Bu yeni konuya video programında kısa süre sonra başlarım. Konu tahminimden daha büyük… Bu büyüklük hızlı gelişen bir alan olması ve bunun felsefedeki yansımalarıyla ilgili değildir. Önemli sorular var ve bunların ucu Marksizmin temel belirlemelerinden olan üretici güçlerin gelişmesi konusuna kadar uzanıyor.

Üretim ilişkileri gelişen üretici güçleri engellemeye başladığı zaman devrim zamanı gelmiş demektir.

Üretici güçlerin gelişmesini esas olarak tekniğin gelişmesi olarak da görebiliriz. Bu gelişmenin teorik bilimdeki gelişmeyle yakından ilgisi bulunmakla birlikte sonuçta eğer teknik gelişmezse, teorik olarak bilimin gelişmesi toplum hayatını etkilemez.

Fizikte Hertz’in elektromanyetik dalgaları bulması önemlidir ama buradan cep telefonuna ulaşılıncaya kadar gidilmesi gereken uzun bir yol vardır ve bu yol da esas olarak teknik temellidir.

Önemli soru şudur:

Ne yapabiliriz ve yapabilecek olmamıza rağmen yapmamamız gereken nedir?

Soru tekniğin gelişmesinin bazı alanlarda yasaklanmasını, en azından kısıtlanmasını içermektedir.

Konu tekniğin önemli bir alanıyla ilgilidir: biyoteknik…

Bu teknik, canlılarla uğraşan tekniktir ve bu canlılara insan da dahildir.

Tekniğin insan organlarını yenilemesini biliyoruz. Takma kol, bacak yıllardan beri yapılabiliyor. Bedendeki bazı organlar –mesela kalp, böbrekler- değiştirilebiliyor.

Ve bu teknik laboratuarda insan yapılabilmesini mümkün kılacak kadar gelişiyor.

Embriyon ve DNA’nın değiştirilebilmesi buna imkan sağlıyor.

Tekniğin bu yönde gelişmesi yasaklandı ama bu yasağın yine de özellikle bazı devletler tarafından değişik oranlarda geçersiz kılındığı tahmin ediliyor.

Nasıl bir insan istiyorsun?

Sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylu ve zeki mi olsun?

Yaparız!

Teknik bunu yapabilecek durumdadır ya da bu yöndeki yasak kaldırılırsa diyelim 10-20 yıl sonra yapabilecek duruma gelecektir.

Bunun diğer adı insanın insan üretmesidir.

Bu konuda bir biyolog şöyle diyor:

Yapılan Tanrı’yı oynamak demektir ama bunu biz yapmazsak başka kim yapabilir?

Konu yıllar önce bilim kurguya konu olmuştu, mesela Frankeştayn!

Laboratuarda üretilen insanın denetimden çıkması…

Ulaşılan bu aşamada üretilebilecek olan Frankeştayn değil, aynı bildiğimiz insandır.

Şunu unutmamak gerekiyor: insan sadece biyolojinin, genetik kodlarının ürünü değildir; esas olarak sosyalizasyonun ürünüdür. Başlangıçta aynı olan bebekler farklı sosyalizasyonlar yaşadıklarında farklı insanlar olurlar.

Biyoloji, felsefe –ahlak felsefesi-, sosyoloji, psikoloji; hepsi aynı konunun içindedir.

Daha önce belirtmiştim; tek disiplini öğrenmek geride kaldı; konular birbirinin içine girmiş durumdadır.