ni ya da kısaca Çin’i öne almaya karar verdim. Hem Yugoslavya hem de Çin konusunda okumalar yapmıştım, bitmedi ama yapmıştım. Fikrimi değiştirmemin nedeni ABD ve NATO’nun Rusya ile birlikte Çin’e karşı da savaş açması oldu. Hatta Çin daha tehlikeli görülüyor. Rusya’ya özellikle doğal gaz ve petrol ihracatı konusunda ambargo uygulanırken, Çin firması olan Huwai’nin 5G sistemine geçmesini engellemek için önlem alınıyor.

1972’de Çin, SSCB’yi sosyal-emperyalist olarak tanımlayan ve ekonomik olarak gelişmemiş bir ülkeydi. 50 yılda nereden nereye geldi?

Yan Sun adlı yazarın 1976-1982 arasında Çin’de Sosyalizmin Yeniden Tanımlanması adlı İngilizce kitabı okurken Çin konusundaki kitabı öne almaya karar verdim.

Çin’de uygulanan sistemle Vietnam ve Küba’daki benzeşiyor: pazar sosyalizmi. Üç ülkede de komünist partisi iktidardadır ve kendisini marksist olarak görmektedir.

Böyle kabul ederseniz veya etmezsiniz ama bu önemli değildir. Dünyanın en kalabalık ülkesi 50 yılda nereden nereye ve nasıl geldi?

Çin devrimini anlatmanın gereği bulunmuyor, kısaca söz edilebilir, o kadar.

Çin tarihinde dönüm noktalarından birisi olan Kültür Devrimi’ne kadar özet yapılabilir, sonrası önemlidir. Bugünkü durumu anlamak için Çin tarihinde esas anlatılması gereken dönem Deng Xiao Ping dönemidir. Çin büyük değişimi onun parti genel sekreteri olduğu dönemde yaşadı, ardından gelenler de aynı çizgiyi sürdürdüler.

Büyük bölümü İngilizce o kadar çok kaynak var ki, eleme yapmak gerekecek…

Ho Chi Minh, Enver Hoca ve Deng Xiaoping’in ortak bir özelliği bulunuyor: üçü de Fransa’da şu veya bu oranda eğitim görmüşler. Enver Hoca Fransa’daki üniversite eğitimi sırasında marksizmi benimsiyor ve Fransız Komünist Partisi’nin gazetesi L’Humanite’de çalışıyor.

Şansa bakın ki Frankfurt üniversitesi bünyesinde yer alan büyük bir Çin kütüphanesi bulunuyor. Ne ararsanız var, İngilizce olarak…

Deng XiaoPing ve Çin’de Dönüşüm kitabını aldım ama bakalım ne zaman okuyup bitiririm; yaklaşık 900 sayfa…

O kadar ayrıntılı anlatım var ki…

Bir yandan iyi, diğer yandan da oku oku bitmiyor…

 

Yazı bu kadar, işe devam…