Yorgunluk filan derken... Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 21 Aralık 2017 23:30


Her yılın sonunda kendi kendime geçen yılın değerlendirmesini yaparım. 2017 benim için kötü bir yıl oldu. Neden böyle düşünüyorsun, diye sorarsanız, açıklayamam; öyle hissediyorum. Çapımı aşan bazı işlere girdim, yapamadım, bu nedenle canım sıkıldı; bundan olsa gerektir. Bundan daha önemlisi yıllardan beri ilk kez beynimin yorgun olduğunu hissediyorum. Dinlenmem gerek, iki haftada filan geçer, biliyorum ama yorgunluk kendini hissettirecek kadar yoğun…

Benim dinlenme tarzım başka konularla ilgilenmektir. Bir kitap okursunuz, kafanız uçup gider, kendinizi dinlenmiş gibi hissedersiniz. Her zaman böyle olmuyor tabii, dozajı iyi ayarlamak gerekiyor. Önceden bilmek de mümkün değil ancak yaparken öğrenebiliyorsunuz.

Beck Yayınevi’nden çıkan 130 sayfalık Rusya Tarihi’ni okuyordum, ağzım açık kaldı… Rusya’da tarım üretiminin Çarlık zamanından beri sorun olduğunu, ülkenin çok büyük olmasına karşın toprağın verimli olmadığını, sık yaşanan kuraklıklar nedeniyle büyük rekolte azalmalarıyla karşılaşıldığını ve aynı sorunun sosyalizmde de sürdüğünü öğrendim.

Gel de şaşırma şimdi!

1956’da yapılan SBKP’nin 20. Kongresi’nde Stalin’e yöneltilen eleştirilerden bir tanesi de SSCB’nin o yıl çok kötü tahıl üretimi nedeniyle ABD’den yüksek miktarda tahıl ithal etmek zorunda kalmasıydı. Benzer durum sonraki yıllarda da tekrarlanacaktı.

Stalin döneminde köylülüğe oldukça hoyrat davranılması önemli bir faktör olmakla birlikte, tarım üretiminde sorun eskiden beri varmış. Lenin, Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi’nde geniş arazide yapılan makineli tarımın faziletlerini sayarken Rusya’da yıllardan beri süren tarım üretimi sorununa neden dikkat etmemiş, bilinmez.

Tarım üretimi bütün sosyalist ülkelerde sorun ama belirttiğim gibi Rusya’da bunun eski bir tarihi bulunuyormuş. Aynı sorun Küba’da da var, toprak verimsiz… Çölü dönüştürüp tarım üretimi yapabilen İsrail bunu başarıyor da, sosyalizm neden başaramadı; bu da ayrı bir sorundur.

Bir de galiba geçen hafta sonundaki çalışma grubunda yoruldum. Altı saat dikkatini vererek dinlemek, sunum yapmak, değişik konularda söz alıp konuşmak derken insan fark etmeden yoruluyor. Bende böyle bir özellik vardır, işi yaparken yorulduğumu hissetmem; her şey biter ve büyük bir yorgunluk çöker.

 

Neyse şimdi Noel tatili geliyor, biraz kafayı dinlemeye çalışayım…