Bağımsızlık ve ucuz politika Yazdır


Irak ordusu Kerkük’ün de içinde olduğu bölgeye girdi, Barzani ve Talabani’nin peşmerge güçleri geri çekildi. “Neden çekildiler? Teslim oldular” gibi belirlemeler anlamsızdır çünkü ağır silahları olan Irak ordusuna karşı etkili bir direniş göstermeleri mümkün değildi. Unutmayalım; İslam Devleti (İD) Kobani’ye saldırdığı zaman, YPG sert bir direniş sergiledi ama kentin düşmemesini sağlayan sonuçta ABD’nin hava bombardımanıydı. Direnme iradesi olmadan hiçbir şey olmaz ama uygun silahlara sahip değilseniz bu iradenin etkisi de sınırlıdır.

23 Eylül’de bu sitede yayınlanan “Referandum bölgeyi kaosa mı sürükler?” başlıklı yazıda şunları belirtmiştim:

“…ne dünyada ve ne de bölgede yalnız değilsiniz. Dolayısıyla İran ve Türkiye gibi güçlü bölge devletlerinin kesinlikle karşı olduğu bağımsızlığa götürebilecek referandum kararı alırken güçler dengesini iyi hesaplamak gerekir. ABD karşı, yeni olarak Rusya Federasyonu da “Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu” ya da bağımsızlığa götürecek adımları desteklemediğini açıkladı.

Tek destek veren İsrail ama bu durumda onun desteği anlam taşımıyor.

Neyine güvenerek bu adımı atıyorsun? sorusuna Barzani yönetiminin inandırıcı açıklama getirmesi beklenemez.

Rojava hesabını yaparak özerklik ilan etmişti. Suriye rejiminin yıpranmasını bekledi, ardından ilan etti. Suriye’de merkezi rejim güçlü olsaydı ilan edemezdi ya da hemen ezilirdi.

Böyle bir durumda “Her halk gibi Kürtlerin de bağımsızlık hakkı vardır” demek, somut durumu görmeden genel bir ilkeyi tekrarlamaktan öteye gitmez. Bir ilkenin hayata nasıl geçeceği somut duruma bağlıdır. Barzani’nin bunu bilmiyor olması mümkün değildir. Kürtlerin yıllardan beri bölgenin ve bölgede hazır ve nazır olan büyük dünya güçlerinin ilişkilerini kollayarak adım attıklarını Barzani de iyi bilmektedir.”

Barzani’nin iyi yapılmamış hesabı tutmadı. Kendi kaderini tayin konusunda bağırıp çağıranlar da sustu. Bütünüyle ucuz bir politikadır.

Ne Kürdistan’ın şu veya bu parçasında ne de Katalonya’da yalnız yaşamıyorsunuz. Çevrenizde ve Ortadoğu gibi bütün büyük devletlerin bulunduğu alanda başkaları da bulunuyor. Onların tepkilerini iyi hesap edip ona göre adım atmak gerekir. Sadece haklı olmak, “kendi kaderimi belirlemek hakkımdır” temelinde adım atmak, politikada acemilik ya da yanlış hesap göstergesidir.

Saddam 1991’de Kuveyt’i işgal ettiğinde ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan onay almıştı. Bakanlık, “Kuveyt’i Irak’ın doğal parçası olarak gördüklerini” açıklamıştı. Önce kışkırttılar ardından da bu işgale karşı Irak’a savaş açtılar. Saddam  fazla direnemedi, ülkenin kuzeyinde uçuşa yasak bölge oluşturuldu. Bölgedeki Kürtlerin özerk yönetimi bundan sonra oluştu. Kandil’deki PKK varlığı da bundan sonra ortaya çıktı.

“PKK Irak’ta hortlak gibi ortaya çıktı” belirlemesi yapan zamanın Genelkurmay Başkanı da bu sözlerle şaşkınlığını belirtiyordu. (Bkz. Alt Emperyalizm ve Türkiye)

Ortadoğu’da bilinen numaradır: kışkırtırlar, adım attırırlar, sonra da bastırırlar.

Barzani’nin bağımsızlık referandumu konusunda ise durum önceden fazlasıyla açıktı. İran ve Türkiye karşıydı, ABD taraftar değildi, aynı tutumu daha ihtiyatlı olarak Rusya’da gösteriyordu. İsrail’in desteklemesi, uzaktan da Fransa desteği pratikte anlam taşımıyordu.

İster ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesini sürekli tekrarlamakla yetinen sosyalistlerin ne kadar ucuz politika yaptıkları da burada bir kere daha ortaya çıktı.

Bir hakka sahip olmakla o hakkı hayata geçirmek birbirinden ayrıdır. Hele de Ortadoğu gibi zaten çok karışık olan bir bölgede özellikle farklıdır.

Bağımsızlık talebi haklı olunca bu hakkın kolayca hayata geçebileceğini sandılar ve Kürtlerin gücünü de fazla abarttılar. Gerçekçilikten uzaklaşıldığında iyi sonuç alınamaz bazen çok kötü bile olabilir.

Benzer bir durum karışık olmayan başka bir bölgede Katalonya’da da geçerlidir. Avrupa Birliği’nin desteğini alamayan Katalonya yönetimi ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Sadece “bağımsızlık hakkımdır” demekle olmuyor…

Irak’ta yeni gelişmeler beklenmelidir. Ortadoğu’da hemen her gün bir gelişme oluyor zaten ama bugünkü güçler dengesi çerçevesinde Güney Kürdistan Kürtlerinin bağımsızlık referandumu tarihe gönderilmiştir. Daha bağımsızlık bile ilan edilmemişti ama olan budur…

İlerde ortaya çıkabilecek muhtemel farklı durumları şimdiden tahlile girmemek gerekir.