Engin Erkiner
Ukrayna savaşında dönüm noktası (284) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 3047 | |
Dün | 3412 | |
Bu hafta | 25645 | |
Bu ay | 51283 | |
Toplam | 10762083 |
Konuk Yazılar
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar | |
Bütün Yazılar |
Biyolojik zaman |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Perşembe, 13 Haziran 2024 18:30 |
Böyle bir yazı yazmayı düşünmüyordum ama Facebook arkadaşlarımdan birisi –paylaşımlarından konuyla ilgili olduğu anlaşılıyor- Özel ve Genel Görelilik Kuramları uyarınca zamanın bükülmesi ve uzamasından söz etmiş. Ardından da magazin basınında çok kullanılan örneği vermiş: hız arttıkça zaman daha yavaş geçer; bu nedenle oldukça yüksek bir hızla uzaya gidip beş yıl sonra dönen bir kişi, çocuklarının kendisinden yaşlı olduğunu görecektir. Yukarda sözünü ettiğim kuramları öğrenmek kolay değildir. Bu nedenle olsa gerek magazin basınının örneklerinden öğrenilebileceği sanılır. Soru bir: zaman nedir? Cevap, zaman saatin gösterdiğidir. Bu fiziksel zamandır. Güçlü çekim alanında ve yüksek hızda saatin çalışması yavaşlar yani zaman uzar. Dünyada da benzeri vardır ama fark çok azdır. Saat Everest’in tepesinde deniz seviyesinde olana göre daha hızlı çalışır. Deniz seviyesinde çekim daha fazla olduğu için saatin çalışması yavaşlayacaktır ama fark önemsiz denilebilecek kadar azdır. Soru iki. Nasıl yaşlanırız ya da bir yılı nasıl geride bırakırız? Yaşadığımız gezegen güneşin çevresinde bir tur attığı zaman bir yıl geçmiş ve biz de bir yıl yaşlanmışız demektir. Başka bir gezegen –mesela diyelim Uranüs- güneş çevresindeki turunu sekiz yılda tamamlıyorsa, biz 40 yaşında olduğumuzda Uranüs’te yaşayan 5 yaşında olacaktır. Biyolojik zamana baktığınızda ise –Uranüs’teki yaşam şartlarının dünyadaki gibi olduğunu varsayarsak- Uranüs’te bulunan kişi de 40 yıl yaşamıştır ama bizdeki saate göre bu böyledir. Yüksek hızda uzaya gidip, beş yıl kalıp gelmek de böyledir. Uzay aracındaki saat yüksek hız nedeniyle yavaş çalışır. Bu saate göre uzayda geçirdiğimiz beş yıl, dünyadaki saate göre diyelim 30 yıldır. Yüksek hızın insanın biyolojik fonksiyonlarında değişiklik yapmayacağını varsayarak diyebiliriz ki, uzaydaki kişi de otuz yıl yaşlanmış olacaktır ama dünyadaki saate göre böyle olacaktır. Bu nedenle yüksek hızda uzaya gidip orada beş yıl kalan anne babanın döndüklerinde çocuklarının kendilerinden yaşlı olduklarını görüp şaşırması magazin bilgisidir. Işık hızına yakın hızda giden bir araç yapılabilmiş değildir. Dolayısıyla pratik olarak yukarıda verilen örnek deneysel olarak sınanmadı. Ama şu biliniyor: çok hassas atomik saatler var. Bu saatlerden birisi hızlı giden ama ışık hızının epeyce gerisinde kalan bir uzay aracına konuldu, başka bir örnek dünyada kaldı. Uzay aracı döndükten sonra yapılan karşılaştırmada araçtaki saatin yerdekine göre çok az geride kaldığı görüldü. Hız daha yüksek olabilseydi, geride kalma daha fazla olurdu. Uzay aracındaki saat daha yavaş çalışmış ya da zaman uzamıştır.
Bu tür belirlemeleri kafanızda canlandırmaya çalışmayın. İnsan zihni ancak dünyada gördüklerini canlandırabilir ve fiziğin artan oranda matematikleşmesiyle birlikte görünürlük önemli oranda kaybolmuştur. |