Engin Erkiner
Ukrayna savaşında dönüm noktası (284) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 2936 | |
Dün | 3412 | |
Bu hafta | 25534 | |
Bu ay | 51172 | |
Toplam | 10761972 |
Konuk Yazılar
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar | |
Bütün Yazılar |
Kuzey Kore nasıl dolandırıldı? |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Çarşamba, 31 Temmuz 2024 21:34 |
Bu konuda yıllar önce, sanırım 15 yıldan fazla oldu, “taşeron bombacılık” başlıklı bir yazı yazmıştım. Sitede sağ üst köşedeki arama yerine yazının başlığı yazılarak bulunabilir. Bu yazı nereden aklına geldi derseniz, Kore tarihiyle ilgili okurken ister istemez hatırladım. Konuyla ilgili daha sonra edindiğim bilgiler o yazıda yer almıyordu. 1980’li yılların ortalarıydı. Cumhuriyet gazetesine aboneydim, birkaç gün gecikmeli olarak geliyordu. Bir gün gazetede küçük bir haber okudum: İstanbul’daki Güney Kore konsolosluğuna patlayıcı madde atılmış, hasar meydana gelmişti. Anlamadım! Güney Kore ile kimin işi olabilir ki? Herhalde binayı şaşırmışlardı. Birkaç yıl sonra 1988 yılının sonlarında Paris’e çağrıldım. Konuşma yapmamı isteyen yoktu, sadece orada görünmem gerekiyordu. 50 kadar kişi, büyük bölümü Hataylıydı, örgütten ayrılıyordu. Değişik insanlar konuştular ve birisini önceden tanıdığım iki kişinin anlattıkları fena halde ilgimi çekti. Suriye’den üç kişi Kuzey Kore’ye gidiyor. Giderken yanlarında Arapça “Yaşasın Murtada Hareketi” yazılı bir pankart götürüyorlar. Murtada Hareketi Cemil Esat’ın kurduğu Nusayriliğin kolu olan bir örgütlenmenin adıydı. Fotoğrafını çekip daha sonra Cemil’e vereceklerdir. Güldüm tabii; Kuzey Koreli Murtada Hareketi’nden ne anlar? Kuzey Kore bunlara para veriyor. Rakam aklımda kalmadı ama yüksek bir miktar ve Türkiye’deki Güney Kore’ye ait binaların bombalanması isteniyor… Bunlar da Suriye’ye döndükten sonra haber gönderip, taşeron bombacılığın icabı, İstanbul’daki konsolosluğa patlayıcı atıyorlar, başka eylem yapmıyorlar. Daha büyük komedi burada başlıyor: Kuzey Kore “dolandırıldık” diye Suriye’ye bunları şikayet ediyor. Bir şey olmuyor tabii… Muhaberat’ın dini imanı paradır; Kuzey Kore’den alınan paranın birazını dağıtırsın, mesele kapanır. O zamanın Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat birkaç yıl sonra ölmeden önce ölümcül hasta olduğunu İsrail dünyaya açıklamıştı. Neye dayanarak; ellerinde idrar tahlili raporu vardı. Parayı bastırdın mı artık özel doktoru mudur, laboratuarda çalışanlardan birisi midir, kimse artık, gizli tutulması gereken raporu İsrail’e vermişti. Ağustos 1982’de mafyalaşmış bir yapıya evrilmiş örgütten ayrılmam sayesinde bu ve başka pis işlere bulaşmadım. Yoksa işim işti yani… Reyhanlı katliamından sonra bir köşe yazarı açıkça yazmıştı: Engin’in bu olayla ilgisi olamaz, 1982’de ayrılmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam Ahmet Hakan’dı. Herkes gibi ben de hayatım boyunca akıllı işlerin yanı sıra hiç de akıllı olmayan işler de yaptım. Akıllı işlerimin önde gelenlerinden bir tanesi Ağustos 1982’de bir numarası olarak tanındığım örgütten gitmektir. Pisliğin içinde yaşayarak pisliğe bulaşmamak mümkün değildir. Her yerde kendimi yeniden üretirim ve nitekim de böyle olacaktı. Bu konuda daha fazla bilgi isteyenler TDAS’ın Tarihi kitabına bakabilirler. www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com veya Drive’da Engin Erkiner kitaplar arayarak E-Kitap olarak bulabilirsiniz. Ve hala gülüyorum…
|