Küba ve iyi bir gelişme... Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 22 Temmuz 2018 19:46


 

 

Önümüzdeki hafta yapmam gereken işleri epeyce bitirdim, tahmin etmiyordum ama bugün akşama doğru yazı yazabilecek zamanım oldu.

Öncelikle doğum günümü kutlayan ve iyi dileklerini ileten herkese yeniden teşekkür ederim.

Kaç gündür sürekli Foucault’nun değişik yazılarını okuyup Salı günü yapacağım kısa konuşmaya hazırlandım ve bu arada Foucault’nun Pastoralmacht kavramına rastladım. Çevirisinin kelime karşılığı açıklayıcı olmaz. Macht iktidar veya güç anlamına geliyor. Pastoralmacht ise Ortaçağ’da kilisenin geliştirdiği bir iktidar biçimi… Burada önemli olan insanların bedenlerinden çok psikolojilerine ya da başka bir deyişle ruhlarına seslenmek… Mutlak bir itaat istemek… Foucault mevcut dünyadaki hayatla öteki dünyadakini birlikte ele alan yeni bir iktidar tarzının geliştiğini 1980’li yılların başlarındaki konferanslarında açıklıyor. Bununla ilgili yayınlanmış ve tabii hemen Almancaya çevrilmiş bir kitabı var. Şimdiye kadar bilmiyordum, alıp okuyacağım artık…

Bire bir paralellikten söz edilemez tabii ama kavramın bizi de anlattığını açıklamak gerekmez herhalde… Hıristiyanlığın kilisede örgütlenmesine karşılık İslam devlette örgütlenmiştir. Buradan mutlaka şeriat sonucu çıkmaz, dönem değişti ne de olsa ama islamın bu ve öteki dünyasının birlikte kullanıldığı yönetme tarzları ortaya çıkar.

Neyse, ben yazının başlığına döneyim…

Küba’da anayasa değiştiriliyor ve komünizm hedefi anayasadan çıkarılıyor. Bunun yerine sosyalizmin geliştirilmesi ifadesi alıyor… Değişiklik parlamentoda kabul edildikten sonra halkoyuna sunulacak…

Geç kalmış da olsa iyi bir gelişme…

Sosyalizm, kapitalizmden komünizme geçiş dönemi değildir; kendi yasallıkları olan ayrı bir toplumsal-ekonomik sistemdir, belirlemesini ilk olarak 1970’de, Kapital’in ilk cildinin yayınlanmasının 100. yılında Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ndeki iktidar partisi olan SED’nin genel sekreteri Walter Ulbricht yapmıştı. Bunun üzerine bir bölüm politik büro üyesi Brejnev’e müracaat ederek Ulbricht’in marksizme aykırı belirlemede bulunduğunu ve görevden alınmasını ister. Ulbricht ile Brejnev’in arası zaten açıktır ve Ulbricht bir süre sonra istifa etmeye zorlanır. Bu süreci 1989 Berlin Duvarı kitabında anlatmıştım.

Ulbricht sosyalizmin kısa değil uzun bir dönem olmasından hareketle bu belirlemeyi yapmıştı. DAC’de sosyalist iktidar o sırada 21 yaşındaydı ve daha da sürecekti. Küba’da ise önümüzdeki yıl devrimin 60. yılı oluyor. Yarım asır ve daha fazla süren geçiş dönemi olmaz. Bu uzunluk sosyalizmin kendine özgü yasaları olan ayrı bir toplumsal-ekonomik sistem olduğunu gösterir. Küba’nın kendine özgü pazar sosyalizmi uygulamasını Che Guevara Kısa Uzun Bir Hayat kitabında anlatmıştım.

Küba, Türkiye sosyalist hareketi üzerinde müthiş etkisi olan bir ülkedir. THKP-C ve THKO’yu Küba devrim pratiğini bilmeden anlayamazsınız.

Sosyalizmin mevcut dünya şartlarında nasıl gelişeceği teorik değil pratik bir sorudur.

Bu ülke neredeyse 60 yıldır ABD’nin yanı başında ve uygulanan sert ambargoya rağmen yaşamasını becerdi. Doğal kaynak bakımından zengin olmayan bu yaklaşık on milyonluk ülke uzun bir planlamayla sağlık ve ilaç üretimi alanında dünya çapında bir isim oldu. (Bu süreci de Che Guevara kitabında anlatmıştım.

Kübalılar tarihlerine son derece bağlılar. “Bu küçük ada dünya çapında isim olacak” belirlemesini yapan ülkenin ulusal kahramanı Jose Marti ve zaman da 19. yüzyıl sonlarıdır.

Küba’daki iyi bir gelişmedir ve umarım kitaba bağlılığı esas alan, yazan ama hiçbir şey söylemeyen sosyalistlerimizi daha farklı düşünmeye zorlar…

 

Son Güncelleme: Pazar, 22 Temmuz 2018 19:53