Şuanda 73 konuk çevrimiçi
BugünBugün1448
DünDün2294
Bu haftaBu hafta7420
Bu ayBu ay41157
ToplamToplam10157712
Yılmaz Güney: artılar ve eksiler PDF Yazdır e-Posta


Orhan Gencebay’ın bir şarkısında “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” diye bir cümle vardır. Yılmaz Güney’in de hataları, eksikleri vardır ve değerlendirmede önemli olan şu veya bu eksiğini genelleştirmek değil, artı ve eksilerinin ortalamasına bakmaktır. Çok yönlü bir hayat süren kişi sonuçta artı ve eksileriyle 100 üzerinden 70-80 arası bir not alıyorsa, iyidir demektir.

Çok yönlü bir hayat, dedim.

Kişi kendi halinde bir hayat da sürebilir. Her şeyi doğru yapar ama bu durumda 100 üzerinden 100 alsa bile ne olur?

Kendisi ve yakın çevresi bilir, o kadar.

Konumuz bu tür insanlar değildir.

Yılmaz Güney edebiyatçıdır, senaryo yazarıdır, rejisördür, politikacıdır, hayatında kadınlar vardır, çocukları vardır, hapishaneyi bilir, sürgünü yaşamıştır…

Çok yönlü bir hayattır yaşadığı ve genel ortalamada 70-80 arasını tutturur.

En başarısız olduğu konu, politik mücadeledir.

Kendi adıyla örgüt kurmuş ama bir şey yapamamıştır.

Bu örgüt sosyalist harekette herhangi bir iz bırakmadan kaybolmuştur.

Yılmaz Güney’in kendini devrimin Gorki’si ve Lenin’i olarak görmesi hevesten ileriye gitmemiştir.

1994 yılında Yazın Dergisi’nin 62. sayısında Siyasi Yılmaz Güney başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıyı internette arayarak enginerkiner.org sitesinde kolayca bulabilirsiniz. Örgüt kurup yönetmek, sosyalist hareketteki örgütler arasında kendine yer açmak ne teorik ne de pratik olarak Yılmaz Güney’in yapabileceği bir şey değildi. Özgün hiçbir görüşü yoktu. Büyük bir sempatizan kitlesi vardı ama bu kitle örgüt sempatizan ve militanlarına dönüşmedi.

Keşke sosyalist bir sanatçı olarak kalıp, bu alana girmeseydi.

Yılmaz Güney’in en önemli özelliği, bence, iyiye doğru değişebilmek özelliğidir.

Eksik yanlarını görür ve bunları aşmaya çalışır. O kadar ki, Siyasi Yazılar’ında belirttiği gibi, bir süre sonra eski kendine yabancılaşır.

Yapılması hiç de kolay olmayan iyi bir özelliktir.

Bazı kişilerin Yılmaz Güney’i olumsuz değerlendirdiklerini biliyorum.

Ne çıkar ki bundan?

Adamın yıllar sonrasına kalan ve daha da kalacak olan önemli filmleri bulunuyor.

En azından bunlar var…

Olumsuz bakanların neyi var, ya da hayatta kalıcı ne yapabilmişlerdir?

Bu bakımdan ne düşündükleri de önemli değildir.

Kişilerin hayatlarının genel değerlendirilmesinde aklıma sürekli olarak Deng Xiaoping gelir.

Büyük Yürüyüş’e katılan, yıllarca Mao’nun yanında bulunan ama özellikle devrim sonrasında önemli uygulamalarına karşı çıkan, Liu Shaoqi ile Kültür Devrimi’nde özellikle hedef alınan kişi olan –Liu Kültür Devrimi sırasında ölecektir-, birkaç kere tasfiye edilen, sonunda Mao tarafından yeniden yükselmesinin yolu açılan Deng için şöyle düşünülmüş olmalıdır: görüşlerimiz uymuyor ama Deng olmadan olmaz.

Hayatının son yıllarında Deng şöyle der: “Biyografimi yazacak olanlar beni yüzde 30 başarılı görürlerse yeterlidir.”

Çin Halk Cumhuriyeti tarihinin Mao ile birlikte anılan, O’na karşıt olmasına rağmen ayakta kalan, Mao’nun tasfiye etmeye gücünün yetmediği Deng böyle diyorsa, sadece “bu kadar da aşağıya doğru abartılmaz” denilebilir.

Adam yakın Çin tarihinin başlıca kişilerinden birisidir; isteyen beğenmeyebilir!

Yılmaz Güney için de böyle düşünmek ve şu veya bu nedenle beğenmeyenleri iknaya çalışmamak gerekir.

Kişi şu veya bu iyi ya da kötü özelliğinin genelleştirilmesiyle değerlendirilemez.

Hayatına ve bütün özelliklerine bakmak gerekir.