Kontrol toplumu Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 01 Mayıs 2020 21:21


Korona virüsüyle ilgili alınan önlemler kontrol toplumunun yeni olmayan özelliklerinin daha fazla görünmesini sağladığı gibi, yeni kontrol yöntemleri de uygulamaya konuldu.

1950’li yıllarda Adorno gelişen teknolojinin sadece özgürlükleri artırmadığını, denetimi de sıkılaştırdığını belirtmişti. Yaklaşık 60 yıl sonra durumun böyle olduğunu açık olarak görebiliyoruz. Nereye ve ne zaman gittiniz, kimlerle bağınız oldu, tüketim alışkanlıklarınız nelerdir, nelerden hoşlanır nelerden hoşlanmazsınız; elektronik aletlerle bunları öğrenmek ve bu bilgiyi depolamak mümkündür.

İnternette sıkça karşınıza çıkmıştır. Diyelim internet üzerinden filanca eşyayı ısmarladınız, kısa süre sonra o eşyanın benzerleriyle ilgili reklamlar Facebook sayfanıza veya telefonunuza gelmeye başlar. Sistem tüketim alışkanlığınızı tespit etmiş ve hafızasına almıştır.

Türkiye’deki bir arkadaşım geçenlerde kendi yaşı için yasak olmasına rağmen evden çıkıp polis denetiminin olmadığı sapa yollarda yürüdüğünü, bir süre sonra telefonuna “bulunduğunuz yerden fazla uzaklaşmayın” mesajının geldiğini söylemiş ve nasıl öğrendiler diye merak etmişti. Bu basit bir izlemedir, cep telefonu üzerinden… “Telefonu evde bırak, öyle yürü” dedim. “Gelen mesaja da cevap verme, karşında makine var, insan değil. Belirli bir yaşın üzerindekilerin cep telefonlarını sisteme vermişler, sistem önemli yer değiştirme görünce otomatik olarak uyarıyor.”

Bankamatiklerden para çekerken karşınızdaki ayna içinde fotoğraf makinesi bulunduğunu ve fotoğrafınızın çekildiğini herhalde biliyorsunuz. Her tarafta bulunan kameralarla sürekli gözetlendiğinizi de biliyorsunuzdur. Buradaki bilgilerin hepsi büyük bir bilgisayarda toplanır ve makineye bir kişinin fotoğrafını verdiğinizde makine size kişinin ne zaman ve nerede olduğunu, günlük olarak genellikle nerelere uğradığını kısa sürede çıkarabilir.

Bunların hiç birisi yeni değildir.

Daha yeni olan Çin’de uygulanan denetim yöntemidir.

Kimlik kartınızda bir çeşit app bulunuyor ve yaptığınız her işte bunu kullanmak zorundasınız. Sokağa çıkarken app’ı kapıdaki alete okutuyorsunuz, girerken de aynısını yapıyorsunuz. Metroya bilet alırken, alışveriş yaparken, günlük hayatınızda bu app’ı sürekli olarak kullanmak zorundasınız. Aksi durumda ne metroya binebilirsiniz ne de mağazaya girebilirsiniz. Kurallara aykırı herhangi bir davranışınız bu app üzerinden yazılır çünkü gittiniz her yerdeki elektronik aletler bu app’ı okumaktadır. Her keresinde ceza puanı alırsınız ve belirli bir sınırı aştığınız zaman metro bileti bile alamazsınız ya da şehirler arasındaki trene binemezsiniz.

Çin yolcu vagonlarında kimin kiminle yan yana oturduğunu bile bulabiliyormuş. Bunu korona virüsü almış birisinin kimlerle temas ettiğini bulmak için de kullanıyorlar ama aynı zamanda kişiyle ilgili ileri derecede bilgi de toplamış oluyorlar.

Bu bilgileri makineler değerlendirir. Bu makinelere normal olan davranış normları verilir ve bunun dışındaki her davranış normal dışı olara görülür. Kişi bir normdan fazla sapmışsa, matine polisi ya da bunun yerine geçen herhangi bir gücü uyaracaktır. Kişi zaten sürekli izlendiği için bulunması zor değildir.

Eski filmlerden hatırlarsınız, kişiyi veya bindiği arabayı izlemenin değişik yöntemleri vardı. Araba konusunda epeyce zamandır bilinen izleme yapılmıyor; arabanın uygun bir yerine çip koyun, o da nereye gidildiğini düzenli olarak bildirsin… Kişiyi izlemenin de buna benzer yolları kullanılıyor.

Bazı toplumlarda –Almanya gibi mesela- kentin kameralarla donatılmasına yönelik şiddetli itiraz var. Bu nedenle kamera sayısı –mesela Türkiye’dekine göre- azdır. Üstelik bazı meydanlarda “burası kamera tarafından denetlenmektedir” diye de yazar.

Gizlenmiş kameralar da mutlaka vardır.

Gelişmiş gözetleme tekniğinin savaşta özellikle kullanıldığı kolayca düşünülebilir. Kır gerillasını yakalamak için askerlerin sarp dağlara tırmanması gerekmiyor. Silahlı İnsansız Hava Aracı bölge üzerinde sürekli uçuyor ve canlı görünce de ya merkeze ilettiği görüntü sonucu gelen emirle ya da otomatik olarak ateş ediyor. Kısa mesafeler için kullanılan ve bilgi toplamaya yarayan küçük hava araçları da bulunuyor, görülmeleri de zordur.

ABD bu yöntemi Afganistan’da Obama zamanında denemeye başladı. Silahlı İnsansız Hava Aracı’na Osama bin Laden’in fotoğrafı verilmiş; görünümü de uzun boylu zayıf. Görünümü uyan çok sayıda köylü roket kurbanı olmuş. Osama da sonradan açıklandığına göre evden çıktığında geniş kenarlıklı şapka giyer ve böylece de havadan fotoğraflamada yüzünün görünmesini engellermiş.

Bu gelişmiş ve daha da gelişen denetleme tekniğine karşı kendinizi nasıl savunabilirsiniz sorusunun açık cevabı bulunmuyor. Mümkün olduğu kadar az iz bırakacaksınız ve başka neler olabilir bilemiyorum. En başta cep telefonunun esaslı bir izleme aracı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Cep telefonlarına ve bilgisayarlara indirilen bazı kullanım programlarının da dinlemeyi ve izlemeyi kolaylaştırdığını sanırım biliyorsunuzdur. Görünürde hayatınız kolaylaşıyor, bir oranda gerçekten de böyle oluyor ama denetimin artması bedeli karşılığında…

Bu izleme başka yerlerde Çin’deki kadar açık değil ve dolayısıyla da insanların alıştırılması zor olmuyor. İnsanlar –Foucault’nun 1970’li yıllarda belirttiği gibi- bir süre sonra denetimi içselleştiriyorlar ve denetimin olmadığı yerde bile buna uygun davranıyorlar. Bu arada ihbar mekanizmasının ya da denetim dışına çıkanı haber vermenin de denetimin önemli bir bileşeni olduğunu unutmamak gerekiyor.

Denetimi içselleştirenler, denetimin olmadığı yerde bile kuralın çiğnenmesinden rahatsız olurlar. Amaçlanan da zaten bu tür kişilerin çoğalmasıdır.

Eğer yoğun denetime karşı iseniz önce bunun nasıl yapıldığını öğrenmeniz gerekir. Bilmediğiniz denetim yöntemlerini geçersizleştirecek yolları düşünemezsiniz.

 

İnsanların sürekli olarak bu konuda aydınlatılması gerekir çünkü özellikle kötü olan gelişmiş denetim yöntemleri değil, insanların bunları içselleştirmesi ya da alışmasıdır.