Şuanda 270 konuk çevrimiçi
BugünBugün1714
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7686
Bu ayBu ay41423
ToplamToplam10157978
Yeni işler... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 12 Eylül 2022 20:29


 

 

Video yapımı rutine bindi sayılır. 127 tane oldu ve gördüğü büyük ilgi üzerine dört günde bire indirdim. Arada bir zamanım olmayabilir ve beş günde bir de olabilir, bazen da üç günde bir…

Bütün videoların başlıklarıyla listesini yaptım, arada bir göz atıyorum. Hepsini aklımda tutmam mümkün değil. Yazıda da yazmış olduğumun benzerini yazmayı sevmem, aynısı video için de geçerlidir. İnsan hafızasına fazla güvenmemeli, unutabilir, bu nedenle arada bir videolardaki başlıklara bakıyorum.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin özellikle Deng Xiaoping sonrasındaki tarihini öğreneceğimi belirtmiştim. Konu genişleyerek ilerliyor. Genişleme şöyle: Çin halkının kültürel yapısı çok değişik ve bu yapıyı biraz olsun anlamadan ülkedeki gelişme ve dönüşümü anlamak zor olur. Bu nedenle Konfüçyus’un öğretisi hakkında fikir sahibi olmak gerekiyor. ÇHC’de yeni Konfüçyusçuluk bulunuyor.

Biraz öğrendim. Kaynak çok ama Ekim ayı sonuna kadar Frankfurt Üniversitesi’ndeki Çin kütüphanesinin taşınması sürecek olduğu için oradaki kitaplardan yararlanamıyorum.

Sonra bakarım artık…

Öğreneceğim bir başka konu Uzak Doğu devrimleriyle ilgili; Vietnam ve Kamboçya. İlkini ana hatlarıyla öğrendim sayılır ama ikincisini bilmiyorum. İkisi arasındaki çatışmanın tarihini de bilmiyorum.

Yaklaşık 30 yıllık aradan sonra yeni bir öykü kitabını bitirdim. Kapağı da tamamlanınca E-Kitap olarak yayınlayacağım. Bundan sonrakinin konularına da karar verdim: baştan aşağıya Paris. Bu kente olan sevgim bunu yapmamı zorunlu kılıyor diyebilirim.

Edebiyatı eskiden beri severim ve nitekim önceki yıllarda iki öykü kitabım ve iki de romanım yayınlanmıştı.

Bu alanda iddialı değilim. Sosyal bilimlerdeki düzeyi burada tutturamam, bunu biliyorum. Vasatın üzerinde olmak benim için yeterlidir.
Karşımdaki kitap bana bakıp duruyor. Kütüphaneden aldın ama ne zaman okuyacaksın diye…

Başlık deneysel felsefe, aslında buna doğa bilimleri yöntemiyle felsefe de diyebilirsiniz. Bunu felsefe bölümünü bitirirken modern zihin felsefesiyle ilgili olarak aldığım derslerde öğrenmiştim.

Bazı insanların bu konuda yapmaya çalıştıklarını açıkçası biraz gülünç buluyorum. Felsefe eğitimi görmemiş, kendisi kitaplar devirmiş. Bu da iyi bir şey ama eğitimin yerini tutmuyor çünkü yazdıklarının iki paragrafını okuyunca anlıyorsunuz ki felsefi düşünmeyi bilmiyor.

Felsefi düşünmek her şeyden önce konuları birbirine bağlayabilmektir. Filan şunu demişti falan bunu demişti çerçevesinde kalan bir uğraş, bence yararsızdır. İnsanlar filanın ya da falanın ne dediğini merak ediyorlarsa onları açıp öğrenebilirler.

Sen ne diyorsun, yapıtta belirleyici olan budur.

Bilinenlere yeni bir yorum getirmek ya da doğrudan yeni bilgi üretmek gerekir.

Burada kavramları iyi kullanmak ve gerektiğinde yeni kavramlar bulabilmek önemlidir.

Deneysel felsefeyle ilgili şöyle bir örnek vereyim:

İnsan aklının gelişme aşamaları nasıl anlatılabilir?

Bunun için insanların yaptıkları aletlere bakarsınız. Bunlar arkeolojideki gelişme sayesinde bol miktarda bulunuyor.

Böyle bir aleti yapabilmek için nasıl bir zihin gelişmişliği ve nasıl bir işbölümüne ihtiyaç vardır?

Buna bir çeşit arkeoloji felsefesi de denilebilir.

Mesela İnsan Zihninin Kültürel Gelişmesi gibi bir kitap… Yazarı Alman ama genellikle İngilizce yazıyor: Michael Tomasello. Bu alan sürekli gelişiyor ve derste işlenirken bayılmıştım bu konuya…

İnsan kromozomlarının yüzde 99’u şempanzeyle aynıyken, bu iki varlık birbirinden çok farklıdır. Burada belirleyici olan işbölümü ve gittikçe gelişen iletişimdir. Bu iletişim bir neslin kazanımlarını sonrakine aktarabilmeyi getirir.

Buradan teknik felsefesine geçebilirsiniz. İnsan alet yapabilen hayvandır, belirlemesi kimindir, hatırlamıyorum ama doğru bir tanımdır. Aslında buna gittikçe gelişen aletler yapabilen demek daha doğru olur çünkü maymunlar da basit aletler yapabiliyorlar.

Bu kadar konuyu birbirine karıştırmadan nasıl öğreneceksin diye sorarsanız, endişem bulunmuyor. Hangi konuya başladım da yapamadan bıraktım ki?

Mükemmellik iddiam yok, yüz üzerinden 80 bana yeter…

İyi ki kolayca yazabilmek gibi bir özellik kazanmışım çünkü yazmak konuları kafamda sıraya koyuyor.

Haydi bakalım…

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Eylül 2022 20:38