Esad'ın biti canlandı! Yazdır


 

 

Eski bir terimdir: gücü olmadığı için boynu bükük duranlar birdenbire kükremeye başladıklarında “biti canlandı” ya da “biti kanlandı” denilir. Beşar Esad ABD ile işbirliği yapan Kürtleri “vatan haini” olarak nitelendirmiş. Özellikle PYD/YPG’yi kastettiği ortadadır. Nitekim bazı gazeteler ve yazarlar da belirlemenin üzerine balıklama atlayarak Esad’ın kimleri kastettiğini yeniden uzun olarak açıkladılar.

Belirleme yeni değil aslında… Birkaç ay önce Esad’ın sözcüsü kadın da, “Kürtler ya ellerindekileri verecekler ya da zorla alacağız” demişti. Ek olarak Türkiye’nin işgalci konumda bulunduğunu ve buna uygun muamele göreceğini belirtmişti.

PYD/YPG temsilcileri de Esad’a “Hangi orduna güvenerek böyle konuşuyorsun?” gibisinden cevap vermişlerdi. Suriye askeri olarak uzun süreden beri İran askerleri ve Rusya Federasyonu’nun hava kuvvetleri sayesinde ayakta duruyor. Suriye ordusu bitmiş durumdadır. Hangi orduya güvenerek Kürt kantonlarına saldıracaksın?

Diğer belirleme daha da enteresan… Doğrudur, Türkiye Suriye’de işgalci durumdadır… Ülkede kaç tane üssü olduğu, ne kadar askeri bulunduğu bilinmiyor. Bilinenler var ama bilinmeyenler de az değil… İyi de Suriye’nin Türkiye’ye “muamele yapacak” mecali mi var? Neyine güvenip de konuşuyorsun? Suriye ordusu mu kaldı? Suriye ordusu halkına saldırmak için yeterli güce sahip olabilir ama İslam Devleti’ne karşı görüldüğü gibi büyük çatışmalarda bozguna uğrar.

Bunlar bilinen gevezeliklerdir, konuşurlar…

Arada bir “Suriye’nin egemenliğinden” söz ederler. Gerçekten de öyle hani! Ülke İran askerleriyle dolu… Bir taraftan da Türkiye girmiş… İsrail ikide bir orayı burayı bombalıyor… Ama olsun Suriye yönetimi kendisini egemen ülke sanıyor!

Suriye yönetiminin yaptığı açıklamaların arkası okunursa Türkiye’ye mesaj verildiği görülür. Zaten yandaş basın da mesajı hemen aldı: Suriye de biz de PYD/YPG’ye karşıyız; o halde…

Birdenbire işbirliği olmaz tabii… Önce küçük adımlar atılır, bazı ortak operasyonlar yapılır ama asıl önemli olan ABD ve Rusya’nın ikna edilmesidir. İran Kürt kantonlarına saldırı konusunda ikna edilebilir ama ötesi zordur.

Suriye’de savaş bitmedi, başka bir cephesi açılıyor. Bu kez savaşın adı, Kürtlere karşı savaştır. Ortadoğu’da sürekli değişen ittifak anlayışları içinde kim kiminle nereye kadar iş yapacak, göreceğiz.

Kürtler Suriye’deki kazanımlarının bir bölümünü kaybedebilirler ama iç savaş öncesi duruma dönülmesi mümkün görünmüyor. Suriye bir daha asla eski Suriye olamayacaktır. Böyle olmaya çapı da yetmez zaten…

Suriye’deki Baas yönetiminin Kürtlere karşı tutumu ülkenin adından bile bellidir: Suriye Arap Cumhuriyeti. Ülkede yıllardan beri süren Araplaştırma faaliyetleriyle ilgili olarak kırk çeşit yalan uydurulabilir, önemli değildir. “Türkiye Türklerindir” demekle, Suriye Arap Cumhuriyeti arasında fark mı bulunuyor?

Bir konuda açık olmak gerekir: Esad yönetimi gerici ve despot bir yönetimdir. İlericilikle ilişkisi yoktur. ABD emperyalist de İran ve Rusya Federasyonu ilerici midir?

Esad’ı savunmak ancak Arap milliyetçisi ve mezhepçi olmakla mümkündür.

Gerisini boş verin…

“Ülkelerinin işgal edildiğinden” söz edenler, Suriye’nin Lübnan’ın üçte birini yıllarca işgal ettiğini unutuverirler!

Nasıl işlerine gelirse…

Suriye’de savaş yeni bir aşamaya giriyor…

İslam Devleti de bu savaşta yerini alacaktır. Her he kadar askeri olarak büyük darbe yemiş olsa bile ideolojik olarak bu ülkede mevcuttur ve bazı askeri çıkışlar yapması pekala mümkündür.

Yeni gelişmeleri görmek için fazla beklemek gerekmeyecek…