Şuanda 34 konuk çevrimiçi
BugünBugün697
DünDün2214
Bu haftaBu hafta9432
Bu ayBu ay30434
ToplamToplam10192488
Suriye ve çabalama kaptan ben gidemem! PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 22 Aralık 2022 19:33


Beşar Esad yeniden genel af ilan etti. Bununla birlikte 18 ay içinde Suriye’de üçüncü kez af ilan edilmiş oldu.

Öncesine bakarsanız 2011 yılında dört genel af ilan edilmişti.

Son af askerlikte firar suçlarını ve kabahatleri de kapsıyor.

Bir ülkede bu kadar sık af çıkarılıyorsa, işler kötü demektir.

Suriye’de işlerin iyi gitmediği biliniyor zaten ve sık çıkarılan af yasaları da bunu başka yönden doğruluyor.

Değişik kuruluşların verdiği rakamlara göre 300 bin kişilik Suriye ordusunun yarısı erimiş durumdadır.

Ne oldu bu insanlar diye sorarsanız, bir bölümü iç savaşta ölmüştür ama büyük bölümü askerden kaçmıştır.

Suriye’nin nüfusu savaş öncesinde 22 milyon idi. Kabaca bir milyon kişi savaşta öldü diyelim, kaldı 21 milyon.

Suriye’den başka ülkelere gidenlerin tam sayısı bilinmiyor ancak tahmin edilebiliyor.

Ürdün ve Lübnan gibi ülkelere göç edenleri saymayacak olursak bile durum vahimdir.

Suriye’den yaklaşık 5 milyon kişi ya da nüfusun yüzde 25’i başka ülkelere gitti.

En fazla insan alan ülke Türkiye’dir. Almanya da 800.000 civarında Suriyeli aldı. Başka ülkeler de Suriyeli göçmenleri değişik oranlarda aldılar.

Suriye’de başta ordu olmak üzere insan kıtlığı var.

Gidenlerin büyük çoğunluğu dönmeyecektir. En azından isteyerek dönmeyecektir.

Zaten nereye dönecekler?

Esat kaldı ama Suriye gitti.

Küresel İç Savaş ve Türkiye kitabında (bu kitabı www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da pdf olarak bulabilirsiniz) haritadaki Suriye ile gerçekteki Suriye’nin farklı olduklarını açıklamıştım.

Kuzey doğuda –petrol kuyularının bulunduğu bölgede- YPG ve ABD hakimdir. ABD’nin Ürdün sınırında da büyük bir üssü bulunuyor.

Ülkenin yaklaşık yüzde 15’ini Türkiye ilhak etmiş durumdadır.

Ülkenin değişik yörelerinde islamcı örgütler bulunmaktadır.

Ülkede çok sayıda İran askeri vardır.

Rusya’nın hava bombardımanları, İran ve Lübnan Hizbullah’ının askeri desteği olmasaydı Esat iktidarda kalamazdı.

İsrail arada bir Suriye’deki İran askeri hedeflerini bombalamaktadır.

Suriye protesto etmektedir, zaten başka ne yapabilir?

Kitapta ve daha sonra yazdığım yazılarda defalarca belirtmiştim: Türkiye, Suriye’deki savaştan büyük para kazandı ve halen de kazanmaktadır.

En büyük kazancı Halep’teki konfeksiyon atölyelerinin Türkiye’ye taşınması ve burada üretim yapmaya başlamalarıdır.

Türkiye Afrin zeytinyağını da kendi adına dünya piyasasına sürüyor ama buradan sağlanan kazancın konfeksiyondan elde edilenle karşılaştırılabileceğini sanmıyorum.

Bu bölgedeki Suriye burjuvazisi servetini Türkiye’ye taşıdı ve deniz kenarındaki kentlere yerleşti. Türkiye’ye yüksek miktarda para girdi.

İkinci kazanç ise Suriyelilerin çok düşük ücretle çalışmalarıdır. Zaten bir bakan da “Suriyelileri gönderemeyiz çünkü…” diyerek bu duruma işaret etmişti.

Türkiye ülkedeki yaklaşık üç milyon Suriyeli için Avrupa Birliği’nden yüksek fon da almaktadır.

Türkiye, Suriye’den çıkmaz ve bu ülke de bir daha asla eski günlerine dönemez.

Hay Allah, sözüm ona Hatay davasını savunuyorlardı. Hataylı bir bölüm Araba göre –bir bölüm, tamamı değil- Hatay Suriye’ye bağlanmalıydı.

80 yıldır gevezelikten başka bir şey yapmadıkları gibi şimdi de Suriye’nin bir bölümünün Hatay’a bağlanmasını kabullenmek zorunda kaldılar.

Acıklı bir komedi, başka bir şey değil…