ABD Rakka’da yeni bir askeri üs kuruyor. Rakka, Halep’e 160 km. uzaklıktadır ve ülkenin kuzey doğusundadır. ABD böylece YPG’nin korunması için ülkenin bu bölgesindeki gücünü takviye etmektedir. Bu bölgede ABD zaten vardı, ek olarak Suriye’nin Ürdün sınırında da büyük bir üssü bulunmaktadır.

Suriye “yedi kocalı Hürmüz” misali bir ülkedir. Ülkenin yüzde 15 kadarı Türkiye’nin denetimindedir. Kuzey doğudaki geniş bir alanda YPG ve ABD vardır. Ülkenin küçük bir bölümünde de islamcı örgütler egemendir. İsrail uygun bulduğu zamanda Suriye’deki özellikle İran hedeflerini bombalamaktadır. Yakın zamanda İranlı üst düzey bir komutan bombalı saldırı sonucu öldürüldü. Suriye’nin bir bölümü de İran’ın denetimi altındadır.

Suriye hava sahası Rusya Federasyonu tarafından korunmaktadır ama İsrail Rusya ile anlaşarak hava saldırıları düzenlemekte, benzerini Türkiye de yapmaktadır.

Suriye haritada var olan gerçekte ise olmayan, parçalanmış sözde bağımsız bir devlettir.

Kısa süre önce Birleşmiş Milletler İsrail’in Golan Tepeleri’nden çekilmesini yeniden istedi. Stratejik öneme sahip olan bu alan 1967 savaşından beri İsrail’in denetimindedir ve İsrail bu alanı kısa süre önce ilhak ettiğini açıklamıştır.

Bu alan İsrail’in hakkıdır. Neden derseniz?

Mısır, Ürdün ve Suriye 1967’de İsrail devletini haritadan sileceklerini açıklıyorlardı. 6 gün savaşında bozguna uğradılar ve İsrail Golan’ın da bulunduğu geniş bir alanı işgal etti. Mısır İsrail’in bölgedei meşru varlığını tanıyıp anlaşarak işgal edilen topraklarının önemli bölümünü geri alırken Suriye anlaşmaya yanaşmadı ama ağlamayı da sürdürdü. Sonuçsuz bir ağlamadır.

BM karar alan ama yaptırım gücü çok az bir kuruluştur.

Suriye yıllarca Lübnan’ın yaklaşık yarısını işgal etti. Lübnan başbakanı Suriye tarafından düzenlenen bir suikastla öldürüldü. Suriye pabucun pahalı olduğunu görünce Lübnan’dan geri çekilecekti.

Başkasının toprağını yıllarca işgal ederken iyidir de, kendi toprağın işgal edilince neden kötü oluyor?

Bildiğimiz Suriye Arabı, hiç durmadan ağlar!

Savaşa ya girmeyeceksin, ya kazanacaksın, kaybedersen de faturayı ödeyeceksin; bu iş böyledir.

Erdoğan’ın Esad ile görüşme isteği, Rusya’nın da desteğini alarak bölgede ABD’nin YPG’ye desteğine karşı daha güçlü alternatif oluşturmaktır. Sonuçsuz kalacak bir çabadır. Suriye kendisinden ne istenileceğini biliyor (YPG’ye karşı ortak mücadele) ve yanaşmıyor. Suriye de bu örgütün varlığına karşı ama yapacağı bir şey bulunmuyor. Bir şey yapacak gücü de yok.

Türkiye Kuzey Irak ve Suriye’de Misak-ı Milli sınırlarını Kürtlerin bir bölümüyle anlaşarak genişletti. Hatırlanacak olursa Misak-ı Milli’nin ortaklaşa genişletilmesi yıllar önce Öcalan’ın fikriydi ama kabul görmedi. Türkiye, Barzani ile anlaşmayı tercih etti.

PKK/YPG’nin ABD ile anlaşarak ve onun sayesinde Suriye’deki varlığını sürdürmesi iyi de, Türkiye’nin Barzani ile anlaşması kötü mü oluyor?

Çıkarları ortak olanlar anlaşırlar, bunda garip olan ne var?

YPG, ABD’nin bölgede Suriye üzerinden İran’a karşı kullandığı kara gücüdür. İşbirliği uzadıkça PKK/YPG içinde Amerikancıların güçlenmesi kaçınılmazdır ve böyle de olmaktadır.

Türkiye Rusya ile anlaşarak Suriye’deki YPG hedeflerine saldırır, saldırı sırasında Suriye askerleri de ölür. Suriye ulusal egemenliğine karşı yapılan bu saldırıyı protesto eder!

Tam bir komedi!

Suriye’nin sınırlarını, ulusal egemenliğini dikkate alan mı bulunuyor?

Türkiye girdiği nereden çekilmiş ki Suriye’den çekilecektir?

Hatay’dan mı çekildi, Kuzey Kıbrıs’tan mı çekildi?

Suriye-Hatay milliyetçileri çaresiz insanlardır. Bunlarda palavra çoktur ama bir şey yapamazlar. Yıllarca Hatay’ın Suriye’nin parçası olduğunu savundular, şimdi Suriye’nin bir bölümü Türkiye’nin parçası oldu ve yapabilecekleri bir şey yoktur.

Türkiye alt emperyalizmi Rusya ile ABD arasında, ikisi tarafından da karşıya itilmemeye özen gösterilerek oynamayı sürdürüyor.