Şuanda 28 konuk çevrimiçi
BugünBugün514
DünDün2214
Bu haftaBu hafta9249
Bu ayBu ay30251
ToplamToplam10192305
mihrac ural ve a. öcalan palavraları PDF Yazdır e-Posta
İbrahim Yalçın tarafından yazıldı   
Salı, 27 Nisan 2010 06:06


Biliyorsunuz,Mihrac Ural ne zaman bir şey söyleyecek olsa,mutlaka ama mutlaka, Değerli kadim dostum Başkan APO yada APO yoldaş diye söze başlar. PKK Genel başkanından sevgi( !) ve hürmetle söz eder.

İki senedir yazıp duruyoruz. Katil oldugunu belgeleriyle ortaya koyuyoruz. Düşmana tek bir kurşun sıkmamış olmasına karşın, örgütümüzün en az 10 tane militanını öldürdüğünü, öldürttüğünü yazıyoruz. İnkar ediyor, ya kaza (!) oldu diyor,yada, haberim yoktu kendiliginden gelişen bir olay sonucu ölmüş oldugunu,öldürülmesi için herhangi bir kararın olmadıgını ( !) anlatmaya çalışıyor.

Dikkat ediniz,Mihrac Ural’ın tüm eylem(!)leri örgüte, örgüt militanlarına yöneliktir. Bunun dışında hiç bir eylemine rastlayamazsınız. Adana ABD konsoloslugunun bombalanması eyleminde, Nebil Rahuma’nın eylemi gerçekleştirmesi sırasında gözcülük yapması gerekirken, yoldaşı eylem bölgesinde yapayalnız bırakıp A.F Çiler’le beraber kaçması, onun ilk eylemi(!)dir. Bunun dışında, duvarlara yazı yazdıgını, DSİ yazısını nasıl değiştirerek  Tek Yol Devrim yaptıgını  destansı bir tarzda anlatması dışında hiçbir halt karıştırmadıgını göreceksiniz. Biz bunları yazdıktan sonra yeni bir yöntem buldu(!) Son günlerde bunu işliyor ve ’’ hiç kimsenin bilmedigi eylemler ‘’yaptıgından söz ediyor. Biz de gülüyoruz tabi, ‘’ Hiç kimsenin bilmedigi eylemler…’’ Nedir bu eylemler diye sormuyoruz. Sormaya değer bulmuyoruz.

Biz bu ahlaksız adam için ‘’sekreter soytarı’’ derken bu nedenle diyorduk. Türkiye’de yüzlerce irili ufaklı örgüt kuruldu. Birçogu kısa zamanda tarih sahnesinde silindi gitti. Ama, hiç bir örgüt yöneticisi Mihrac Ural kadar ayaga düşmemiştir. Hiçbir örgüt yöneticisi, örgütünü bu kadar gülünç duruma düşürmedi ve örgüt üyesi yoldaşlarını, bu adam kadar küçültmedi.  Mihrac Ural bu anlamıyla tek ve emsalsizdir.

Bu günkü yazımızın konusu, Mihrac Ural’ın PKK konusunda attıgı palavralar ve yalanlar üzerinedir.

Mihraç Ural çetleşiyor. Daha dogrusu, kendisini pazarlıyor. Karşısındaki kişi bir bayan ise farklı, erkek’se daha farklı bir kılıga bürünüyor ve konuşma biçim ve tarzı ona göre degişiyor. Çetleştigi kişilerle konuşmaları, alevi ise başka, sünni ise daha başka bir havada geçiyor. Değişmeyen tek şey, ne yapıp edip, ‘’ LİDER’’ oldugunu mutlaka söylüyor. PKK ve Abdullah ÖCALAN’ın kadim dostu( !) oldugunu özellikle belirtiyor. Konuştugu kişilerin, bırakınız Acilciler örgütüyle ilişkisini, birçogunun devrimcilikle alakası bile yokken, o hala, BEN LİDERİM demekten hiçbir sakınca görmüyor ve tekrar tekrar bu kelimeyi kullanıyor.Mihrac Ural bu kişilerin pek çogu ile  İnternette tanışıyor ve hemen hepsine de ‘’ SANA BİR SIR VERECEGİM diye, aklına ne gelirse söylüyor. Kendisi söylüyor. ‘’Bu sırrı 3-4 kişiden başkası bilmez ama, bak sana anlatıyorum’’ diyor.

Ben bu bölümde, Mihrac Ural’ın çetleştigi kişilerle PKK ve ABDULLAH ÖCALAN ve PKK’nın kimi yöneticileri hakkında konuştuklarını kendi kaleminden aktarıyorum.

Bunlar belgedir. Bunlara yalan diyemiyor. Ben bunları aktardıkca, Mihrac Ural, çetleştigi kişilere küfrediyor, ‘’ Ahlaksızlar, bu yazışmaları para karşılıgı sattılar( !) ‘’ diye küplere biniyor. Önemi yoktur.’ İt ürüyor kervan yürüyor’

‘’…anlıyorum. PKK'nin bu günkü süreçte yaşamakta olduğu sıkıntıları, liderinin içerde olmasının bir çok kararsız denge olaylarına yol açması gündeme gelebilir. Bunu dostça bir eleştiri konusu yapmak hiçte yanlış değil ama önce işin içinde ne ölçüde medya abartması ne ölçüde reyting için öne çıkarma var onu bilmek gerek , sonuçta varsa bir hata  bunu eliştirmek gerek

detaylara girmiyorum, PKK bir kürt ulusal kurtuluş hareketidir ve kendi kadereini tayin hakkı arayışında olan bir ulusun iç işlerine karışma hakkımın olmadığın onları desteklediğimi ve dostları olduğumu söylemekle yetineceğim. onlarını kirletim seni yönelik girişimlere de açık değilim. ama yazılarımda PKK ninin startejisi dahil en cidi elişitirileri bire bir APO'ya ve liderlerine yönelten ben

oldum…’’

‘’…Bunlar arasında en önemli lerilmelere ki stretejiktir, kır gerilla savaşının parlasa da gelişse de temel bir savaş stratejisi olamıyacağı zira kapitalize bir ülkede bunun bir kurtarılmış bölgeye dönüşemeyeceğini bilmsel olarak anlattım durdum

bunun örgüt anlayışı kadro anlayışı nı nasıl etkilediğini uzun uzun anlttım. zaten  türkiye solunda silahlı mücadelenini bir kır savaşı olduğu kanısında olanlara karşı ve sonra tüm silahlı porpagandacı solcuları bu açıdan eliştirdim ve sol pasifizim diye bir uzun broşür yazdım. O burşürde,  her sol sapma esasında bir sağ sapmadır dedim ki bu söz hala meşhurdur…’’

‘’…APO ile uzun süren sohbetlerimde şehirlerin merkezini temel alan, ünüversiteliri temel alan halkın en yoğun olduğu alanı temel alan bir örgütlenme ve siyasi strateji izelemeliri gerektiğin söyledim durudum. kır gerillası parlak bir ortam yaratırı ama sonuç almaz dedim. Dev_sol'cular ise egede kır gerillası yapacaktı  giriştiler de onlarla yalnızca alay ettim, egenin o dağlarında av olana kadar l

yalnızca kuş avlanılır dedim…’’

Mihrac Ural’ın söylediklerinin dogrulugu yada yanlışlıgı hakkında bir şeyşer söylemenin anlamı yok. Bu konuda yorum yapmak, onu ciddiye almak olur. Değmez.

Konuştugu kişiyi tanımıyor. Tanımadıgı bir kişiyle PKK ve Dev-Sol hakkında konuşuyor. Dev-sol’la alay ettiğinden ve APO’ya ‘akıl verdiginden onu eleştirdiğinden’’ bahsediyor. İkili çetleşmelerinden bunlardan bahsederken, dışarıya karşı PKK’nın mücadelesi önünde saygı duydugunu,Dev-Sol’un eylemlerini sonuna kadar desteklediğini  biliyoruz. Samimiyetsiz ve iki yüzlüdür. İçi başka dışı başkadır. Ortama göre biçim alır, zilin sesine göre oynar. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz.

Devam ediyorum.

‘’...bir ara bassite yemekteyiz. yanımda APO  ve hanımı Kesire var

APO biberi çok sever ve leblebi niyetine o küçük ama müthiş acı

biberi atıp durur ağzına.  Kesire ise sevmez. ben ikram ettim, aman dedi duymasın şimdi zorla yedirr bana  derken APO kulak kesildi, yakaladım dedi . bir avuç dolusu eline aldı. kesire bak yalnız bunları ye yeter. aman yanarım ben dedi kadın. bişi olmaz biber yemeyen devrimci mi olur allah aşkına ye yede  görelim.

bir küçük ısırık aldı yuttu, ardında bir bardak su ve bir lokma acı ama ne acı, inanılmaz şüs boyları iki cm olmayan türler var ya ondan. Yahu APO kırıılr mı zehir olsa yiyecek kadın yolu yok.  ben bu arada melek e bir işaret çaktım kurtar kadını dedim. bu ara bir biber bitmişti ki, melek kolundan tutu kesireyi gel sana  komşularımızın ahırını gezdireyim inekleri sağacaklar dedi aldı götürdü. yıllar  sonra APo ne desin bana

o gün melek hanım kurtardı ama bak sonunda devrimci olmadığı açığa çıktı şimdi düşman kesildi bize. ama apo kesireyi severdi aşıktı kadına. müthiş bir beyin, PKK'nin en önemli yşükseliş döneminde o vardı. aralarını bulmak istedim ama mesafeler çok uzaktı

ne kadar çok şey var anlatacak değil mi

bak yeri gelince hatırlanınca anlatılırmış meğer. ama ben sana hep bölük pörçük anlatıyorum. 

olur neden olmasın

zaten öyle yapıyoruz.

Yener orkunoğlunun abisi şimdi avukat (o zaman da avukattı) Cemil ve çerkez güzeli hanımı hilal bulunuyor. Bu gazetenin adı Tercüman …’’

Bütün bu anlatımların tek bir nedeni var. ‘’ Önemli bir kişi’’ oldugunu anlatmaya çalışıyor. Çetleşmenin tamamını buraya aktaramıyorum yüzlerce sayfa tutarında.. ben sadece not aldıgım bölümleri aktarıyorum. Mantık hep aynı. Karşıdaki kişiyi etkilemek ve önemli bir kişi, APO ile oturup kalkacak kadar, APO’yu yüzüne karşı eleştirecek kadar ona yakın bir LİDER oldugunu anlatmaya çalışıyor. Bazen, söylediklerine kendisini bile inandırmış olmalı ki, APO’nun İtalya’da bulundugu sırada, kendisine telefon ederek , PKK’ya göz kulak ol(!) dedigini bile söylüyor.Utanmasa PKK’yı bana emanet etti diyecek.

‘’…büyük bir sırrım var bunu bilen belki dört kişiyi geçmez  ama sana bir samimyet ve aramızda kalı-acağı inancıyla aktarayım. Başkana dedimki evimde uzun geçen gecelerden biride. kürt milleti karalarla kuşatılmaş bir vatandır. başarırsan, ben kendi adıma  bir karar mercinde olursam, sizin denizlere açılmanız için , belki onurlu ve haklı bir mübadele karşılığında denizlere açılan bir koridorunuzun olmasına evet diyeceğim, petrol denizi üzerinde yüzdüğünüz doğru ama bilim petrolü de ekarte edecektir bir dönem sonra ama denizlerin önemi ve dünyüyü açılmadaki rolu petroldan daha uzun ömürlüdür bilesin. buna söz verdim  bu benim diyarbakirdaki kürt dostumun yanında vaftiz oluyşumun genlerime işlenmiş bir tutumudur dedim…’’

Gördünüz degil mi? APO’ya söz vermiş(!) Kürtlerin denize açılan bir kapısı olması için, önemli bir mevkide oldugu zaman, denizlere açılan bir koridor verecekmiş(!) Ve bu büyük sırrını, hiç tanımadıgı sanal alemde tanıştıgı bir kişiye sırf hava atmak, kendisini pazarlamak için anlatıyor.

Kesire ile Abdullak Öcalan ilşkilerini pazarlıyor. Onlara ne kadar yakın oldugunu anlatarak büyümeye ve saygı duyulacak bir kişi oldugunu hissettirmeyi umuyor. Acınası bir durum. Zavallı bir mantık ve küçücük bir adamın yerlerde sürünmesi bundan daha güzel nasıl anlatılır ki?

 

‘’…şimdilik ayrılıyorum hattan yukardaki satırları arşivlemeyi unutma. ila el lika’’

diyerek ayrılıyor. Dikkat edin, ‘’ yukardaki satırları arşivlemeyi unutma’’ diyor. Arşivle dedigi şeyleri yayınladıgımız zaman da utanıyor, yerin dibine giriyor ve kepaze oldugunu görerek sinirleniyor(!)

 

‘’…anla gerçi bu bilgilerin değer mesajlaarındadır yoksa güvenlikli hiç bir değir kalmamıştır zaman aşımına gitmixştir

tabi yanlış tarihler söylemiş olabilirim, yanlış rakamlar da olabilir, önemli olan bunlar şöyle 5 yıl gibi bir süre daha demlensin diye düşünürüm ki zira anlatılacak okadar çok şey varki, henüz hala gizli kalması gerekenler belki 5 yıl sonra söylenebilir hale gelecektir. Mesela PKK'nin türkiyede kaçırdığı 5 amerikalı nasıl serbest bırakıldı gibi

dım bence bu işe babandan başlayalım ne dersin sonra hemen 69 'a girelim kendimize taslak oluşturalım düzenli disiplinli..’

Mihraç Ural çetleşmelerini düzeltmiyorum. Oldugu gibi koyuyorum. Kelime hataları, cümle bozuklukları bana degil kendisine aittir.

Burada önemli bir sorun var. Mihrac Ural, PKK hakkında olur olmaz herşeyi tanımadıgı kişilere aktarıyor. PKK’nin Türkiye’den kaçırdıgı 5 Amerikalı askeri nasıl serbest bıraktıgını anlatıyor.

Dogru mudur bilemiyorum ama, bu bir tehlikedir. PKK’nın bu konuda dikkatli olması ve Mihrac Ural’ın kulaklarını çekmesi gerektigine inanıyorum.

Çetleştgi kişilere hava atmak ugruna PKK ve yöneticileri hakkında ulu orta ve yalan yanlış her önüne gelene bigi aktarmasının bir nedeni olmalı UYARILMASI ve Kulaklarının çekilmesi gerekiyor.

Devam ediyorum.

‘’…Bak Cemil bayık benim can arkadaşım. APO dan sonra  en büyük kişi, bu adamın ayağını kaydırırlarsa söyleyecek çok şeyim var  bunun altında çok başka şaylar olur ozaman.cemilin kılına dokunanı yakarım. Hop dedik bakalın derim o zaman, benimde söylenecek sözün var

Demir küçük aydın  siyasi düşünce adamı olmaktan çıkıverir

 bir teşkilat işine kadar sürüklernir senaryolar takip edeceğiz

bu yazı müthiş. demir küçükaydın tam bir yalçın küçüktür işte yalçının sonu aşırı bir milleyetçi oldu. Demiri bekleyen son da aynı  Kınama yorumlarında alper diye biri ilginç bir şekilde bunu belirtmiş

cemil bayıkı kimse tasfiye edemez b.ir ihtimalden söz ediyor ve apo yu eleştiriyor sanırım bunlar liberal kürtçülerden ama önemli bilgiler vermiş durumda ve şimdi perinçeği yalçın küçüğü eleştirme zamanı değildir o geçti diyor, şimdi demiri eleştirme zamanıdır haklı diyor.

… çok ciddi bir pislik gibi durmaya başladı gözümün önünde demir küçük aydın

makale 2005 te yayınlanmış  ve cemil hala en önde duruyor…’’

Demir Küçükaydın’a ettigi küfür ve hakaretleri daha sonra yayınlayacagım şimdilik PKK ve cemil Bayık ile ilgili bölümlerle yetiniyorum.

Mihrac Ural’ı tanımayan bir kişi, ‘’ ne büyük bir adammış ‘’diyebilir. Tüm söylemleri bu amaca yöneliktir. Kendince sinirlenıyor, öfkeleniyor ve Cemil bayık’ı çok severim( !) yedırmem onu diyor.  Dedim ya, bilmeyen’de Mihrac’ı bir bok sanacak. Vermek ıstedigi hava bu yönde.

PKK ve onun önde gelen yöneticilerinin ismini kullanarak köylü kurnazlıgı yapıyor. Kürtk halkının kadim dostu,APO’nın can yoldaşı oldugu yalanları ile kendisni avutuyor.

Gerçek bumu ? hayır. Gerçek bu pislik adamın söylediklerinin tam tersi.

PKK  GENEL  BAŞKANI  ABDULLAH ÖCALAN , Mihrac Ural adlı sahtekarın kim oldugunu çok iyi biliyor.

Bizler, bu sitede, Abdullah Öcalan’ın Mihrac Ural için güvenilmez bir adamdır,’’ devrimci degil, çelepcidir’’ dedigini yazmıştık (Haydar Yılmaz ve ben yazdım)

Aşagıda aktaracagım sözler,  ABDULLAH  ÖCALAN’ındır. ACİLCİLER için A.Öcalan’ın ne dedigini hep beraber okuyalım.

‘’ 24. ÖRGÜTÜN HATAY BÖLGESİNDE SON DÖNEMDE VERDİĞİ ÖNEMİN NEDENİNİ ANLATINIZ?

Hatay'a ağırlık vermemizin nedeni buradan Malatya ve Elazığ bölgelerine kolay açılım yapma isteğidir. Bunun için Parmaksız Zeki (K) Şemdin Sakık bana teklifte bulundu, diğer alanların tamamını bildiğini yeni alana açılım yapmak istediğini söyledi. Daha sonra Hatay alanına faaliyet için bu bölgeye gittiler. Bu bölgede Acilciler örgütü vardır. Kürt nüfus yoktur. Acilciler örgütü bu alana açılım yapmamıza rağmen bize yardımı olmadı. Bu alana açılım yapmamızda Suriye'nin herhangi bir etkisi yoktur..’’

(Abdullah Öcalan’ın,Soruşturma komısyonuna verdıgı sorgu ıfadesı)

İşte bu kadar. Mihrac Ural adlı soytarı’nın Kadim dostum, yoldaşım diye koparttıgı yaygaraları yalanlayan Abdullah Öcalan’ın sözleri bunlar.

Abdullah Öcalan’ın, acilciler diye sözünü ettiği Mihrac Ural’ın kendilerine yardımı olmadıgını söylüyor.

Yurtsever kürt halkı ve onun direniş örgütü PKK’nin Lideri Öcalan, Mihrac Ural soytarısınının kim oldugunu en iyi bilenlerin başında geliyor. Soruşturma komisyonundaki ifadesinde, Türkiyeli bir çok örgütle işbirligi, eylem birligi, güç birligi yaptıklarını söylerken, Acilciler adından tek kelime söz etmiyor ve söz ettigi yerde de ‘’Bize yardımları olmamıştır’’ diyor. Biliyoruz. Evet olmamıştır. Mihrac Ural’ın internet ortamında, kuru gürültü yaptıgına bakmayınız. Mihrac Ural, kürt halkı’nın dostu degil, onun en azılı düşmanlarındandır.

Mihrac Ural’ın, Kürt halkı ve onun liderine karşı işledigi suçları vardır. Mihrac Ural’ın en büyük korkusu, bu suçlarının açıga çıkartılacak olmasıdır. Mihrac Ural, bir süre daha beklemelidir. Dedik ya, ‘’yuları elimizdedir. Biz çektikce gelecek’’

Sözü birkez daha Mihrac Ural’a bırakıyorum( !)

 ‘’…bu gün için  pratik anlamda bir değerimin olmadığını bende biliyorum. ama bir potansyelim ve siyasal  bir sorunu idare edebilecek kadar   deneylerim var kendime gövüniyorum.

 açıklarımı zaaflarımı ve zayıglıklarımı da çok iyi biliyorum

 tarihide tarihte halkın keskin dönemeçleride nasıl saf tutuğunu da çok iyi biliyorum. bunu bildiğimi bilen düşümanlarımın olduğu da kesin sürekli izliyorlar, "sinek şimdi küçük mide bulandırmıyor yarın  büyüye bilir " diyorlar

PKK lilere seçim öncesi toplantılarda söyledim

el cezire TV de iki kez hatayla ilgili haber çıksın yer yerinden öynar, 300 milyonluk arap kamu oyu öyle döner ki, kendi yönetimlerine rağmen  haklı bir kimlik davasına destek olurlar

 Kürtlerin bu açıdan gerçek demokrat olmalarını önerdim, size yapılanı başkasına yaparak intikam alma eğilimine düşersiniz her şeyi kaybedersiniz

 ben kimlik sorunumuza kimse karşısın istemiyorum, bu ülke içi bir sorun bunu tümümüz birlikte çözelim

 diş karışma dışa bağımlı olmayı gğetiriri istemesede

bunun anlaşılmasını istiyorum

ben bir laik Arap'ım, atalarım bile ikonoklast tılar, yani ikonlara tapınmayı red ediyorlardı

evet tam bir şehir insanıyım üstelik tarihin en eski metropol şehirlisiyim..’’

Sekreter soytarı böyle söylüyor( !) Bak bu sözlere diyecegim yok( !)

’pratik bir degerim yok’’ diyor. Dogrudur , 5 para etmezin tekidir.

’sinek şimdi küçük mide bulandırmıyor’’ diyenlerde dogru söylemişler. O sinek hiçbir zaman büyüyüp mide bulandıranmaz, bunun da bilinmesi gerek.

Fakat anlayamadıgım bir şey var. Bu bölümde, PKK için bazı sözler ediyor(!) ‘’ gerçek demokrat olun’’ vb diye kendince akıl veriyor(!). PKK ‘yı acil zannetmiş olmalı, EHLİLEŞTİRMEK istedigi anlaşılıyor. Bu bir MİT göreviyse eger, Mıhrac Ural’a o görevi veren MİT’in  ben taa içine edeyim…