Muharrem İnce ve yandaş medya Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 03 Haziran 2018 08:33


 

 

Muharrem İnce’nin yandaş televizyon kanallarıyla yaptığı söyleşileri izlemedim ama haberleri ve ilgili yorumları okudum, ek olarak da yüz ifadelerinin yer aldığı fotoğrafları gördüm. “Muharrem İnce yandaş medyayı sözlüye kaldırıyor” başlıklı yazıları da okudum.

Muharrem İnce’nin önde gelen icraatı, bence, yandaş medyayı rezil etmesidir.

Selahattin Demirtaş hapiste olmasaydı benzerini farklı yönden yapabilirdi.

Yandaş medyanın sefaletini, ne kadar yetersiz olduklarını, yıllardan beri boş kaleye gol atmayı marifet sandıklarını görmemek mümkün değil…

İnce’nin lise öğretmeni olduğunu ve buradan hareketle öğretmen üslubunun nasıl olabileceğini bile düşünmemişler… Bocalıyorlar, afallıyorlar, kendi sorularının tuzağına düşüyorlar… Soru sorarken karşı tarafa gollük pas attıklarının farkında olmuyorlar…

Dedim ya; yıllardır rakibin bulunmadığı ortamda boş kaleye gol atmışlar ve marifet yaptıklarını sanmışlar…

Televizyon söyleşisinin yapıldığı salon düzenlemesi bile karşı tarafı psikolojik baskı altına almak temelinde yapılmış: bir tarafta üç kişi oturuyor, karşılarında tek kişi bulunuyor… Mahkeme jürisi gibi… Oturma düzeni karşı karşıya… Bir taraf sorgulayacak, diğer taraf ise cevap verecek…

İlk yapılacak iş bu psikolojik üstünlüğü tahrip etmektir…

Önce “Buradaysam, bu sizin için bir şereftir” havasını vereceksiniz. Ben muhalefet lideriyim, sizler yandaş televizyon kanalı çalışanları!

Soruya cevap verirken sadece cevap vermeyeceksin, Reis’e vuracaksın…

Karşındakiler “Haklısınız ama…” diyemezler, hemen işlerine son verilir.

Reis’i de savunamazlar, “sizin ne olduğunuz belli zaten” cümlesi hazır beklemektedir…

Cevap verdiğinizde bunu sonraki soru ya da soruları belirleyecek şekilde yapacaksınız… Bunun yöntemleri vardır, tecrübeli sunucular bilir ama yandaş medyanın bundan haberi bulunmuyor…

Tahrik edildiğinizde aldırmayacaksınız, karşı tarafı ciddiye almadığınızı göstereceksiniz…

Böyle yapıldığında söyleşi giderek tersine döner… Söyleşiyi yapanların yandaş medyacılar oldukları –yeniden- açığa çıkmaya başlar…

İyi bir özgüvene sahip olduğunuzda ve bunu uygun tarzda ortaya koyabildiğinizde hiçbir medya grubu karşınızda duramaz…

Hele de yandaş medya gibi yalancı olmanın ötesinde cahil bir medya hiç duramaz…

“Sürekli olarak kitap okuduğunuzu ve halkın içinden geldiğinizi söylüyorsunuz. Bu nasıl oluyor?”

Nagehan Alçı’nın bu sorusu kadının kafa yapısını ve kapasitesizliğini göstermesi bakımından harika bir soru…

Değişik cevaplar verilebilir…

Bu ülkede halk okumuyor da sanki öğretim üyelerinin büyük bölümü okuyor mu?

Televizyoncular okuyor mu?

Belli ki Nagehan Alçı da okumuyor…

Reis bile okumadığına göre kendisi neden okusun?

Okumazsanız cahil kalırsınız, ardından çaresizlik gelir, bir takim numaralarla işi götürebilirsiniz ama kifayetsizliğiniz gittikçe sırıtmaya başlar…

Diyelim ki iki yabancı dil biliyorsunuz, öğretim üyeleri dahil halkın büyük çoğunluğu ise bilmiyor…

Demek ki hepsine yabancısınız!

Ne kadar aptalca bir sonuç…

Cahilliği överek başarı kazandığını sanmak…

Yandaş medyadan başka ne beklenebilir?

 

Son Güncelleme: Pazar, 03 Haziran 2018 09:13