Musul-Kerkük derken... Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Salı, 03 Ekim 2017 16:15


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 81. il olan Düzce’den sonra 82. ilin Musul 83.’nün de Kerkük olacağını söylemiş. Bunun önünde durulamayacakmış…

Bahçeli’ye “Kafkasya ve Orta Asya’daki esir Türkler ne oldu?” diye sorulsa ya cevap veremez ya da öyle bir cevap verir işte.

Cumhuriyetin kurulması öncesinden başlayarak “esir Türkler” konusu Türk ırkçılarının gözde teması oldu. Sovyet mezalimi altında inleyen Kafkasya ve Orta Asya’da Türkler yaşıyordu ve Anadolu’daki soydaşlarına kavuşmak için can atıyorlardı.

1991’de SSCB dağıldı. Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ayrı bağımsız ülkeler oldular. Özal’ın devlet başkanı olduğu 1990’lı yıllarda devlet, iş adamları ve ülkücüler bu ülkelere akın ettiler ve büyük sürprizle karşılaştılar.

Hangisini saymalı?

Birincisi: bazı ülkeler, özellikle Özbekler, Anadolu’daki Türk kardeşlerinin gelmesinden hiç hoşnut olmadılar. Özbekistan bu alana hücum eden Fettullah Gülen’in okullarını ilk kapatan ülkedir. Özbekler Türk değildir ve kendilerine Türk denilmesinden de hoşlanmazlar. Bir halkın kendisini nasıl tanımlayacağına karışılamayacağına göre, onlara “yok siz Türksünüz” denilemez.

Özbekçe, Anadolu Türkçesine yakındır ama buradan Türklük çıkmaz.

Mısır, Suriye, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve benzerlerinde Arapça konuşulur ama bunlar ayrı ülkelerdir, ayrı halklardır. Arap halkları büyük bir genellemedir ve pratikte de defalarca görüldüğü gibi karşılığı yoktur. Birbirleriyle savaş halinde olmaları az rastlanan bir durum değildir.

Özbekler, Anadolu Türklerinin sahip çıktığı Osmanlı’dan hiç hoşlanmazlar ve aradaki soğukluğun kaynağı da buradadır. Özbek olan Timur 1402 Ankara Savaşı’nda I. Beyazıt’ı yener ve esir alır. Osmanlı İmparatorluğu dağılmayla karşı karşıya kalır (fetret devri) ve kendisini Rumeli’deki gücü sayesinde toparlar.

Timur, I. Beyazıt’ı Semerkand ve Buhara’ya götürür. Kafes içinde dolaştırarak teşhir eder. Yetmez, I. Beyazıt’ın karısını huzurunda çıplak olarak oynatır. Bu kadarına dayanamayan Beyazıd da yüzüğündeki zehri içerek intihar eder.

Türk denilen Özbekler başka Türklere nasıl muamele yaparmış, görüyorsunuz.

Geldik Azerilere…

SSCB’nin dağılmasının ardından ilk devlet başkanı Elçibey seçilmişti. Kendisi tam bir Türkçüydü ve Turan adı verilen bölgeyi yeniden kurmayı amaçlıyordu. Ülkücülerin kutsal terimlerinden olan Turan, Orta Asya’da Türk kökenli denilen halkların yaşadığı bölgenin adıdır. Bu bölgeyi işgal edip sömürgeleştiren Çarlık Rusyası Turan’ı da dağıtmıştı.

Tansu Çiller’in başbakan Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı olduğu yıllarda Türkiye de Elçibey’i destekliyordu. Elçibey’in bölge dengelerini dikkate almayan, özellikle Rusya Federasyonu’nu (RF) hiçe sayan politik çizgisi sonucunda darbe oldu: Haydar Aliyev, Elçibey’i devirerek cumhurbaşkanı oldu. Türkiye de karşı darbe yapmayı planladı ama beceremedi, TC elçisi uçakla kaçmak zorunda kaldı.

Haydar Aliyev SBKP Politik Bürosu’nda KGB sorumlusuydu.

Cahillik işte, kiminle dans ettiğine dikkat etmeden harekete geçersen, sonunda şaşar kalırsın!

Demirel sonraki yıllarda Aliyev ile iyi ilişkiler kurdu, isterse kurmasın!

Ne çare ki RF gittikçe ağır bastı. Azerbaycan dış ticaretini ağırlıkla bu ülke üzerinden yürütmeye başladı. Demirel TC ve Azerbaycan için “İki devlet – tek millet” diyordu ama Azerbaycan Bakü-Ceyhan petrol boru hattının tam kapasiteyle çalışması için gerekli ek petrolü vermek yerine RF ile arasında yeni inşa edilen boru hattına akıtmayı tercih edecekti.

Moskof mezalimi altında yıllarca inlemiş Azeri Türkler Anadolu’daki soydaşlarına böyle yapıyorlardı işte…

Kazakistan derseniz TC’ye hiç sıcak bakmadı. Bu ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını Ruslar oluşturuyordu zaten…

Türkmenistan derseniz keza öyle… Anadolu’yu enerji köprüsü yapacak Nabucco petrol ve doğal gaz boru hatlarını dolduracak oranda gaz vermeyi kabul etmeyince, proje de yattı. Türkmenistan doğal gazını RF üzerinden ihraç ediyor.

Uzaklarda Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) Sincan bölgesinde 30 milyon kadar Uygur yaşıyor. Hem uzaktalar hem de ÇHC’ye posta atmak zor iş, atsanız bile ciddiye almaz. Biraz bağırıp çağırmayı dikkate almaz.

Şimdi de Suriye ve Irak’taki Türkmen kardeşlerimiz “kurtarılmak” için bizi bekliyormuş…

Bunca yıldır hangi “dış Türk”ü kurtardınız da geriye onlar kaldı?

Yıllarca Kırım Tatarlarını da “esir Türkler” içinde sayardınız. Ukrayna ile RF’in arası açık olduğu için, ilkini zayıflatmayalım diye sesinizi çıkarmadınız. Ardından RF, Kırım’ı ilhak etti, sizden tık çıkmadı. Çıksa ne olurdu, ayrı konu!

TC’ye ve onun parçası olan MHP ve Ülkücülere en bağlı olan Türkler Avrupa ülkelerinde yaşıyorlar. Onların da kıpırdaması zor…

Erdoğan’a Almanya’da miting izni vermediler, on binlerce taraftar tek protesto gösterisi yapmadı.

Bugüne kadar kimi kurtardınız da Musul-Kerkük’tekiler kaldı?