40 yıl sonra TDAS internette Yazdır
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 24 Temmuz 2020 18:13


İNTERNET BASKISINA ÖNSÖZ

40 YIL SONRA TDAS ile birlikte Rus Devriminden Çıkan Dersler (1974), TDAS (1975) ve Mevcut Durum ve Devrimci Taktiğimiz (1976) Mart 2015’te birlikte basılmıştı. Kitap neredeyse tükendiği için internette yayınlamaya karar verdik.

Beş yıl önce yayınlanan 40 Yıl Sonra TDAS’ta TDAS (1975) güncellenmişti. Bu önsözde ise son beş yılda gerçekleşen önemli değişiklikler, bir önsözün sınırları içinde belirtilecektir.

Son beş yılın en önemli gelişmesi 4. sanayi devrimi olarak da anılan yapay zekanın uygulanmasına geçilmesi olsa gerektir. Yapay zeka, kısaca, bilgiden sonuç üretebilen makineler, daha gelişmişleri ise bilgiden bilgi üretebilen makineler olarak tanımlanabilir. Makinelerin bunları yapabilmeleri için uygun programlanmaları gerekir.

Burada bizi asıl ilgilendirmesi gereken, yapay zekanın artan oranda uygulanmasının toplumsal sonuçlarıdır. Üretimde çalışan insan sayısı azalacak, hizmet sektöründe yeni alanlar ortaya çıkacaktır. Bazı iş alanları –tıpkı üçüncü sanayi devrimi ya da bilgisayarlaşmada olduğu gibi- ortadan kalkacak, yerlerine bazıları önceden bilinmeyen –özellikle hizmet sektöründe- alanlar alacaktır.

Yapay zekanın şimdiden görülebilen ilk sonuçlarından bir tanesi kontrol toplumudur. Makineler insanların günlük hayatını denetleyecek şekilde programlanabilmektedir. Bu konuda en ileri ülke Çin’dir. Cep telefonunuza zorunlu tutulan bir app indiriyorsunuz ve bunun vasıtasıyla evden ne zaman çıktınız, hangi araca bindiniz, nerede indiniz, o gün ne yaptınız; hepsi bilinebilmektedir. Kurallara aykırı davrandıysanız app aracılığıyla merkez bilgisayara işlenmekte ve fazla ceza puanınız olduğunda tren bileti bile alamaz duruma gelmektesiniz.

Korona epidemisi cep telefonları aracılığıyla insanların günlük hareketlerinin kaydedilmesinin hiç de zor olmadığını gösterdi.

Denetim nasıl boşa çıkarılabilir konusu şimdiden önem kazanmış durumdadır.

Bir diğer önemli konu devrimci öznenin kapsamıyla ilgilidir. 4. sanayi devrimi Marx’ın çalışanlara dahil etmediği ve kısaca prekarya olarak anılan kesimi daha da büyütecektir. Bunlar bir dönem işsiz kalmış insanlar değil, sürekli iş değiştiren, genellikle çalışma fırsatı bulamayan kişilerdir. Eskiden bunlara lümpen proletarya da denirdi. Bu kesimin sayısı daha da büyüyecektir –bizde zaten görülebilir kadar büyüktür- ve bu konuda politika geliştirilmesi gerekmektedir.

Son beş yılda Almanya’nın hızla yükselmesini görüyoruz. Rusya Federasyonu da yeniden Ortadoğu’ya dönerek dünya politikasındaki etkinliğini artırmıştır. Çin de aynı durumdadır.

Dördüncü sanayi devrimi, dünya politikasındaki güç odaklarının çoğalması, tek ülkenin (ABD) yönetmesinin mümkün olmadığının anlaşılması bağlamında emperyalizm tahlili önem kazanmıştır. TDAS ve 40 Yıl Sonra TDAS’ın önemli bölümü yazıldıkları dönemin emperyalizm tahliliyle ilgilidir.

Emperyalizm tahlili konusundaki en büyük eksik devletin konumuyla ilgilidir. Leninist emperyalizm tahlili içerde aşırı sermaye birikimi ve bunun ihraç edilmesini belirtirken devleti ancak dolaylı olarak gündeme alır. Bu da marksist bakış açısına uygundur; devlet üstyapı kurumudur. Gerçekte ise devlet üstyapı kurumu değildir, altyapı ile birliktedir hatta onun içindedir. Sadece savaşlar değil artı-değer sömürüsü de devletsiz gerçekleşemez.

Devlet faktörü analize dahil edilmeden emperyalizmin yeterince anlaşılması mümkün değildir.

Bunu alt emperyalizm konusunda özellikle belirtmek gerekir. Devletin rolünü anlamadan alt emperyalizmi –özellikle de Türkiye alt emperyalizmini- anlayamazsınız.

Türkiye alt emperyalizminin ilk döneminde (1990-2000) askeri yön ağır basmaktadır, sermaye ihracı vardır ama oldukça zayıftır. İkinci dönemde ise askeri yönün özellikle güçlenmesinin yanı sıra (Suriye’de olduğu gibi açık toprak ilhakı yapılıyor) sermaye ihracı da önem kazanmıştır. Devlet her konuda doğrudan müdahil durumundadır.

Önümüzdeki dönemde bu konuların üzerinde durulması gerekiyor. (40 Yıl Sonra TDAS’daki alt emperyalizm bölümünü okumanızı özellikle öneririm.)

40 Yıl Sonra TDAS, 40 yıl önceki TDAS’ın aksine polemik üslubuyla yazılmamıştı. 2015’te buna gerek yoktu. Ek olarak açıklanması gereken konu fazla olduğu için –sosyalist ülkelerin çözülmesi bunlardan birisidir- görüşlerimizi mümkün olduğu kadar polemiğe girmeden ortaya koymaya çalıştık.

1970’li yılların ikinci yarısında TDAS’a yönelik bir bölümü ancak rezalet olarak adlandırılabilecek hücumların içinden geçerek geliştik. O yıllardan kaldığı belli olan bir tip geçenlerde alt emperyalizm konusunda üç kuruşluk bilgisiyle ve saldırgan bir üslupla bize yönelince yıllardır karşılaşmadığımız bir durumla karşılaştık.

Eleştiriye açığız. Eksiklerimiz varsa, ki olabilir, öğrenir kapatırız. Görüşlerimize karşı çıkanlardan kalite bekliyoruz ve bu kapsamdaki eleştirilere sadece seviniriz. Uygun bir dille cevap veririz.

Başka türlü davrananlar ise cahilliklerinin yüzlerine vurulmasının ötesinde, müstahak oldukları dil kullanılarak cevaplarını alacaklardır.

Zamanında neler gördük biz, bunlar ne ki!

Leninist emperyalist teorisindeki yetmezliklerle ilgili olarak farklı kişilerin konuyla ilgilenmesinden sadece memnunluk duyarız. Doğal olarak devrimci olmaktan çok hafız olanların (birisi Kuran’ı diğeri Lenin’i ezberlemiştir) itirazları olacaktır; çekinmemek ve ilerlemek gerekir. Önemli olan itirazı sağlam gerekçelere dayandırabilmektir ve bunlar da vardır.

Herkesin ikna olması şart olmadığı gibi alt emperyalizm konusunda olduğu gibi bazı gelişmeler o kadar hızlı ve açık ki, kafalara vurarak öğretiyor.

TDAS (1975)’in nasıl yazıldığını öğrenmek isteyenlere TDAS’ın Tarihi’ni (2020) okumalarını öneririm.

 

Kitap

 

www.tdas1.blogspot.com

 

adresinden pdf olarak okunabilir ya da indirilebilir.