Engin Erkiner
Ukrayna savaşında dönüm noktası (284) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 2964 | |
Dün | 3412 | |
Bu hafta | 25562 | |
Bu ay | 51200 | |
Toplam | 10762000 |
Konuk Yazılar
İrfan Dayıoğlu - Seçme Yazılar | |
Bütün Yazılar |
Aydın ve entelektüel |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Pazar, 08 Eylül 2024 09:05 |
İnsanlar tanımını bilmedikleri kavramlar üzerinde konuşuyorlar da konuşuyorlar. Malum, cahillik insanı konuşturur denmiş. Aydın ve entelektüel konusu bunlardan birisidir. Öncelikle belirtmek gerekir; ne aydın ne de entelektüelin ilericilikle ilgisi yoktur. Sağın önemli aydınları ve entelektüelleri vardır. Bizde az rastlanması başka ülkelerde bulunmadığı anlamına gelmez. Aydın, kelimenin de ifade ettiği gibi, bilgili kişidir. Aydınların gelişmiş olanları bilgi yığınını tasnif edip başkalarına iletebilir. Entelektüel ise bilgiden bilgi üretebilen kişidir. Aydından en önemli farkı budur. Entelektüel var olan bilgiyi tekrarlamaz, bundan yeni bilgi üretir. Entelektüelin de sol olması gibi zorunluluk yoktur. Martin Heidegger klasik örnek olarak verilir. Hitler’i savunmuş, Nazi partisine üye olmuştur ve felsefede varoluşçuluk akımının önde gelen temsilcilerindendir. Bizde entelektüel denilince akla hemen Murat Belge gelir. Kişinin entelektüel olması, görüşlerine katılmanız anlamına gelmez; bilgiden bilgi üretebildiği anlamına gelir. Katılan olur, katılmayan olur. Günümüz şartlarında entelektüelliğin asgari koşulları akademik eğitim görmek ve dünya çapında geçerli en az bir dil –tercihan İngilizce- bilmektir. İkinci dil de bilinmesi –Fransızca veya Almanca- tercih edilir. Türkçe yaygın bir dil değildir. Bu dilden dünyayı izleyemezsiniz. Başka dil bilmiyorsanız, çeviri faaliyetine mahkum olursunuz. Çeviri son on yılda Türkçede çok gelişti ve bu iyi bir gelişmedir ama çeviriye mahkum olmamak en iyisidir. Hangi örgüt olursa olsun yönetim kademesinde mutlaka ve mutlaka üniversite mezunları ağır basmalıdır. Çin Komünist Partisi’nde üniversite mezunu olmayan merkez komitesine giremez. Mao’nun ölümünün ardından iç savaş zamanından kalma, yaşlı ve eğitim düzeyi düşük kişiler kademeli olarak emekli yapıldı. Aynı uygulamayı Vietnam Komünist Partisi ve Kuzey Kore de yaptı. Burada yaştan çok eğitim düzeyi belirleyicidir. Yıllardır yeni bir şey öğrenmemiş ve dahası öğrenemiyor, başka bir deyişle örgüte açık olarak yüktür bu kişiler. Bu insanların ülkelerinin kuruluşunda önemli rolleri vardır, yıllarca savaşmışlardır. Buna kimsenin itirazı yoktur ama o günler geride kalmıştır. Bugün başka kadrolara ihtiyaç duyulmaktadır. Bize gelirsek; bırak 45 yıl önce ne yaptığını -12 Eylül’ün üzerinden 44 yıl geçti-, yıllardan beri ne öğrendin, diyelim 2000 sonrasında ne yaptın; bunları anlat. Kuşkusuz bunlar saygıdeğer insanlardır ama dönemleri çoktan geride kalmıştır. Onları kırmadan durumu anlatmaya çalışmak gerekir ama anlamak istemeyenler de bulunuyor. O zaman ıskartaya çıkarılmak kaçınılmaz oluyor. Akademik eğitim olmadan olmaz, en az bir yabancı dil iyi bilinmeden olmaz. Bunlar yoksa bırakın entelektüelliği, dünyayı doğru dürüst izleyemezsiniz.
|