Şuanda 66 konuk çevrimiçi
BugünBugün992
DünDün2294
Bu haftaBu hafta6964
Bu ayBu ay40701
ToplamToplam10157256
memetçik mehmet yavuz yalan söylüyor PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Çarşamba, 24 Mart 2010 18:15


THKP-C ACİLCİLER örgütünün tasfiye edilerek yok edilişinin nedenlerini sorguluyoruz.

Tasfiye’ye giden yolun karanlık tarihini araştırıyoruz.

Türkiye devrimci hareketi içersinde yaşanmamış bir ilke imza atıyoruz.

Geç de olsa, ihanetin neden ve sonuçları teker teker ortaya çıkıyor. Parça parça bilinenleri birleştiryor, sonuca gidiyoruz.

Bugüne kadar ’’dost ve arkadaş’’ sohbetlerinde anlatılan gerçekler, şimdilerde, hep bir ağızdan söylenmeye başladı. Geç kalınmış olsa da, bunların bilinmesi önemlidir. Unutulmasını, yok sayılmasını isteyenlerin çığlıklarını dikkate almamak gerekiyor.

Biz doğruları yazıyoruz. İstedikleri kadar inkâr(!) etsinler. Bugüne kadar her türlü çirkefliği ‘’devrimci’’ kisvesi altında yapanlar, devrimciler hakkında her türlü pisliği hiç çekinmeden yazanlar, önlerine gelen herkesi itirafçı, mit ajanı, polis, muhbir, özel harp dairesinin adamı, Mehmet Ağar ve Çiller’in örgütlü ödeneğinden beslenenler olmakla suçlayan(!) adamların feryatları boşuna..

‘’Belden aşağı vuruyorlar’’(!) diye sızlananlara bakınız.. Ne oldu? Niçin sızlanıyorsunuz? Belden aşağı her türlü pisliği yapanları değil de, bu pislikleri yazanları mı eleştiriyorsunuz?

Mehmetçik Mehmet Yavuz ve Mit ajanı, muhaberat Mihrac Ural’a bakın hele, birden bire ‘’masum’’ rollerine büründüler ve ‘mazlum’ları oynama(!)ya başladılar. ‘’Siyasi tartışma’’ yapmıyormuşuz(!) ‘’dedikodu’’ yapıyormuşuz(!).. Neyin siyasi tartışmasını ve bunu kimlerle yapacakmışız? Ortada siyasi olan ne?!  Mihrac Ural’la neyin siyasetini tartışacağız?

Cinayet’in, ihbar’ın, mit ajanlığı, muhaberat elemanlığı, zehir ticareti’nin siyasi tartışması(!)mı olur. Taciz’in siyasi tartışması mı yapılır? Ortada siyasi olan ne var?

Samandağ Ziraat Bankası eyleminde, örgüt adına el konulan paraları aralarında pay eden, yiyen adamlarla neyin siyasi tartışmasını yapacağız?

12 Eylül öncesi,  ülke  iç savaşın eşiğindeyken yurtdışına kaçıp, ’’kurtuldum artık, bana bir şey yapamazlar’’ diye Türkiye tarafına dönerek  ‘’nanik’’ yapan adamlarla siyasi tartışma mı yapacağız?!

Elbette siyasi tartışma yapmayacağız, bu adamları teşhir edeceğiz. Tüm yalanlarını yüzlerine çarpacağız; 30 senedir yüzlerinde taşıdıkları maskeleri alaşağı ediyoruz, bunların bir kez daha devrimci hareket içersine sızmalarını, devrimci değerleri kirletmelerini önlemeye çalışıyoruz. Bu konuda önemli mesafeler aldık. Devam ediyoruz. Sonuna kadar da devam edeceğiz .

Mit ajanı muhaberat Mihrac Ural ve Mehmetçik Mehmet Yavuz sızlanıyorlar. Neden? Belden (!) aşağı vuruyormuşuz(!) Pes doğrusu.

Biz, bunların devrimci değil,  ’’ip cambazları’’ olduklarını yazarken boşuna yazmamıştık.

Fotoğraflarını yayınladık, diye ağlaşıyorlar. ‘’Çoluk çocukları önünde sapık’’ konumuna düşüyorlarmış.  ‘’Yoldaş’’ına ilişki teklif eden (dikkat ediniz, arkadaşlık değil ilişki) kabul edilmediği için, ters ilişkide ısrar eden, başka bir yoldaşını uyurken seyrederek tatmin olurken Nebil Rahuma tarafından yakalanan adam’ı ‘’sapık’’ konumuna düşürüyormuşuz(!)…Vah vaah, sahi biz öyle mi yapıyoruz? Ne yapmamızı bekliyorlardı? Bizleri,  ‘’şanlı şerefli tarihini alçakça karaladığımız’’ iddiası ile eleştiren bir sapık adamı, Mehmet Yavuz, Mihrac Ural gibi bağrımıza mı basmalıydık.

Acilciler tarihi böylemi şanlı şöhretli olurdu? Olmaz olsun böyle şan. Olmaz olsun böyle şeref... Biz böyle şanlı şöhretli  ‘’tarih’’i savunsaydık, Mihrac Ural’ın Haramiler sofrasında zıkkımlanıyor olacaktık öyle mi? Bunu mu yapmalıydık? Bizim adımız M. Yavuz’mu? Ömer mi? İrfan Ural mı? Ali Fuat mı?!!!

Yalanlar ve ihanetler üzerine şato’lar kurup, içersinde ‘devrimcilik’ oynasaydık öyle mi? Ayıptır ayıp...

Mehmetçik Mehmet Yavuz’a bakın hele, sızlanıyor(!) neler yazıyor?

Hep beraber okuyalım mı?

“Birilerini vurmak, aşağılamak için: Nebil'in katline neden olan belden aşağı taktikleri hem de O'nun adını alet ederek kullanmak ne kadar acı.”......

 “Her ne kadar yazı İbrahim Yalçın imzalıysa da, onun Erkan Ulaşan merkezli olduğu bayağı açık. O'nun da belden aşağı vuruşlarla insanları çoluk çocuğu önünde SAPIK durumuna getirmesini yadırgadım ve kendisine yakıştıramadım.”

 (M.Yavuz 20 Mart 2010 Belden Aşağıcılar…  Adlı yazısı)

 

Bunu yazan adam( !) aşağıdaki yazıyı yazan, aynı adam değil mi ?

Hep beraber okuyalım ve kararı sizler verin.

MEHMET YAVUZ’DAN İNCİLER…

‘’ ORTALIK OĞLANI”

.....Bu konuda kendisiyle aşık atamayacağımız için ortalık oğlanı Hasan’dan özür dileriz.
.....Bizim oralarda; üzerine vazife olmadan her ıslıkta ortalığa çıkıp gerdan kıran, göt kıvıranlara ORTALIK OĞLANI derler…

Behey ortalık oğlanı; sen neyi gördün, nelere tanık oldun...
Kerhaneci diye nitelediğin kişilerin misafiri oldun da gazozuna ilaç koyup ırzına mı tasallut ettiler ? Bilmediğimiz bir tecrüben varsa anlat ki bilelim.
Eğer bunları açıklayamıyorsan şunu bilki sen; küçümsediğin KERHANE çalışanlarından bile daha onursuz, daha şerefsizsin… ‘’

(Mehmet Yavuz, ortalık oğlanı yazısından alınmıştır)


Şimdi anlaşıldı mı, ‘’Masum- Mazlum’’ rolüne bürünen sahtekarların kimler olduğu?

Bu yazıyı yazabilecek kadar küçülebilen  bir adam, hiç sıkılmadan, ‘’insanları  çoluk çocukları önünde sapık duruma düşürüyorlar.. çok yazık( !)’’ diye bizleri eleştirebiliyor. Tıpkı ağababası Mihrac Ural gibi utanmıyor..

İnsanlara ‘’sen nerden çıktın’’ diye küfreden, ‘’ göt kıvırıyor’’ diyen, ‘’ilaçla uyutup ırzına mı geçtiler’’ diyebilecek kadar bayağılaşan, ’’şerefsiz, alçak, namussuz ‘’ diyebilecek kadar ağzı salyalaşan bu adam, şimdi kalkmış  bizleri eleştiriyor.

 ’’Mihrac Ural’ın papatyalarını tanıyalım’’ başlıklı   yazımda, adı geçen A.Fuat Çiler bölümünü, benim imzam olmasına rağmen bu yazının Erkan Ulaşan kaynaklı olduğunu söylüyor( !).. Ah benim zavallı Mehmetçiğim( !).. Ben o yazıyı senden esinlenerek yazdım senden… ! Bak bakalım aşağıda neler yazmışsın ? Ne çabuk unuttun?!..

MEHMET YAVUZ’DAN İNCİLER!..

 “( Nebil )Bir ara devrimci tavır gösteremeyen bir arkadaşa kızdığı için ortadan kayboldu. Erkan arkadaş ile birlikte evlerine gittiğimizde kendisini odasında yatarken bulduk. Bizi görünce mahcup bir şekilde başını öne eğerek gülümsedi.

Karşılıklı konuşmalardan sonra aramıza döndü.”

 (M.Yavuz 27 Aralık 2009 Hey Gidi Nebil! Adlı yazısı)

 

Şimdi  Mehmetçik Mehmet Yavuz’a soruyorum;

 Bu alıntı senin değil mi? Senin… Burada,  ‘’ devrimci tavır göstermeyen bir arkadaş’’ diye bahsettigin zat KİM ? Hangi  konuda devrimci tavır göstermemişti? Söylermisin.  Senin bu arkadaşının adı A.Fuat Çiler değil Mİ? Devrimci tavır göstermedi dediğin olay, A.F.Çiler’in,  bayan yoldaşımız uyurken seyrederek tatmin olmaya çalışırken, Nebil Rahuma tarafında yakalanma olayı değil Mİ ? Nebil Rahuma, bu nedenle Acilciler’den ayrılmadı MI?!.. Seni ve Erkan’ı, Nebil’i ikna etmesi için, Mihrac Ural göndermedi Mİ ? Bu olayı bütün ANTAKYA bilmiyor MU? Mustafa Burgaz bu olayı bilmiyor MU? Bu olayı daha iki sene önce, senin de içersinde bulunduğun on kişilik bir arkadaş toplantısında oturup konuşmadınız MI? Hürriyet adlı bayan yoldaşımıza yapılan çirkin tacizi duymadın MI?,  bilmiyor musun? …

Mehmetçik Mehmet Yavuz,sen gerçekten utanmıyor MUSUN ? Bu yazdığın yalanlardan dolayı sıkılmıyor, yüzün kızarmıyor MU?

Ortalık oğlanı yazındaki alıntıları yazan sen değil misin? Bu kişilerin çoluk çocuğu yok MU?..  Bu kadarla olsa iyi(!)  sahte e-postlarla insanlara ağıza alınmayacak kadar küfür yazan sizler değil misiniz? Şimdi kalkıp ar’dan namus’tan bahsediyorsun. Bu kavramaları en son kullanacak kişi sen değil misin? Bu laflar senin ağzına yakışıyor MU? Doğru söyle, sen bu kavramları kendine yakıştırabiliyor musun?

KİM BELDEN AŞAĞI VURUYOR!..

Aşağıda bize gelen bir e-post var. Okuyucu bu e-postu okusun ve karar versin. Belden aşağı vuran kim ? Ahlaksız kim? Utanmaz kim? Mehmetçik Mehmet Yavuz da okumalı   ( bir daha okumalı) ..Yazdıklarından utanması için okumalı. Utanacak bir şeyi kaldıysa hala…

‘’ Aç aç iyi oku‏..

Kimden:

ahmet kayar ( Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir )

 

Bu göndereni tanımıyor olabilirsiniz.Güvenli olarak işaretle|Gereksiz olarak işaretle

Gönderme tarihi:

24 Kasım 2009 Salı 21:49:07

Kime:

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir ; Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir ; Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir ; Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir ; Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

ulan dengesizler, ulan namussuz ulan pezeveng ulan totoşlar anası bacısı s………  hepinizin karısını üstüste koyup aralarına birer karbonla hepsini birden s…….  iyimi lan pezevenkler küfürün iyi bişey olmadığını daha önce söylemiştim ama siz yine akıllanmıyorsunuz hasan yavşağı biraz akıllandı ama ya siz büyük toplar kerhane kapısı taksicileri orospuluk size oradan bulaştı galiba yavşaklar. yordunuz lan beni estoooooooooo
 lan olum akıllı olun akıllı küfür iyi bişey değil bakın akıllı duranı övüyoruz hasanı nasıl övdüm yukarıda akıllandığını söyledim yavşak dedim ama olsun sizde akıllı durun küfür etmeyin kızınızı s…….  a…… koyduğumun evlatları eşşek kadar adamsınız lan a…….
avradını s…….. hiçmi utanmıyorsunuz bu lafları yemeye avradını kızını gelinini s……… sülalenizi s…….. sizin ebe g…… eşşek kadarsınız g…….. kılı ağarmış yediğiniz laflara bak ayıp ayıp insan utanır lan terbiyesizler :) estoooooooooo 
son bir kayıp gidecem çocuklar 3 tane adamsınız üçünüzünde h…….. bir bir s……… ama sırayla siz seçin en güzelinden en çirkinini önce güzelini s…….. en son en çirkinini sonra kızlarınızı ama önce hasanın güzel k……. s…….. en son sizi s…….. lan yavşaklar ama yok sizi s…….. o kılı ağarmış g……… haydarı s…….. yok yok sizin haydarı değil benim haydarı s……… pezevenkler sizi siktirin gidin ulan yavşak oğlu yavşaklar yine akşam akşam sinirlendirdiniz beni orospu analılar sizi teeeee a……… koduklarım sizi
 
hadi geçmiş olsun gözlerinizden öperim ‘

Bu e-post’un tarihi, 24 kasım 2009 saat 21.49. buna benzer onlarcası elimizde, Bunları yazan adam müsvetteleri bize,şan’dan şereften bahsediyorlar. Sadece bize yazmıyorlar. Kendi sitelerinde yazan kimi kişiler hakkında da akıllarınca bize ‘’bilgi’’ aktarıyorlar(!) Ve bu ‘’bilgi’’leri  kullanacagımızı  sanıyorlar. Aktardıkları uyduruk bilgileri kullanacağımızı hesaplayarak, sözüm ona ,kendi aralarındaki ‘’bağ’’ları sağlamlaştıracaklar(!) Yazıklar olsun….

 --

Erkan Ulaşan güzel yazmış aktarıyorum.

‘’…Gerçek ve Yalan birbirini dışlayan iki olgudur. Gerçek yalanla birlikte olamaz. Gerçeğin olduğu yerde yalan barınamaz. Gerçek yalanı iyot gibi açıkta bırakır. Gerçek yalanın Turnusol kâğıdıdır..

            Canım sıkılıyor. Lafı uzatmanın bir anlamı yok…’’

 

Evet, anlamı gerçekten yok ama ben biraz daha uzatacağım.

Tekrar Mehmetçik Yavuz’a döneceğim(!):

“Birilerini vurmak, aşağılamak için: Nebil'in katline neden olan belden aşağı taktikleri hem de O'nun adını alet ederek kullanmak ne kadar acı.”......

Gerçekten de acı(!) Mihrac Ural’ın temel kadrosu bu iken, adı geçen dönemde bunları saklayanlar, deşifre etmeyenler, Nebil Rahuma’nın koyduğu devrimci tavrın üzerine gitmeyenler ve bu pisliklerin üzerini kapatarak(!) Örgütümüzü içten içe çürütenler açısında çok çok acı..

Burada bir noktaya, önemli bir noktaya değinmeden geçmeyeceğim.

30 sene önceki bu iğrenç olayın üzerine gidilseydi ve Nebil Rahuma’nın gösterdiği devrimci tavır kabul görseydi, Belki de şimdi Nebil yaşıyor olacaktı. Nebil Rahuma’nın nasıl bir kişilik olduğunu bilmeyenler, Nebil’i sorgusuz sualsiz katlettiler. Nebil Rahuma’yı tanımadıkları için katlettiler. Nebil Rahuma’nın, Kendisinin muhatap olduğu ‘’suç’’lamalar karşısındaki tavrını bilmeyenler, onun bu yönünü bilselerdi belki de Nebil yoldaş bugün aramızda olacaktı..

Bu bakımdan, konuyu taa 30 seneden beri bildikleri halde gizlemeye çalışanlar topyekûn suçlu konumundadırlar... Bugün bile bu konuyu kapatmak yok saymak isteyen, Mihrac Ural ve Mehmet Yavuz gibileri için söyleyecek zaten bir şey yok...

MEHMETCİK’DEN İNCİLERE DEVAM…

‘’....Bir gün Mustafa Burgaz okulda yanıma gelip rulo şeklinde sarılmış küçük bir paket vererek onu Nebil’e vermemi istedi.

 ‘’ -Pakette ne olduğunu sorarsa dinamit var ‘’ dersin diye de ekledi.

Dinamit lafı geçince doğal olarak Nebil emaneti hemen açmayacak, uygun bir ortam arayacaktı.

Okul çıkışında Nebil’i TÖB-DER binasında çay içerken buldum. Hemen yanına gittim. Ben de bir çay alarak yanına oturdum. Kimseye göstermeden emaneti cebimden çıkarıp kendisine verdim.

Hayretle yüzüme baktı ve;

‘’- Bu ne ?’’ diye sordu..

‘’- Mustafa gönderdi, içinde dinamit varmış’’ deyip başka laf etmeden yanından ayrıldım.

Ertesi gün beni okulda buldu. Aynı paketi kimseye göstermeden geri verip;

‘’- Bunu Mustafa’ya geri ver, dinamite gerek yokmuş dersin..’’ dedi.

Mustafa’yı bulup emaneti teslim ettim. Mustafa, başını sallayarak paketi açtığında içinde para olduğunu gördüm.

....Meğer arkadaşlar, maddi sıkıntı içinde olan Nebil için para toplamışlar. Ama Nebil, böyle bir yardımı kabul etmeyecek kadar onurlu ve gururlu bir insandı.’’

 

İşte bu kadar..Nebil yoldaşımız için sahte gözyaşı döken Mehmetçik Mehmet Yavuz’da birazcık insani ahlak olsaydı eğer, Benim yazdıklarım karşısında şapka çıkartır(!) “EVET DOĞRUDUR.”  Diyerek bu çirkeflik içersinde daha fazla durmazdı.

Mehmetçik Mehmet Yavuz bunu yapamaz.. O ruhunu şeytana sattığı için bunu yapamaz…

Mehmetçik Mehmet Yavuz, bir taraftan ‘’ÖZ ACİLCİ’’ olduğunu yazarken, öbür taraftan PEŞMERGE’ ye küfreder. Kıbrıs’ın işgalini savunur; RUM’a küfreder…

Bu adamı(!) iyi tanıyın. Bu adam KİM? araştırın. Biz bu ADAM(!) ın peşini bırakmayacağız. Tıpkı, MİHRAC URAL’ın peşini bırakmadığımız gibi…

Mehmetçik Mehmet Yavuz YAZIYOR(!) ;

Hep beraber okuyalım ve KİM olduğuna siz karar verin…

‘’ ARAMIZDA...

Nicedir Ata’mızın ve şehitlerimizin ruhları acılar içindeydi..

Canları pahasına büyük fedakârlıklarla düşmandan kurtarıp bizlere emanet ettikleri bu topraklar, dahili ve harici düşmanların tehdidi altındaydı.

Kanla alınıp canlar pahasına yokluklar içinde tesis edilen cumhuriyet kurumları…..Askerimizin başına ÇUVAL geçirildi, onurumuzla oynandı. Onlar, aman borsa etkilenmesin diyerek sinemize çektirdiler..


Kıbrıs’ta RUM’un oyuncağı olduk..... Kıbrıs’taki varlığımızı kendi halkımızın gözünde bile işgalci durumuna düşürdüler.. BORSA tavan yaptı diye sevindiler..


Düne kadar hayatını bize sığınarak koruyabilen PEŞMERGE, ABD’ye sığınıp sutre gerisinden ülkemize posta koymaya başladı. Ama onlar, BORSA alınmasın diye gelen tehditleri üzerlerine almadılar hiç.. Tehdit edene haddini bildireceğine, ABD’ye şikayet ettiler

Nakliyecimiz, kotalar ve vizeler yüzünden AB topraklarında dolaşamaz hale geldi


Halk, olanları büyük bir sabırla izledi… Yer yer itirazlarını yaptı.. Ama istediği karşılığı hiç bulamadı..


TANDOĞAN ve ÇAĞLAYAN, halkın damarına basılmasının resmidir. Bu resmi çok iyi yorumlamak gerekir.


AB yetkilileri, TSK ‘ya talimat verir gibi demokrasiye dışarıdan müdahale etmeyin diyor. Oysa demokrasimize dışarıdan müdahale eden kendilerinden başkası değil.

 Unutmamaları gerekir ki; TSK bu ülkenin ORDUSUDUR. AB’nin değil.

Sonuç olarak ÇAĞLAYAN’da milyonlar tek yürek, tek ses olarak yürüdü.. Herkesin yüzünde atalarından aldığı emanete sahip çıkmanın mutlu gülümsemesi vardı.

Milyonlar, borsaya değil VATANA öncelik vererek atalarının ruhlarını da şadettiler
.(.Mehmet Yavuz, aramızda adlı yazısından alınmıştır)

Kendisini ACİLCİ(!)diye yutturmaya çalışan şu zevata bakın hele.. Bu yazısının içersinde, buram buram MİLLİYETÇİLİK kokmuyor MU?

Bu yazının içersinde PEŞMERGE’ye KİN ve DÜŞMAN’ca bir tavır yok mu?

Bu yazının içersinde RUM düşmanlığı yok mu? ORDU şakşakçılığı, Darbe sevdası YOK MU?

Bu yazının içersinde ‘’ tarihin çöp sepetine atılmış hurafeleri ilimin önüne geçirerek’’ derken neyi kastediyor anladınız MI?

Bu yazıda ‘’ERMENİ ‘’ ye KÜFÜR edilmiyor MU?

Bu yazı tam bir mehmet(cik) yazısı degil mi?

Çok önemlidir dikkat ediniz,

‘’Nakliyecimiz, kotalar ve vizeler yüzünden AB topraklarında dolaşamaz hale geldi’’ derken baklayı agzından çıkartıyor ve asıl derdini kusuyor(!) onun sorunu ‘’vatan-millet’’ degil, nakliyecilere göz kırparak gemisini yürütmeye çalışıyor. Komisyonu kaptırmamak için yerini saglamlaştırma çabasıyla çırpınıyor.

Mihrac Ural’ın KADİM DOSTU Mehmet YAVUZ’u okurken, MEHMET AĞAR’ı okumuş olmuyor musunuz? Bizleri, Doğu Perinçek gibi(!) diye eleştiren bu adamı okurken Doğu Perinçek’i okumuş olmuyor musunuz?

Kim bu  ADAM? Kararı okuyucu versin…

 

BİZ NE YAPIYORUZ?

Haramzadelerin resimlerini yayınlamışız. Elbette yayınlayacağız. Bu resim çok önemli de ondan yayınlayacağız. Bu resimde, kendilerini ‘’Öz acilciler’’(!) diye lanse edenler var. Bu resimde, Samandağ Ziraat Bankası’nda örgüt adına el konulan paraları, örgüte vermeyerek aralarında pay eden hırsızlar var.Bu resimde, ‘’Ben firar edecektim ama NEBİL’e sıramı verdim’’ diye yalan söyleyen sahtekarlar var. Bu resim; ‘’30 senedir sürgün yaşıyorum. Aileme hasretim’’ diye yalan söyleyen, ağlayan, sızlayan Mit ajanı muhaberat Mihrac Ural’ın sahtekarlığını ortaya çıkartan bir belgedir, bir delildir.

Bu resimde (anlayanlar için) çok şey var. Bu resmi gören Acilciler: Örgüt adına, Türkiye devrimi adına, Suriye’ye de bulundukları dönemin ‘’devrimci’’ maskeli Mihrac Ural ile Şimdiki, Mafya Mihrac Ural’ı karşılaştıracaklar.  Örgütü polise satarak, ehlileştirip kurtulduktan(!) sonra ailesini yanına toplayan Mihrac Ural var;  O resimde, devrimci maskesini sıyırmış ve gerçek kimliğine bürünmüş bir sahtekar var. Ve o resimde, ölülerimizin, militanlarımız alın terleri var. o resimde HARAMZADELER var!!!

Bizim çoluk çocukla işimiz yok. Bizim işimiz, çoluk çocuğunu devrimci değerlerimizle besleyen sahte devrimcilerdir.

 

MİHRAC URAL MÜLKSÜZLEŞTİRİLMELİDİR...

Türkiye’de yüzlerce  devrimci, zindanlarda gördüğü işkenceler sonucu sakat kalmış,sürekli tedaviye muhtaç duruma düşürülmüştür. Bunların büyük bir bölümü, tedavi masraflarını karşılayamayacak durumdadır. Bunlar bizim insanlarımızdır. Bu insanlar, devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatlarını seve seve ortaya koyan militanlardır. Mihraç Ural  ve onun gibilerinin, 16 yaşındaki çocuklarının altına  Mercedes arabalar alırken,kimin parasını kullandıgını sanıyorsunuz. Hapıshanelerde işkencelerde sakat kalan,bir kısım duyu organlarını kaybederek,şuursuzca dolaşan devrim ve sosyalizm savaşcıları bunlar için mi mücadele ettiler. Bu devrimciler ÖLÜM KALIM savaşı veriyorlar. Bunların çocukları, acılar içersinde yaşıyor. Egitim imkanından yoksun,gelecek güvencesi olmayan çocuklar, bunlar devrimcilere emanet çocuklardır.

THKP-C ACİLCİLER militanları ve tüm devrimciler bunun bilinci ve sorumluluguyla hareket etmelidir.

Olmayan bir örgütü varmış gibi göstererek Mafia babaları gibi yaşayan Mihrac Ural ve onun gibilerini MÜLKSÜZLEŞTİREREK , mal varlıklarına DEVRİM VE SOSYALİZM adına EL KOYMAK, devrimci bir görev haline gelmiştir.

En başta ACİLCİ militanlar ve tüm devrimciler bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmek durumundadır. Bu kavgada topraga düşen yoldaşlarımız bizden bunu bekliyor. Zindanlarda işkenceler altında sakat kalan devrim savaşcıları bunu bekliyor.Ölülerimizin ve bakıma muhtac devrimcilerin aileleri( eşleri ve çocukları) bizlerden bunu bekliyor. Mihrac Ural ve onun gibi HIRSIZ ‘’devrimciler’’ MÜLKSÜZLEŞTİRİLSİN istiyorlar.

 Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.

Devrimci değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz.

Mihrac Ural’ı saklandıgı inine kadar kovalayaıp yakalayacagız derken bunu anlatmaya çalışıyoruz. Adım adım ilerliyoruz.

30 senelik ihaneti gün ışıgına çıkartırken,kişisel ‘’kin ve garaz’’la hareket ettigimizi düşünenler varsa yanılıdıklarını bilmeleri gerekiyor.

Biz, ne yaptıgımızı bilerek yapıyoruz.

Mihrac Ural’ın palavralarına inanlar varsa, yada hala inan kaldıysa,yolları açık olsun...Onları, kendi utançlarıyla başbaşa bırakıyor ve yolumuza devam ediyoruz.

Bizim kimsenin kadını -kızıyla alıp veremediğimiz bir hesabımız yok ve olamazda.

Biz Mehmetçik Mehmet Yavuz ve Mit ajanı muhaberat Mihrac Ural gibi, insanlara telefon ederek tehdit etmiyoruz. Telefon açıp aşağılık küfürler savurmuyoruz. Bu bizim değerlerimize uymaz, yakışmaz.

Biz herkesin bildiği gerçekleri yazıyor,sahtekarları teşhir ediyoruz.

Tekrar ediyorum. Mihraç Ural’ı mülksüzleştirmeye, gasp ettigi degerlerimizi DEVRİMCİ mücadelenin hizmetine sunmaya çalışıyoruz. THKP-C ACİLCİLER örgüt olarak mevcut olmadıgıdan,  bu değerlerin, Devrimci hareketin tümünün ortak değerleri oldugunu söylüyoruz.

İbrahim YALÇIN...

Dip not:

 

ahmet kayar ( Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir )

 

 

 

 

 

 

Adresinden bizlere gönderilen e-post’un ip numarasından nereden yollandıgını biliyoruz.M.Yavuz ve M Ural’da biliyor(!) bu küfürnameyi buraya koymak zorunda kaldıgım için okuyucudan özür dilemek durumundayım..