Beklenen oldu! Yazdır


AKP Almanya’da yapmayı planladığı referandum toplantılarını iptal etti. Programa göre AKP’nin bakanları ve parti sorumluları ve belki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ülkeye gelmesi bekleniyordu. Gerçi bugüne kadar birkaç bakanın ve AKP sorumlusunun toplantısı iptal edilmişti ama yine de gelecek için kesin bir durum yoktu. AKP’nin Almanya temsilciliği bugün açıklama yaparak referandum toplantılarının iptal edildiğini ve bunun Ankara’dan kendilerine bildirildiğini belirtti.

Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Merkel’i Nazilikle suçlamasının ardından peşpeşe gelişmeler oldu.

İlki; Merkel’in Almanya’da referandum için verilen iznin geri alınabileceğine yönelik üstü kapalı açıklaması oldu. Üstü kapalı deyimini Türkiye’deki politik dil için kullanıyorum, Almanya’daki dil için neyin belirtildiği açıktı.

Ortadoğu’da –ve bizde de- açıklamalar tehdit ve suçlamalarla birlikte yapılır. Arada tehdit de savrulur! Neden olmasın, bakarsınız tutar!

Karşı taraf bunlara aldırmayıp sizi en zayıf yerinizden vuracağını açıklayınca durum değişir.

Ülke dışındaki seçmenin yaklaşık yarısı Almanya’da bulunuyor. Almanya verdiği izni geri çekerse Avusturya aynısını yapmaya dünden hazır ve Hollanda da buna katılabilir, belki İsviçre de katılır.

Ülke dışındaki seçmenin yaklaşık yüzde 60’ı oy kullanamazsa bundan hayırcılar da kaybeder ama evetin kaybı daha büyük olur. Türkiye’de hayır ile evet arasındaki fark pek fazla değil ve bu nedenle ülke dışındaki seçimin büyük önemi bulunuyor.

AKP böyle bir iptali göze alamazdı ama işin buraya doğru gittiğini bile bile üst perdeden konuşmayı sürdürmeleri kendileri için hiç de akıllıca bir politika değildi.

İkincisi; bir hükümet yetkilisi Erdoğan’ın güvenliğini sağlamak için binlerce polisi seferber edemeyeceklerini söyledi. Bunu da referandumun iptaliyle birlikte düşünmek gerekir. Referandum Almanya’nın iç güvenliği tehdit etmektedir gerekçesiyle iptal edilebilir ve buna karşı da AKP hiçbir şey yapamaz.

Üçüncüsü; bir hükümet yetkilisi Erdoğan’ın Almanya’ya gelmesi durumunda Merkel’e hakaret etmesi nedeniyle tutuklanabileceğini açıkladı. Almanya yasalarında yabancı devlet adamlarıyla ilgili olarak böyle bir yaptırımı mümkün kılan madde bulunuyor.

Almanya’da birisine Nazi demek hakaret kapsamında görülüyor.

Bu durumda Almanya’daki AKP referandum toplantılarının iptal edilmesi kaçınılmaz oluyordu.

Buna karşılık “salarız mültecileri” denilirse, kimse etkilenmeyecek.

Nereye salacaksınız?

Bulgaristan, Türkiye sınırını yüksek ve çok katlı tel örgüyle kapatıyor. Biliyorsunuz Bulgaristan ülkedeki elçisini de geri çekti. Gerekçe: AKP’nin Bulgaristan seçiminde çifte vatandaş (Türk-Bulgar) olanlara hangi partiyi seçmeleri gerektiğini söylemesi olarak gösterildi. Bu açık olarak bir ülkedeki seçime başka ülkeden müdahale olarak değerlendirildi.

Geriye Yunanistan kalıyor ama mültecilerin oradaki durumu Türkiye’dekinden daha da kötü… Almanya’da Yeşiller ve CSU Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasının iptalini istiyorlar. Balkan yolu ya da Yunanistan’dan Avrupa içlerine giden karayolu kapandıktan sonra mültecilerin daha fazla sayıda Yunanistan’a gelmesi, Türkiye’ye mülteciler için ödenen paranın kesilip bu ülkeye verilmesi anlamına gelir.

AKP yetkilileri 1,5 yıl önce varolan bir imkanın –Balkan yolu açıktı- artık bulunmadığını henüz anlamadılar.

Politika bağırıp çağırmak ve tehditler savurmakla yapılmıyor. Gücünden emin olan karşı tarafa aldırmadığı gibi gerektiğinde en zayıf yerinden vurabileceğini açıklıyor.

Neymiş efendim, Almanya’daki TC vatandaşlı bu ülkeyi terk ederse Alman ekonomisi çöker miymiş?

Almanya vatandaşı olan ve olmayan eski ya da halen bu durumda bulunan TC vatandaşlarının Almanya ekonomisine katkısı var ama ekonominin geneli için bu katkının öyle vazgeçilmez bir önemi de bulunmuyor.

Dahası, çağırın bakalım; kaç tanesi dönecek!

İnsanımızın huyudur; konuşur, bazen yapar gibi yapar ama yapmaz!