Engin Erkiner
Ukrayna savaşında dönüm noktası (284) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 2903 | |
Dün | 3412 | |
Bu hafta | 25501 | |
Bu ay | 51139 | |
Toplam | 10761939 |
Konuk Yazılar
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar | |
Bütün Yazılar |
Beklentiler... |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Çarşamba, 12 Haziran 2024 19:19 |
İnsan teoride ve pratikte belirli konularla neden uzun süre uğraşır; çünkü beklentileri vardır. Ulaşmak istediği hedefleri vardır. Ulaşır veya ulaşamaz veya kısmen ulaşabilir, bunlar ayrı konudur; kesin olan beklentilerin bulunmasıdır. İnsan uğraşısının bir aşamasında durup beklentilerinin ne oranda gerçekleştiğini gözlemlemek ve çizgisini de bu değerlendirmeye göre sürdürmek zorundadır. Son 30 yıldır ya da 1994’ten beri gittikçe belirginleşen beklentim insanların kafasındaki paradigmaları değiştirmekti. Marksist ya da Marksist-Leninist misiniz, böyle devam edemezsiniz. Teoride önemli değişiklikler gerekiyor ve bunların önemli bölümü de sosyalizm teorisinde olmak zorundadır. Bu iş “saf” ideolojik tartışmayla olmaz. Yaşanmış sosyalizmin tarihinin incelenmesi gereklidir. Bu amaçla 1989 Berlin Duvarı, Küba tarihini içeren Che Guevara, Sosyalizmden Kapitalizme Geçiş: Bulgaristan ve Romanya Örnekleri, Arnavutluk 1912-1992, Çin Sosyalizmi (1949-2022), Vietnam-Laos ve Pazar Sosyalizmi, Kamboçya – Kendini Vuran Devrim kitaplarını yazdım, sosyalizm teorisiyle ilgili çok izlenen videolar yaptım. Baştan beri söyledim: marksist değilim, anti kapitalistim. Nedenlerini de açıkladım. Yeni kapitalizm tahliliyle ilgili de çok sayıda yazı yazdım. Beklentiler ne oranda gerçekleşti? Kafalardaki klasik paradigmalar sarsıldı. Genel olarak onaylamayı, buna karşılık açık konuşamamayı duyuyorum. İyidir, insanlar en azından yazacaklarıma ve konuşacaklarıma eskisinden daha açık duruma geldiler. Kendini marksist olarak görenler kabızdır, üretemezler. Bilinenleri tekrarlamakla yetinirler. Sadece bizde değil dünya genelinde durum budur. Üretebilenler de marksizmi çeşitlendirmek zorunda kalıyorlar. Mesela Almanca yayınlanan ve “yüzyılın yapıtı” olarak anılan Marksizmin Tarihsel Eleştirel Sözlüğü. Değişik ülkelerde alanlarında tanınmış çok sayıda kişinin sözlükte yer alan maddeleri yazdığı, şimdiye kadar on cildi yayınlanan devasa bir yapıt… Yıllardan beri Almanya solunun teorik dergilerinden Argument’i yayınlayan Haug’un sorumluluğunda yayınlanıyor. Haug yıllardan beri çoğulcu marksizmi savunur. Bana uygun gelmese de bu da bir çıkış yoludur. Yıllar önce Frankfurt’ta Indeterminate Kommunismus (Belirsiz Komünizm) kongresi yapılmış, Negri de katılmıştı. İsim olarak tanınmış Alman konuşmacılardan bir tanesi, “20 yüzyıl tarihi insanlığı kurtarabilecek bir öznenin bulunmadığını göstermiştir” demişti. Bunun anlamı, işçi sınıfı kendisine atfedilen rolü üstlenemez, demekti ve adam kendini marksist olarak görüyordu. Geleceğe Dönüş kitabında 20. yüzyıldaki bütün devrimlerin kent ve kır küçük üreticiliğini temel güç alarak yapıldığını ayrıntılı olarak açıklamıştım. Çin, Vietnam, Laos, Arnavutluk; bu ülkelerde neredeyse işçi yok; demokratik ve sosyalist devrimi yapan komünist partisi önderliğindeki köylülüktür. Ekim devriminde de köylülüğün rolü yüksektir. Konuyu derinleştirerek sürdürmek gerekiyor. Şimdi hedefte diyalektik ve tarihsel materyalizm bulunuyor. Diyalektik materyalizmin ne kadar yetersiz olduğunu gösterebilirseniz, tarihsel materyalizmin eleştirisi kolaydır. Diyalektik materyalizme fizik felsefesinden gireceğim. Bu materyalizmin geleceğe ait hiçbir öngörüsü yoktur, sadece geçmişi analiz edebilir. Abartılacak yanı yoktur. Bilimsel mi, yok canım! Konuyla ilgili yazı yazmıştım, daha ayrıntılı videosunu da yapacağım. Uğraşmam gereken yeni konu, devlettir. Marksizm bu konuda çok eksik olmanın ilerisinde yanlıştır da. O zamanki bilgi düzeyine göre bu yanlışlık normal, normal olmayan yenilenen bilgiyi görmezden gelip eskiyi tekrarlamaktır. Bu da Marksistlerin tipik özelliğidir. Emperyalizmle ilgili teori aynı zamanda devlet teorisi olmak zorundadır. Emperyalizm sadece sermaye ihracı değildir, aynı zamanda farklı bir devlet demektir. Leninist emperyalizm teorisinin zayıf yanı da burasıdır; emperyalizm tahlilinde devleti dikkate almaz. Neyse işte; beklentilerimin gerçekleşme derecesinden memnunum diyebilirim. Yeni konularla sürdürmek gerekiyor…
|