Şuanda 95 konuk çevrimiçi
BugünBugün2911
DünDün3412
Bu haftaBu hafta25509
Bu ayBu ay51147
ToplamToplam10761947
Ömrünü yedin adamın! PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 29 Eylül 2024 23:00


Lazkiyeli Muhaberat Miro kalp krizi geçirmiş, açık ameliyatla kalbine pil takılmış, ek olarak kısmi felç de var. Kişiyle ilgilenmediğim için geç haberim oldu.

Konuştuğum bir arkadaş bana, “ömrünü yedin adamın!” dedi. “Yıllardır seninle uğraşmanın stresinden kalp krizi geçirdi.”

Bilemiyorum!

Uzatmalı aşığım olarak gördüğüm Miro hayatı boyunca benimle uğraştı denilebilir. Girdiği her mücadeleyi kaybetti.

Sorabilirsiniz: derdi nedir bunun?

Acilciler hareketi Antakya’da etkindi. Bu etkinliğin önde gelen kişisi de Müntecep Kesici idi. Bu arkadaş Suriye’de 1982’de Miro’nun elemanları tarafından öldürülecekti. Araptı ama örgütün Muhaberatlaştırılmasına kesin olarak karşıydı.

Miro beni diskalifiye edecekti ki “kapsama alanım” dediği Antakya’nın tartışılmaz ismi olabilsin.

Yıllarca bu durum beni ilgilendirmedi. Her azgelişmişin yanında ona hayran başka azgelişmişler bulunur. Ne halleri varsa görsünler!

2008’de baktı olmayacak, sosyal medya üzerinden bana açıkça saldırmaya başladı.

Eh ne yapalım, saldıran sonuçlarına katlanır.

Beş yıl kadar sonra süreci bitirdik. Amaçlarımıza ulaşarak bitirdik. Sosyalist harekette sonuca çok hızlı ulaşıldı çünkü Suriye’de bulunmuş herkes bu tipin ajan olduğunu anlamıştı. Acilciler arasında da önemli başarı kazandık. Son olarak Antakya’da zaten bulunan kendisine karşı muhalefeti güçlendirdik.

Yeter, fazlası gerekmez…

Bu süreci bütün sosyalistler bilir çünkü hepsi yayınlandı.

Bu tip benimle uğraşmaya ve darbe üstüne darbe yemeye devam etti.

Kendini lider sanıyor! Olsun tabii, engel olan mı var; ama çap yoksa ben ne yapayım?

Son yediği darbe de sağlık konusunda olmuş…

Bana yaşlıdır, kafası çalışmaz filan gibi laflar ederdi.

Ondan 6 yaş büyüğüm, 74 yaşındayım ve iyiyim, o 68 yaşında kalp krizi geçirdi.

Miro, pilli Miro oldu!

Bir şey yapmama gerek bulunmuyor. Faaliyetimi sürdürüyorum sadece ve başarı kazandıkça bu tip mahvoluyor.

Ömrünü yedik adamın vesselam!

Evladım; ben üç üniversite bitirmişim, İngilizce ve Almanca bilirim.

Sen ise sanat okulu mezunusun.

Akrabalarından ve bir bölüm mezhepdaşından başka kimsen yok…

Fidel Castro’nun Havana’ya girdiği gibi Antakya’ya gireceğim, derdin. Depremden sonra Antakya da neredeyse kalmadı.

Allah’a inanmam ama yine de Allah benimle uğraşanları çarpıyor diyeceğim…

Devam et!

Sen bensiz yapamazsın!

Sakın erken ölme, diyeceğim.

 

Önce sürün, sonra…