Teslim Töre uğurlandı... Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 27 Kasım 2019 10:27


Teslim Töre dün Bern’de yapılan cenaze töreniyle İstanbul’da toprağa verilmek üzere uğurlandı. Törenle ilgili olarak değişik kaynaklarda fotoğraflı yeterince bilgi bulunduğu için burada ayrıntılı olarak aktarmayacağım.

Törene değişik politik örgütlerden yaklaşık 300 kişi katıldı. İstanbul’daki törene de geniş bir bileşimin katılacağı şimdiden söylenebilir. Bir tanesi özellikle hariç tabii: Teslim Töre’nin kadim düşmanı Halkın Kurtuluşu-TDKP-EMEP-DİDF. Bu düşmanlığı 1993’te Teslim Töre yakalandığında aleyhine açtıkları kampanyada somut olarak yeniden görmüştük. Teslim Töre şu veya bu nedenle eleştirilebilir ama fırsat bu fırsat anlayışıyla çökertme kampanyası açanlar sonuç alamazlar. O yıl yayınladığımız bir bildiride de bunu belirtmiştik. O günden beri anlayış değişmemiş, varsın değişmesin. Teslim Töre’nin de onların desteğine ihtiyacı olmadı zaten…

Törende yıllardır görmediğim çok sayıda kişiyle karşılaştım. Bir bölümünde onlar beni tanıdı. Bir tanesini anlatmak istiyorum:

Ben Samet, tanımadın mı, dedi?

Doğrusu hiç tanımadım.

O zaman zayıfmış, şimdi kilo almış ama ne isimden ne de görünümünden çıkaramadım.

1987’de Suriye’de yapılan Merkez Komitesi Plenumu’nda varmış. Partinin o zamanki Kürdistan seksiyonu adına katılmış ve ancak o zaman böyle bir kişi olduğunu ve dahası anlattığını da hatırladım.

Yakalanıyor, polis işkenceden sonuç alamayınca bu sefer “İstiklal Marşı söyle” diye tutturuyor. O da işkencenin etkisi altında “Çatma kaşlarını kurban olduğum…” diye söylüyor. “Bu bizimle dalga geçiyor” diye yeniden işkence yapmışlar.

Hatırladığım doğruymuş! Şimdi KKP’de çalışıyormuş.

Bir başka arkadaş Töre’den anı yazmam için ısrar etti. Herkesin çok sayıda anısı bulunuyor. Tamam, yazarım, dedim. Bir tane yazıyorum:

Yılı tam hatırlamıyorum ama 1980’li yılların ortası olması gerek, yer Budapeşte. 6 partiden oluşan Sol Birlik’in yıllık zirve toplantısı var. Toplantıya partilerin genel sekreterlerinin yanı sıra ortak faaliyetin yürütülmesinden sorumlu olanlar ya da bir çeşit uygulayıcılar da katılıyordu. Parti sekreterlerine birer saat konuşma hakkı verilmişti. Teslim’i dinleyenler bilir, konudan konuya geçerek fazlasıyla konuşur. Sıkılmazsınız ama bu arada zaman da geçer. “Zamanı ayarlayamıyorum, bir saatin bitmesine yakın beni uyar” dedi. Konuşmaya başladı, 55 dakika geçti, daha konuya yeni giriyor, alttan bacağını dürttüm, “bir saat bu kadar çabuk mu geçti?” der gibi bakmıştı.

Törene katılan, bazısı kısa konuşma yapan bazısı yapmayan değişik politik örgütlerin büyük bölümü Teslim Töre ile aynı politik görüşe sahip değildi ve burada önemli olan da bu değildi. Önemli olan bu törenin sosyalist hareketin ortak değerlerinin güçlendirilmesinde önemli bir dönüm noktası olmasıydı. Katılanlar Teslim Töre kadar kendilerinin de yer aldığı o tarihe ve onun önde gelen bir insanına sahip çıktıklarının bilincindeydiler. Bu bilincin yükseltilmesi gerekiyor.

Bir dönemin insanları gerek yaşlarının ilerlemesi ve gerekse de sağlık sorunları nedeniyle yavaştan aramızdan ayrılmaya başlayacaklar. Sosyalist hareketin geniş bir bileşimi bu insanlara kolektif olarak sahip çıkarken sadece onlara değil, kendi tarihine de sahip çıkmış olacak.

Örgütsel tarihler bundan sonra da olacaktır, eksik kalan ise güçlü bir ortak tarihin bulunmasıdır. Bu tarih de ortak isimler olmadan güçlendirilemez. Bu isimler hiç yok değildi, vardı, mesela sosyalist hareketin ilk dönemki ortak isimleri gibi…

Bunların çoğaltılması gerekiyor…